Kolay kolay kendi dünyasına yeni bir ismi 'kalıcı' olarak kabul etmeyen pop müzik alemine hızlı ve köşeli bir giriş yaptı bundan dört sene önce Güliz Ayla... Mevzu alternatif müzik olsa iş daha kolay... Yeraltında da olsa kendi dinleyicine ulaşma imkanın var. Ama pop iddialı. Pop ringine çıktığınız vakit güçlü olmak icap ediyor.
Platin rengi saçları, alımlı ve asi duruşu, kendi söz ve müziğini yazma, yapabilme yeteneğiyle hemen fark edildi. Sesi güçlüydü... Sanki yıllardır popüler müzik aleminden biri gibiydi. Hem tanıdık, hem yepyeniydi şarkıdaki gibi...
Bu dört yıla iki stüdyo albümü sığdırdı. En az dört-beş hit çıkardı. Şimdi de popüler müzik jargonuyla bir yaz hiti çıkardı Ayla. Öyle Sev adlı single'ı kısa sürede plajları, kulüpleri ve radyoları fethetti. Değişimi seven bir isim Güliz Ayla. Bu kez kendisini ilk tanıdığımız halden epeyce farklı görünüş olarak. Sarı saçlarıyla ve yeni imajıyla çıkıverdi karşımıza.
Yeni şarkısında 'cesaret' kavramı göze çarpıyor. Biz de girizgahı buradan yapıyoruz. Cesaret hayatının neresinde duruyor Ayla'nın? Yanıtlıyor: "Peşinden koştuğum şeyi muhakkak yaparım. Öyle bir tutumum vardır hayata karşı. Ama cesaret önem sıralaması olarak hayatımda en üst yerde değil. Başından beri inandığım ve güvendiğim şeyleri yaptım. Cesaretten çok kendi yaptığım işlere önem verdim diyebilirim. Günün sonunda iç huzuru olarak önemli bir noktaya ulaşıyorsanız bu kararlılığınız sayesinde oluyor. Başıma gelen buydu sanırım."
KARADENİZLİ KALABALIK AİLE
Kendi tabiriyle 'kalabalık, tipik bir karadeniz ailesi'nde büyümüş Ayla. Sıcak bir ortamda. Ailede müzisyen yok ama herkes müziğe ilgiliymiş dinleyici olarak. Aileden gördüğü ve aldığı en büyük duygu kendi ayakları üzerinde durabilmek olmuş. Müjdat Gezen Sanat Merkezi Batı Müziği Bölümü'nde okumuş. Çocukluğu, ergenliği dönemin grunge, rock ve metal gruplarıyla, şarkılarıyla geçmiş. Nirvana, Pearl Jam, Metallica eksik olmamış kulaklığından yani... "Onlarca rock grubu kurdum, dağıttım" diyor ve ekliyor: "Önceleri en yoğun ilgi alanım rock müzikti. Sonra başka alanları da keşfettim. Okulu kazandıktan sonra Metin Özülkü, Extra Orkestra ve Işın Karaca gibi isimlere vokal yaptım. Doğa İçin Çal projesinin ikinci serisinde ufak bir bölümde şarkı söyledim. Hep müziğin içinde oldum. Sahnede piştim bir anlamda."
Kendi sözünü yazıp, bestesini yapabilmesi büyük bir ayrıcalık Ayla için: "Her şarkıyı söylemenin ayrı bir ruhu var. Başkasının yaptığı besteye de kendi ruhunuzu katabiliyor, mührünüzü vurabiliyorsunuz ama kendi şarkınızı söylerken bir başka oluyor her şey. Çünkü orada yüzde 100 siz varsınız. Benim şarkı yapmak konusunda ciddi bir eve, içe kapanma dönemim olmuyor. Yaşarken, gezerken yazıyorum. Bir fikir yolda geliyor aklıma, bir fikir dostlarımla otururken. Hareket halinde geliyor bana şarkı duygusu... Yoksa öyle odama kapanıp, şarkı düşüneyim gibi bir halim yok."
Müzikte ve hayatta değişimi sevdiğini söylüyor Ayla. Hep bir noktaya takılıp kalmak yerine hayatın akışına ayak uydurmaktan yana: "Beni herkes platin rengi saçlarımla tanıdı. Şimdi daha farklıyım. Bu fark müziğime de yansıyor. Sonuçta yaşıyoruz, değişiyoruz. Hiçbir şey aynı kalmıyor hayatta. Bir dakika öncemizle şu anımız bir değil. Hayat hep bir akış halinde. Biz kendimizi akışa bırakırsak hayat bizi doğru yerlere götürüyor. Değişim özellikle bir müzisyen için çok önemli bir kavram. Görüntüsüyle, sahnesiyle, sesi ve müziğiyle bir bütün bence müzisyenin hayatı. Değişimi hayatımızın her alanına almalıyız, kapılarımızı kapatmamalıyız diye düşünüyorum. Ama iyi müzikten taviz vermeden..."
SAHNEDE DÖNÜŞÜYORUM
Sahneden bahsetmişken Ayla için önemli bir yere geliyoruz. Kendisi sadece bir stüdyo müzisyeni değil. Sahne onun içindeki müzik canavarının ortaya çıktığı, enerjisini sonuna kadar kullandığı bir yer. Grup kültüründen geldiği için de, müzisyen arkadaşlarıyla sahnede ayrı bir enerji alışverişi var: "Sahnede bambaşka birine dönüşüyorum. İçimdeki enerji açığa çıkıyor. Sahnede söylediğiniz şarkı yeniden yazılıyor sanki, başka bir kimliğe bürünüyor. Ekip arkadaşlarımla sık vakit geçirmeyi, müzik konuşmayı da seviyorum. Bu da sahnede bize başka bir güç katıyor. Birbirimizin gözlerinden, kimin nerede ne yapacağını, ne çalacağını anlıyoruz. Bizim sahnedeki uyumumuz izleyiciye de geçiyor. İzleyicinin elektriği de bizi sahnede etkiliyor. Zaten dönem öyle bir dönem ki, artık müzisyenler kendini sahnede gösteriyor. Sahnesi iyi olan kazanıyor."
Şunu da biz söyleyelim... Sahnede asi bir duruşu olan Ayla, tıpkı eski dönemlerden bugüne kalan, damgasını sıkı vurmuş müzisyenler gibi ne yaptığını ve ne yapmak istediğini iyi bilen bir isim. Sahneye önem vermesi, müzik üzerine kafa yorması, dünya müziğini takip etmesiyle pek çok meslektaşından ayrılıyor.
Başta söylediği kararlılık meselesi de bunu anlatıyor sanki. Başından beri koyduğu müzikal hedeflere doğru yürümeyi kendine şiar edinmiş...
Yolu açık olsun!
GRUP ARKADAŞLARIMI BENDEN DAHA ÇOK ALKIŞLASINLAR
"Sahnede her zaman seyirciye 'Müzisyen arkadaşlarımı benden daha çok alkışlayın' derim onları tanıtırken. Ben grup müzisyenliğinden geldiğim için aslında kendimi Güliz Ayla olmak dışında grubumun üyesi olarak hissediyorum. Doğrusu da bu. Çünkü yaptığımız bir ekip çalışması. Beste yaparken ben de gitar ve klavye çalıyorum. Az da olsa... Beste yapacak kadar. Müzisyenlik zor iş. Sıkı bir çalışma gerektiriyor enstrümanlar. Bizi hep birlikte bir iş ortaya koyuyoruz. Kendi grubunuzla uyum içinde olmazsanız başarılı da olamazsınız..."
DOĞA İÇİMDEKİ KARIŞIK SESLERİNİ SUSTURUYOR
"Müzik dışında yürümek bana kendimi iyi hissettirir beni yeniler. Yürürken hayatı ölçer tartarım, kendimi, iç dünyamı gözden geçiririm. Ama beni en çok rahatlatan şey dostlarımı eve çağırıp onları ağırlamak, onlara yemek yapıp ikram etmektir. Ayrıca müzik dışında mümkün mertebe kendimi doğaya atmayı seviyorum. Müziğimi doğada dinlemek, kitabımı doğada okumak beni çok mutlu ediyor. Hepimizin ihtiyacı var aslında şehir insanları olarak doğada daha çok vakit geçirmeye. Kendi ruhumuza dokunmayı unutuyoruz şehrin ve hayatın karmaşasında, mecburiyetler arasında. Doğa bizi yeniliyor. Bize kendimizi hatırlatıyor. İçimizin karışık seslerini susturuyor ve bir dinginlik sağlıyor."
YOLDA OLMAK ÇOK ŞEY KATIYOR İNSANA
"Bu yaz konserlerle geçiyor. Sürekli farklı şehirlerdeyim. Yolda olmak insana çok şey katıyor hayatla ilgili. Hem müzisyen arkadaşlarınızla dostluğunuz pekişiyor hem sizi seven farklı farklı insanlarla tanışıyorsunuz. Bir nevi turnedeyiz aslında. Önümüzde kaç konser var inanın sayısını bilmiyorum. Ama sahnedeki zamanla günlük hayattaki zaman farklı işliyor. Ben orada zamanı unutuyorum. Ne kadar vakit geçti anlamıyorum. Çünkü söylediğim şarkının içine, ruhuna giriyorum. Ve şarkının, müziğin içinde farklı bir zaman var. Dinleyicilerle, konser verdiğiniz mekanla birlikte şekillenen farklı bir ruh hali bu..."