Markalar tüketiciye ulaşmak için birbirinden farklı yöntemler dener. Tabii ki buradaki ana hedef tüketiciye ulaşıp, ürününü almasını sağlamak. Ama ana hedef müşterinin ürünü daha çok alması ve bunu düzenli olarak yapmasıdır. Bu amaçla markalar sayısız yöntem kullanır. Ünlülerin ürünleri taşıması, moda dergilerinde ürünün görsellerine düzenli olarak yer verilmesi, gazetelerde haberlerinin çıkması ve her biri birer alışveriş kanalı haline gelen sosyal medya fenomenleri üzerinden ürüne kolay ulaşım sağlanması gibi. Sosyal medyada bile, aklınızı boşaltmak için öylesine profillere bakıyorken bir anda kendinizi iddialı bir alışverişin içinde bulabilirsiniz. İngiliz Telegraph gazetesi de tam da bu konu hakkında tüketici köşesinde "Mağazaların ve markaların sizi pusuya düşürmek için kullandığı sinsi yöntemler" isimli bir makale yayımladı. Biz de indirimlerden hepimizin iştahının kabardığı, yeni sezonu erkenden takip etme arzumuzun yükseldiği şu günlerde hem mağazalarda hem de sanal ortamda sizi yoldan çıkarmak için kullanılan yöntemlerden bahsedelim istedik.
BU İŞİN KOKUSU ÇIKTI
Marka, beyninizde güvenli bir yere sahip olabilmek için, mağazadan içeri adım attığınızda sizin belli koku anılarınızı kullanarak alışveriş yapmanızı sağlar. Çünkü isterseniz beş duyunuzun dördünü kapatabilirsiniz ancak nefes almadan ve dolayısıyla bir şeyi koklamadan yaşamanız imkansızdır. Son yıllarda koku duyusu ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalar, bu duyunun beyine en dolaysız yoldan bağlı olduğu ve en etkili temel duyu olduğunu kanıtladı. Kokunun duyguları harekete geçirmekteki bu gücünü, reklam ve pazarlama sektörü de keşfetti. Yapay olarak geliştirilmiş pek çok tanıdık kokunun bir pazarlama taktiği olarak ürünlerde ve mağazalarda kullanılmasına sektörde 'kokulu pazarlama' deniliyor. Amaç ise en hoş, en bildik kokuları kullanarak insanların hafızalarındaki güzel anılarını canlandırarak satılan ürünleri çekici kılmak; tüketicinin sadece aklını değil, duygularını baştan çıkarmak. Örneğin tarçınlı ve baharatlı bir kokunun kullanıldığı mağazaları beynimiz daha kalabalık olarak algılıyor. Bu kendimize olan güven duygumuzu etkiliyor ve dolayısıyla mağazadaki en pahalı ve prestijli parçaları satın almaya çalışıyoruz.
ALIŞVERİŞ ETKİNLİKLERİ ESAS TUZAK
Bu tür etkinlikler sizin o kalabalık içinde, size gösterilen ilgi, ikramlar ve yaratılan ortam karşılığında para harcamanızı sağlamak için düzenlenmiş etkinliklerdir. Belki sezon ortasında hatta sezon sonunda yarı fiyatının da altında alabileceğiniz bir parçayı çok yüksek bir fiyata almış olursunuz utanma ya da çevrenizdekilere gösterme belasına.
MAĞAZA KARTLARI
Mağaza kartları sizi tam bir tüketim zinciri içine sokmak yani kandırmak için kullanılan tabir-i caizse şekerdir. Bu kartlarla düzenli olarak o mağazaya para bırakmaya başlarsınız. Hatta orada hesabınıza geçen sanal paraları harcamak için daha da çok alışveriş yaparsınız. Toplamda yine sadece mağazanın istediği olur ve siz daha çok para harcamak dışında bir şey yapmazsınız
MÜZİĞE KENDİNİZİ KAPTIRMAYIN
Mağazaya girdiniz, hızlı ve yüksek volümlü bir müzik çalıyor. Kendinizi en sevdiğiniz kulüplerden birindeymişsiniz gibi hissetmeye başlıyorsunuz, sanki alışverişte değil bir partidesiniz. Adrenalin yükseliyor, modunuz değişiyor ve hızlı hızlı raflardaki ürünleri denemeye ve o anki modunuzun da etkisiyle sonrasında pek de giymeyeceğiniz şeyleri kasaya götürmeye başlıyorsunuz. Aman diyelim, mağazalarda yüksek ve hızlı müzik çalınmasının tek bir nedeni var o da size daha çok para harcatmak.
DENEME KABİNİ MACERASI
Hiç bir mağazada deneyip, üzerinize çok yakıştığını düşündüğünüz bir ürünü yıkadıktan sonra giydiğinizde "Ben bunu nasıl aldım?" diye kendi kendinize sorduğunuz oldu mu? Tabii ki olmuştur. Suç sizde değil. Deneme kabinleri ya da odaları işte size bu yanılsamayı yaşatmak için tasarlanıyor. Bazı mağazaların aynaları teninizin daha parlak ve bronz görünmesini ve böylece her rengin size yakıştığını düşünmenizi sağlar mesela. Ya da olduğunuzdan daha uzun ya da daha dar görünürsünüz bazı aynalara bakınca. Odadaki ışık da genel olarak sizin kendinizi daha güvenli hissetmenizi ve aynadaki görüntüsünüzü daha çok beğenmenizi sağlayacak türdendir.
KASANIN HEMEN YANINA DİKKAT
Tamam kontrolünüzü sağladınız, tamamen akıllıca alışveriş yaptığınızı düşünerek kasadaki kuyruğa girdiniz. Beklemek her insanı sıkar, dikkatini dağıtır. İşte tam da o anda küçük bir indirim köşesi, rengarenk ve genelde küçük boyutlu ürünlerin olduğu bir köşe sizin dikkatinizi çeker. "Aman da ne tatlıymış" derken bir de bakarsınız elinizdeki akıllıca alışverişten daha çok parçayı minik minik tam da nerede kullanacağınızı düşünmediğiniz ürünlere vermişsiniz