Dile kolay her ay ortalama 17 kez sahneye çıkıyor. Gece 01.00'den çoğu zaman 04.00'e kadar... En çok Sertab Erener'den Yalnızlık Senfonisi'ni söylemeyi seviyor. Kendisini gördüğünüzde o ufak tefek haliyle bu zorlu tempoya nasıl dayandığına hayret ediyorsunuz. Konuşmaya başladığınızda ise içinde ne fırtınalar kopuyor anlıyorsunuz. İşte o fırtınalar, Alya sahneye çıktığında dinleyiciyi de hemen etkisi altına alıyor. Her şarkıyla farklı duygular açığa çıkıyor. Alya'nın sahnesini işte bu enerji özel kılıyor... Geçen günlerde şarkıcıyı yeni single'ı Gücün Varsa'nın klip çekimleri sırasında sette ziyaret ettik. Sabahın erken saatlerinden beri çalışıyor olmasına rağmen bizi her zamanki güler yüzü ve enerjisiyle karşıladı. Sohbetimiz sırasında da kendisini daha yakından tanıma şansı verdi.
- Geçen hafta 29 yaşına bastınız. Doğum günlerinizde geriye dönüp geçmişin muhasebesini yapar mısınız?
- Yaparım. Önceki doğum günlerimde içimde bir ukde oluyordu. Bir eksiklik hissediyordum. Sevdiklerim yanımdaydı ama "Şarkı söylemek istiyorum, nasıl olacak?" sorusu hep aklımdaydı. Bu doğum günümde hem en sevdiğim insanlar yanımdaydı hem de iş olarak çok tatmin olduğum, daha fazlasını yapmak istediğim bir yaşa girdiğimi hissettim.
- Geldiğiniz noktanın kıymetini biliyor izlenimi veriyorsunuz. Öyle mi?
- Sahneye çıkıyorsun, eğleniyorsun, eğlendiriyorsun. Ama arka planda yaşananlar çok farklı. Haftada bir doktora gidiyorum. Çünkü ses tellerim çok yoruluyor. O kasların üç saat boyunca çalıştığını düşünün. Arka arkaya üç gün sahneye çıktığım oluyor. İki hafta önce gece programdan sonra otel odasına ağlayarak gittim. Ağzıma kan tadı geldi. İki gün konuşamadım. Kısacası tırnaklarımla kazıya kazıya ilerliyorum.
- Yorulduğunuzu hissettiğiniz zamanlar oluyor mu?
- Hiç yorulmuyorum. Hatta bazen "Keşke uyumasak" dediğim oluyor. Ama şöyle bir durum var. Sahneye çıkana kadar bütün ilgi üzerimde oluyor. 10-12 kişi çalışıyoruz. Sonra sahneden inip odaya bir gidiyorum, kimse yok. Tek başına kalıyorum. Tokat gibi geliyor. Bazen menajerim Can Tursan'ı arayıp ağladığım oluyor. "Hep böyle mi olacak?" diye. Aslında yalnızlık değil o anlar, tadını da çıkarmak lazım...
- Sahne sizin için ne ifade ediyor?
- Yanımda çok sevdiğim insanlar var. Telefonda sesimin kötü olduğunu duyup kapıma gelecek kadar beni seven insanlar... Ama kendimi yalnız hissediyorum. Sanki ruhum çok önden gidiyormuş da ben arkadan geliyormuşum gibi... Geçen bir yazı okudum. "Ruhun yorgunluğu ve yalnızlığı hızlı gitmekten değil, başarmak istediğin çok şey olduğu ve yavaş gittiğini hissettiğindendir" diyordu. Kendimi bir tek sahnede tammışım gibi hissediyorum.
AŞIK OLDUM, GERİ DÖNDÜM
- Başa dönersek... Dört yıl kadar önce Türkiye'ye döndün. Öncesinde ABD'de geçen bir eğitim süreci var değil mi?
- Amerika'ya gittim çünkü orada yaşamak ve "Neler yapabilirim?"i görmek istedim. Yan flütle Berklee Müzik Okulu'nu kazanınca Los Angeles'a geçtim ve oraya âşık oldum. Sonra eğitimime ses mühendisliği alanında devam ettim. Okuldan mezun olurken birine albüm yapmam gerekiyordu. Ben de kendime yaptım. Altı şarkılık bir EP'ydi. Hatta Capitol Records'un da dikkatini çekti. Ama tam o sırada ani bir kararla İstanbul'a döndüm.
- Neydi o ani kararı aldıran?
- Orada bir Türk'le tanıştım ve çok aşık oldum. Onunla birlikte Türkiye'ye geri döndüm. Bir buçuk-iki sene süren, aşkı iliklerime kadar hissettiğim, çok da güzel bir aşk yaşadım. Hiç pişman değilim.
- İlk kez sahneye ne zaman çıktınız?
- İki arkadaşımın ısrarıyla Karaköy'da Goya adlı bir kulüpte ilk kez sahneye çıktım. İki buçuk yıl kadar önceydi. Çok kötü geçti ama. Sahnede ne yapacağımı bilemedim. Emekleyip yürüyüp koşmak gibi bir şey aslında sahneyi öğrenmek...
- Angie gece kulübündeki performanslarınızla sizi tanıdık. Orası nasıl başladı?
- İlk kez Duygu Soylu'nun sahnesine konuk oldum. Sonra hafta içi Can aradı, "Hayırlı olsun, cumartesi başlıyorsun" dedi. Angie zorlu bir sahne. Dinleyicisi müziği biliyor. Sahneyi o zorlu yerde "Dayak yiye yiye öğrendim" diyebilirim.
- Sahne için emekleme, yürüme ve koşma dönemleri olduğunu söylediniz. Kendinizi hangi aşamada görüyorsunuz?
- Koşu bandında beşle yedi buçuk arası vardır ya ben oradan geçiyorum. Isınıyorum, nabız yapıyorum, koşmaya hazırlanıyorum.
- İlerisi için hedef nedir?
- Üç isteğim var. Stadyum konseri, Harbiye Açıkhava sahnesi ve Eurovision. Ama bu sanatçı egosu değil. Statta konser verip 50 bin kişiye dokunmuş olmanın verdiği mutluluğun peşindeyim. O hissi yaşamak istiyorum.
Söyleyemediklerim Beni ağlattın, Burnumdan gelse eğlendik bu gece! şarkının sözlerinde seninle gurur duyuyorum bile bitirmiyorum
- Hani Çırağan'da düğün olur, herkes takım elbise- tuvalet giyer gider. Ama bir aşamadan sonra işler değişir, oyun havasına döner. Ben sahneye çıktığımda da ilk yarım saat bir mesafe oluyor. Ama sonra sanki 500 kişi kendi kendimize parti yapıyoruz havası oluşuyor. Gecenin sonunda şunu duymak beni çok mutlu ediyor: "Ya ne güzel eğlendik bu gece."
Gece sahnede olmanın zorlukları var mı?
- Bazen sınırları belirlemek zor olabiliyor. İnsanların "Bodyguard önüme geçti" hissi yaşamasını da istemiyorum ama çok nadir de olsa yapmak zorunda kalabiliyoruz. Saatler de zorlayabiliyor. Gece 01.00'de çıkıp 04.00'te iniyorum. Gece uykusunu alamamak beni yorabiliyorum. Alya önümüzdeki günlerde yeni bir single yayınlamaya hazırlanıyor. Adı Gücün Varsa. Şarkının hikayesini şöyle anlatıyor: "Bir şarkı çıkardığınızda o sizin bebeğiniz gibi oluyor. Bebek çirkin de olsa size hep güzel geliyor. O yüzden 'Benim bebeğim en güzeli' demek istemiyorum. Söz ve bestesi Yasin Dinç'e ait. Şarkıyı ilk duyduğumda iki senelik bir ilişkiden çıkmıştım. Ağla ağla, gözlerim çıktı dinlediğimde. 'Ben yazsam böyle yazardım' dedim. İçimde kalan, söyleyemediklerim, şarkının sözlerinde..."
- Aileniz geç saatlere kadar çalışmanıza başta karşı çıkmadılar mı?
- Koruma iç güdüsüyle ilk başta istemediler. Sahne, gece hayatı, alkol, şarkıcılara olan bakış açısı... Babam ilk defa iki hafta önce Bodrum'da sahneme geldi. Ve ben babamı daha önce hiç bu kadar eğlenceli görmemiştim. Zaten gecenin sonunda o da "Ben neden daha önce gelmedim?" dedi. Demek ki kendi içinde aşması gereken şeyler vardı. Ama asıl Galatasaray'ın stattaki şampiyonluk kutlamasında sahneye çıkmamdan sonra arayıp "Beni ağlattın, seninle gurur duyuyorum" demesi başkaydı. Bir kız çocuğu olarak babamdan, ilk aşkımdan o onayı almak acayip bir duyguydu. Onların benimle gurur duyması çok önemli. - Biten ilişkinin ardından yeni sayfa açmakta zorlanır mısınız?
- Hayalperestim. Aşka çok aşığım. Yeni sayfa açmakta zorlanmıyorum ama bu yaşadığım ilişkiye ya da kişilere saygı duymadığım anlamına gelmiyor. Zaten keşkelerim, kafamdaki soru işaretleri bitmeden bir ilişkiyi bitirmiyorum. Burnumdan geliyor ama bitirmiyorum. Ama bittiği noktada da bir daha da geri dönüşü olmuyor. Bu yüzden biten ilişkilerin ardından karşıma yeni birinin çıkmasına hazır oluyorum.
Yüzüğüm olmadan sahneye çıkmam
- Yoğun tempodan dolayı bir şeyleri kaçırma endişesi duyduğunuz oluyor mu?
- Tam tersine, hayatın tam ortasında olduğumu düşünüyorum. - Müzik çalışmaları dışında günlük hayat nasıl geçiyor?
- İlişkim varken bir düzen oturmuştu, o düzen içinde resim yapmayı çok seviyordum. Şu sıralar kille uğraşmayı da seviyorum. Buz pateni yapmayı çok özledim ama sakatlanırım diye asla yapmama izin vermezler, biliyorum. Bazen dışarı çıkıp dağıtmak istediğim de oluyor. En büyük hayalimse havalimanına gidip en yakın ilk beş uçuştan birini seçip oraya uçmak.
- İlk kazandığınız parayla ne almıştınız?
- Parmağımdaki bu yüzüğü aldım. Çok istediğim bir şeydi, kendime böyle bir yüzük almak. Bir hayalim daha var. Bir ayakkabıyı senelerdir çok beğeniyorum. Ama kendime bir sözüm var. Bir dönemeç var, orayı döndüğümde gidip alacağım. - Bize kendiniz hakkında daha önce duymadığımız bir şey söyler misiniz? - Sahneye çıkmadan önce herkesi odadan çıkarıp dua ediyorum. Bir de bahsettiğim yüzük parmağımda olmazsa sahneye çıkmam.
- Yalnız kalmak istediğinizde kaçtığınız bir yer var mı? - Tek bir yer var. Türkbükü'nde NO81 Hotel. Arkadaşımın oteli. Gidip dört-beş gün kalıyorum. Orada kendimden ve hayattan kaçabildiğimi hissediyorum. Telefonumu tamamen kapatamıyorum ama en azından odada bırakıp çıkabiliyorum.