NOT: Yazı filmin içeriğiyle ilgili bilgi vermektedir.
Duyguların Rengi, Trendeki Kız, Get on Up gibi kalburüstü filmleri bulunan Tate Taylor'ın yönettiği Ma Seninle İlgilenir, nedense afişinde yönetmenin bu filmlerine atıfta bulunmak yerine Kapan, Ölüm Günün Kutlu Olsun filmlerinin yapımcısından ibaresiyle sunuluyor... İlk başta bir tuhaflık olarak görülen bu sunum aslında filmi izleyince anlam kazanıyor.
Tate Taylor'ı, dişiyle tırnağıyla oluşturduğu filmografisi sayesinde belli bir tarzı olan yönetmen olarak bilirdik. Ki ciddi övgüler alan Duyguların Rengi ve Trendeki Kız filmleri, yönetmenin rüştünü ispatladığı iki önemli filmdir. Ama gelin görün ki Ma Seninle İlgilenir ile kariyerinin en zayıf halkalarından birine imza atıyor.
Ma Seninle İlgilenir, 'intikam soğuk yenen bir yemektir' hikayesi olarak tarif edebileceğim bir gençlik korkugerilim filmi... ABD'de Ohio'daki bir kasabada geçen film, Erica'nın (Juliette Lewis) yıllar sonra kızı Maggie ile (Diana Silvers), büyüdüğü kasabaya dönmesiyle başlıyor. Maggie lisede bir arkadaş grubuyla kaynaşıyor. Eğlenmek isteyen gençler, yaşları küçük olduğu için marketten içki alamayınca çareyi bir yetişkinden yardım istemekte buluyor. Böylece gençlerin hayatına bir veterinerde çalışan Sue Ann (Octavia Spencer) giriyor. Sue Ann gençlere içki içip eğlenmeleri ve parti düzenlemeleri için evinin bodrumunu açıyor.
BU İŞTE BİR TUHAFLIK VAR
Yalnızlıktan mustarip Sue Ann gençlerle kısa sürede arkadaş oluyor ama belli bir noktadan sonra Maggie, Sue Ann'de birtakım tuhaflıklar olduğunu seziyor...
Film de bu noktadan sonra açılıyor. Sue Ann ile gençlerin anne ya da babalarının aynı lisede okuduklarını, onların vakti zamanında çok fena bir şaka yaparak okulda Sue Ann'i rezil ettiklerini öğreniyoruz. Böylece film kıvama geliyor ve Sue Ann'in arkadaşlarından intikam almak için onların çocuklarını kullanmak istediğini anlıyoruz.
Ma Seninle İlgilenir'i vasat yapan da bu intikam öyküsünü inandırıcı kılamaması ve derinlikli bir şekilde işleyememesi. Senaryodan kaynaklanan bu durum filmi sıradanlaştırıyor ve tam da bu noktada yönetmen Tate Taylor'ın hamlelerinin de bu sıradanlığa hizmet ettiğini görüyoruz. Adeta bir memur yönetmen tavrıyla filmi kotarıyor. Sue Ann arkadaşlarına karşı öfkeli olmakta haklı. Ama neden intikam almak için onların çocuklarını kullanıyor bu tam anlaşılamıyor. Onun yaşadığı travmadan bunca yıl nasıl çıkamadığını da öğrenemiyoruz. Dolayısıyla filmin ana omurgasını oluşturan Sue Ann bir karakterden ziyade öfkesini kusmak için fırsat kollayan 'deli' bir tip olarak filmde dolaşıyor...
Yönetmen Tate Taylor olmasa, Octavia Spencer, Juliette Lewis gibi oyuncular kadroda bulunmasa filmle ilgili beklentimizi yüksek tutmayabilirdik. Ama tarzı olan bir yönetmenden, iyi oyunculardan böylesi vasat bir film çıkmasını anlamak pek mümkün değil.
Naçizane bunun için afişinde Tate Taylor'a değil de filmin yapımcısına atıfta bulunulduğunu düşünüyorum. Çünkü yönetmen üzerinden bir beklenti yaratmanın seyircinin nazarında nasıl sonuçlanacağını yapımcılar da iyi biliyor. Bunun için yapımcının diğer önemli iki filmi Kapan, Ölüm Günün Kutlu Olsun filmlerine referans var. Peki bu referans filmleriyle kıyaslarsan sonuç ne olur? O iki filmin bile yanına yaklaşamıyor...