?Sümeyye Koç, 1995 Ankara doğumlu. Orta halli bir ailenin en küçük çocuğu. Lise eğitimi bitene kadar Ankara'dan hiç ayrılmıyor. Daha sonra ise üniversite için Sakarya'ya, sanat tarihi okumaya gidiyor. Aslında buraya kadar her şey olağan. Fakat Sümeyye'nin hayatını yaşıtlarından bir tık farklılaştıran nokta aynı zamanda televizyonda reyting rekorları kıran bir diziye ilham vermiş bir romanın yazarı olması.
Kullanıcıların online olarak hikayelerini yazıp paylaştığı Wattpad platformuna bölümler halinde Hercai hikayesini yazan Koç, ilk olarak Epsilon Yayınları'nın dikkatini çekiyor. Wattpad'de milyonlarca tıklanan öykü evvela raflarda yerini alıyor daha sonra ise Mia Yapım tarafından atv'ye dizi olarak uyarlanıyor. Kısacası daha reşit bile olmadığı bir yaşta Türkiye'nin en çok izlenecek dizilerinden birinin öyküsünü farkında olmadan kaleme almış oluyor Sümeyye.
Kendisiyle hem Hercai'nin çıkış öyküsünü hem Wattpad'den TV ekranlarına uzanan serüveni hem de diziyle beraber hayatında nelerin değiştiğini konuştuk.
- Hercai önce Wattpad'de sevildi sonra raflarda en sonda televizyonda yerini aldı. Nasıl gelişti bu süreç?
- Tanınma süreci iki yılı buldu. 2016'nın başından beri kitap teklifleri geliyordu. En sonunda Epsilon Yayınevi ile anlaştım. Kitap çıktıktan bir yıl sonra Mia Yapım dizi teklifiyle geldi. Dizi olduktan sonra reytinglerle birlikte kitap satışları da patladı. Herkesin dilinde, elinde Hercai var. Bindiğim otobüslerde birkaç kez, insanların benim hakkımda, Hercai hakkında konuştuklarına şahit oldum. İşin güzel yanı, çoğu beni yüz olarak tanımıyor ve ben onları seyredebiliyorum.
- Yazma yeteneğinizi nasıl keşfettiniz?
- Küçük yaştan beri yazmayı çok severim. İlkokula giderken muhakkak bir şeyler yazmak için ayrı defterlerim olurdu. Bir bakmışım günlük tutuyorum, bir bakmışım tanımadığım insanlara mektuplar yazıyorum. Yine de tüm bu süreç boyunca yazma yeteneğim olduğunu fark edememiştim. Ta ki üniversiteye hazırlanırken Hercai
'yi yazmaya başlayana kadar...
- Wattpad'de çok sevilen ve daha sonra diziye, filme uyarlanan hikayelere baktığımızda daha 'teenage' ağırlıklı içerikler olduğunu görüyoruz. Fakat Hercai aşiretlerin, konakların yer aldığı bir öykü.
- Ciddi konulu hikâyeler her zaman beni daha çok çekmiştir. Bu demek değil ki genç kurgular ciddiyet barındırmaz. Ama 18 yaşından küçük bir karakteri konu alıp ona istediğinizi yazamazsınız, bu fazlaca tepki alır. Hercai
'de Mardin'i tercih etme sebebim, oradaki insanların sıradan bir hayat yaşadığını vurgulamaktı. Dizinin aksine kitapta öyle aşiret olayları yok. Doğu denince insanların aklına ağa, aşiret, şiddet olayları geliyor. Bu doğru değil bence.
- Mardin bölgesi ve kültürüne ne kadar aşinasınız, aile bağlarınız var mı oralarda?
- Mardin ile herhangi bir bağım yok. Ama ülkemizin her karışında, her kültürden insanla bir arada yaşıyoruz. Doğulu arkadaşlarım çok oldu, anlattıkları yaşanmış hikâyeler ise her zaman ilgimi çekerdi. İlk hikâyemin Mardin'de geçmesi bu şekilde gelişti, özel bir sebebi yok.
- Hikayenizin dizi uyarlamasını, gördüğü ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Yazdığınız karakterleri ekranda kanlı canlı izlemek sizin için nasıl bir duygu?
- Hercai'nin ekranlarda ilgi görmesi beklediğim bir şeydi. Çünkü kurguya ve oyunculara güveniyordum. Yanılmadım, hatta çok daha fazlasını buldum. Kendi oluşturduğum karakterleri ekranda görmek ise tarifsiz bir duygu. Hercai bir zamanlar sadece benim zihnimde oynayan bir diziydi, şimdi ise tüm Türkiye seyrediyor.
- Senaryoya dahliniz var mı?
- Dizi senaryosunun oluşturulmasında katkılarım oldu. Şu an yazılan bölüm senaryolarına karışmıyorum, senaristler en güzel şekilde yazıyor zaten.
- Dizi ile hayatınızda neler değişti?
- Normal hayatım devam ediyor aslında. Ama diziyle birlikte hem ben hem de kitaplarım tanındı. İnsanlar sadece kitaplara ilgi gösterir diye düşünüyordum ama gördüm ki ben de seviliyorum. Popülerlik gelip geçici bir şey aslında, esas kalıcı olan yaptığımız işler, bıraktığımız eserler. Maddi anlamda da epey rahatladım. Hayallerimi gerçekleştirebilecek paraya sahibim. Dizi bana bu anlamda çok katkıda bulundu.
EN SEVDİĞİM YAZAR REŞAT NURİ
- Siz neleri okumaktan hoşlanırsınız?
- Reşat Nuri Güntekin favori yazarım. Çalıkuşu ise en sevdiğim romanı. Dostoyevski ve Franz Kafka da kitaplarını severek okuduğum yazarlardan. Günümüz yazarlarından Ahmet Ümit'in kitaplarını çok severim.
- Bir yandan üniversite eğitiminizi sürdürüyor bir yandan da galiba yeni kitaplar üzerine çalışıyorsunuz. Nasıl bir gelecek düşünüyorsunuz kendiniz için?
- Seneye mezun olacağım ve sonrasında tamamen kitaplara odaklı bir hayat süreceğim. Yeni projelerim var, aklımda güzel fikirler var. Hayat bana neler getirecek bilinmez ama şimdilik geleceğimin büyük bir kısmını yazarlık yaparak geçireceğim gibi görünüyor.