Termometre yükseldikçe dışarı çıkma isteğimiz de aynı orantıda artıyor. Sıcak ve nemli hava bunaltıyor, serinleten, esen mekanlar derdimize çare oluyor. Örneğin Boğaz'a nazır konumlanan ve her daim esen mekanlar... Ya da binaların çatı katlarında olanlar. Hem bu yaz İstanbul'un en havalı mekanları da bu havadar noktalar. O halde klima altında serinlemeye biraz ara veriyoruz ve yazın esintili mekanlarına göz atıyoruz.
İSTANBUL'UN EN BÜYÜK KULÜBÜ
İlk durağımız Kuruçeşme'de açılan Oligark... Herkes mekanı anlatırken 'Yeni Reina' tanımlamasını kullanıyor. İçinde beş farklı restoran ve 5 bin metrekarelik gece kulübü olması ve elbette denize sıfır hizmet vermesi yüzünden tüm bunlar. İster gün batımında kahve ya da kokteyl içmeye gidin, isterseniz de gece eğlencesine... Tam deniz kenarındaki noktasına bir beach bar kurulmuş. İş çıkışı buluşmak ve Boğaz'dan esen rüzgarla serinlemek için birebir. Gelelim içindeki restoranlara... Namı Türkiye'yi aşıp Amsterdam ve Londra'da da rüştünü ispatlayan Ali Ocakbaşı buradaki yeni yerinde de deyim yerindeyse döktürmüş. Etler, mezeler ve o katmer tatlısı çok başarılı. Boğaz'da yemek denilince balıksız ve mezesiz olmaz. Ringa Balık mezeleriyle de dikkat çeken bir yer olmuş. Yada Sushi, Oligark Wine&Dine da diğer markaları. Çok yakında bir de İtalyan restoranı açılacak. Ayrıca yaz boyunca Le Cordob Bleu ile çay saatleri de olacakmış. İki yıldır yaz aylarının açık ara en popüler mekanlarından biri Swissotel The Bosphorus İstanbul'un terasında hizmet veren 16 Roof. Ne zaman gitsem hep esiyor burası. Öyle ki bir şal almakta fayda var. Her şeyden önce manzarası için bile gitmeye değer. Ama bir Peru mutfağı sevdalısı olarak şef Bruno Andres Santa Cruz'un Peru mutfağını Akdeniz ile harmanladığı yemeklerini tatmak da hiç fena fikir değil. Suşiler, paylaşmalı tabaklar ve salatalar... Hepsi lezzetli... Fiyatlar hakkında fikir sahibi olmanız için paylaşım tabaklarının 55-95, ana yemeklerinse 85-165 TL arasında olduğunu söyleyebilirim.
SANKİ ORMANA GELDİK!
Haydi biraz daha rakamlardan gidelim 16 Roof'dan sonra bu yaz Çırağan Palace Kempinski İstanbul bünyesinde açılan The 47'i keşfedelim. Denize sıfır konumlanan mekan açıldığı gün epey konuşuldu. Menüde 47 adet farklı botanikten yapılmış kokteyller ve onlara eşlik eden atıştırmalıklar var. Zaten mekandan içeri adımınızı atar atmaz kendinizi tropik bir ormanda hissediyorsunuz. Farklı yerlere konumlandırılmış maymun dekorları da bu hissiyatı destekliyor. Sadece esintisi için değil şehirden kaçmış da başka bir diyara gelmiş hissi için bile The 47'ye gitmeye değer. Ayrıca perşembeden cumartesiye DJ performansları da oluyor. Pazartesi kapalı. Diğer günler 18.00-01.00 saatlerinde hizmet veriyor.
LİSTEDE OLMAYAN GİREMEZ
Galata'daki Bankacılar Caddesi üzerinde geçen sene açılan MGallery The Galata İstanbul Hotel'ini keşfettiniz mi? Yanıtınız "Hayır" ise en kısa zamanda uğramanızı öneririm. Terası dışında tarihi Çeşme Hamamı'nda geleneksel bir hamam sefası için de uğramanız gereken adreslerden. Ama bizim konumuz hamamda terlemek değil terasta serinlemek. O halde buyurun otelin teras katında hizmet veren Anton Pera'ya. Geçen yıl açılan mekan kısa sürede yazın en gözde terası olmayı başarmıştı. Bu yazda aynı rüzgarla fırtına gibi esmeye devam ediyor. Çarşambadan pazara gün batımı partileri ile başlayan eğlence gece yarısını biraz aşana kadar sürüyor. Hemen hemen her akşam dört ünlü DJ kabine geçiyor. Mekanın en büyük özelliği sohbet edilebilen bir yer olması. Mekan sadece guest list (misafir listesi) ile misafir kabul ediyor. Adınızı bu listeye yazdırmak içinse instagram hesaplarından DM ile sim yazdırmanız gerekiyor. Prosedür uzun gibi görünse de buna değiyor. Pazartesileri kapalı. Diğer günlerde ise 18.00- 03.00 arası hizmet veriyor.
YEMEK DE VAR SABAHA KADAR MÜZİK DE
Bu yaz bir ilki gerçekleştirip Alaçatı'ya inen Beyoğlu Tepebaşı'nın 'gökyüzü bahçesi' Klein Garten akşam üstü partileriyle misafirlerini ağırlamaya başlıyor ve sabahın ilk ışıklarına dek de elektronik müziğin en iyi örnekleriyle eğlendirmeye devam ediyor. Klein Garten'e gitmek için tek bahaneniz de iyi müzik dinlemek, gün batımında muhteşem manzaranın keyfini çıkarmak da değil. Yemekleri de en az DJ line up'ı kadar iddialı. Yaz boyunca Lost Desert, All Day I Dream, Christian Löffler, Valeron gibi elektronik müzik dünyasının iyileri mekanda olacak.
BAŞKA NERELER VAR?
Teras Emirgan her daim esen ve popüler mekanlardan. Hem yeni nesil oyunculardan birine rastlama şansınız yüksek. Pizzaları ise tek kelimeyle enfes.
Kuruçeşme'de geçen yıl açılan Alaf, şef Murat Deniz'in farklı yorumladığı Anadolu yemekleriyle tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Yazın ise bu özel yemekleri enfes terasında tatma şansınız var. Fonda Anadolu müzikler, tabaklarda Anadolu yemekleri... Alaf'a bu yaz bir şans verilmeli...
Georges Hotel Galata'nın terası Trip Advisor'dan da onaylanmış bir yer. İstanbul'un en iyi 10 terası arasında gösteriliyor. Kıştan beri terasta Bozcaada markası Galata Ada 24 hizmet veriyor. Akşam mezelerini, sabah ise enfes kahvaltısını denemek için uğrayabilirsiniz.
Biraz da eski şehre gidelim ve Ayasofya manzarasına baka baka günü batıralım. Four Seasons Sultahahmet'in terasında yer alan A'ya Rooftop Lounge'ta tarihi yarım ada manzarası, Ayasofya ve yıldızlar var... Mekanı anlatmak için başka söze ne gerek var!