1990 doğumlu Simon Porte, Jacquemus markasının moda dünyasındaki 10'uncu yılını kutlamak için pazartesi günü iddialı bir defile yaptı. Tasarımcının koleksiyonunu Paris'te değil de Fransa'nın güneyinde Provence bölgesindeki Valensole kasabasında tanıtmayı tercih etmesi bile onun moda dünyasındaki duruşu hakkında çok şey söylüyor. Koleksiyonunu; ilham kaynağı olduğunu söylediği annesine ithaf eden, zaten markasının ismi olarak da annesinin kızlık soyadını seçen genç tasarımcı şu an moda dünyasının yeni süperstarı... Peki hiç merak ettiniz mi 100 kişinin yaşadığı Bramejean köyünde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ve 18 yaşında ilk kez Paris'e adım atan tasarımcının hikayesini?
SADECE BİRKAÇ AY MODA EĞİTİM
Paris'e geldiği gibi moda eğitimi için ESMOD'a yazılan ancak okula sadece birkaç ay giden Jacquemus, okulu Citizen K isimli moda dergisinde moda editörü asistanlığı için bıraktı. Dergi hayatı sırasında kendisine Paris'te belirli bir çevre edinen Jacquemus, 20 yaşında annesinin ölümünün etkisiyle kendi markasını kurdu. 2010 yılında ilk koleksiyonunda ucuz olduğu için işçi kıyafetlerinde kullanılan kumaşları kullandı. Kıyafetlerin ve koleksiyonun tanıtımı için de 2010 yılında Vogue dergisinin düzenlediği Fashion Night Out'u kullanmaya karar verdi. Arkadaşlarına kıyafetlerini giydirdi ve mağazalarda tüm gece dolaşmalarını istedi. Sosyal medya üzerinden ve arkadaşları aracılığıyla ulaşabileceği kadar çok kişiye ulaşmaya çalıştı. Ama bu çabaları 2012 yılında Paris Moda Haftası'nda koleksiyonunu tanıtması için davet almasını sağladı.
UKALA MODAYA KARŞI
Paris Erkek Moda Haftası'nın kapanış şovu olan ve Güneş Çarpması ismini verdiği defilesi için genç tasarımcı "En çok insanlara Fransa'nın Paris'ten ibaret olmadığını hatırlattığım için mutluyum" diyor ve tasarıma bakışını şu sözlerle anlatıyor: "Ben erkeksileşmiş kadınların ve ukala moda bakış açısının karşıtı bir şey yapıyorum. Bir jenerasyonun sesi olmak ve kendi jenerasyonuma sadece mutlu olmanın önemini göstermek istiyorum. Her yaptığım şeyin beni mutluluğa götürmesi tek amacım..." Fransız basını bir süredir Jacquemus için Güneş Kral lakabını kullanıyor ve bu sözleri moda dünyasının genelini nasıl bu kadar avucunun içine aldığını ortaya koyuyor: "Fransa'nın Güney'ine aslında Paris'e geldiğimde âşık oldum. Orayı bırakıp, Parisli olmak istemiştim. Ama beni gri, suratsız ve sokaklarında kimsenin dans etmediği mutsuz bir şehir karşıladı. Paris'in griliğine karşı bir tavır belki de benim mutlu markam..."
MODAKAZANI
300 GRAMLIK ELBISELER
Özlem Süer'in Toile'19 koleksiyonundaki elbiseler hafiflikleriyle dikkat çekiyor. Koleksiyondaki geniş renk paleti, ince işlenmiş aksesuvarları ve inovatif kalıpların yanı sıra elbiselerin ultra hafif olması parçaların en önemli çekici özelliği. Saf ipeklerin, incecik tül ve dantellerin glitterlar ile buluştuğu uçuşan elbiselerin 300 gr ağırlığında olması yazın rahat ve havalı görünme isteğinize hitap ediyor.
MODA TASARIM ÖĞRENCİLERİNDEN SERGİ
Tekstil üreticisi firmalarla, üniversiteler özellikle de moda tasarım eğitimi veren üniversiteler arasında işbirlikleri son dönemde dikkat çekiyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi moda tasarım öğrencilerinin tasarımlarını gerçeğe dönüştüren ATT Clothing, iddialı bir sergi açtı. Mimar Sinan Üniversitesi'ndeki sergi, 12 Temmuz'a kadar ziyarete açık olacak.
İMA'DAN İLK KEZ DEFİLE
Perşembe günü, İstanbul Moda Akademisi (İMA) ilk kez bir defile düzenledi. 27 Haziran 2019 Perşembe akşamı VodafonePark BJK Stadyumu'nun Moda Alanı Otopark'ında gerçekleşen defilede, İMA'da Moda Tasarımı ve Teknolojisi Lisans Programı bir, iki ve üçüncü sınıflarında öğrenim gören 36 öğrencinin yaklaşık 83 tasarımı podyumda boy gösterdi. Moda, tekstil, perakende, sanat ve basından önemli isimlerden oluşan yaklaşık 700 davetlinin katılımıyla gerçekleşen defilede, tasarımcı Bora Aksu başkanlığında Mehtap Elaidi, Özgür Masur, Özlem Kaya ve Şebnem Günay gibi tasarımcıların yer aldığı jüri, öğrencilerin çalışmalarını değerlendirdi.