Tam 10 yıl önce Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi açıldığında Halil Kurt iki yaşında bir bebekti. Yusuf Baran Değer ise 12 yaşında bir çocuktu. Zeynep Yalçın biraz daha büyüktü, 15'indeydi... O yıllarda bu müzenin hayatlarını değiştireceğini tahmin etmiyorlardı. Zeynep "Açılışına gelmiştik. Kentimizi tanıtan bir yer açıldığı için içten içe sevinmiştim" diyerek hatırlıyor o günleri. Onlar, 10 yılda yaklaşık 700 bin ziyaretçi rakamına ulaşan Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi'nin yeni sergisi 'Belgeden Kurguya, Atölyeden Müzeye Mardin'den Fotoğraflar' sergisinin sanatçıları. 17 kişiler. Çoğu Mardinli bir kısmı da uzun zamandır Mardin'de yaşıyor. Kimi öğretmen, kimi öğrenci, kimi teknisyen, kimi inşaat teknikeri. Ortak noktaları, kendilerini sanatsal düzlemde ifade etme istekleri. Bu fırsatı fotoğrafçı Murat Germen ile Ahmet Elhan'ın düzenlediği atölye sayesinde buldular. Fotoğrafın tarihini, farklı katmanlarını, tekniklerini öğrendiler. Sonrasında da yine iki usta fotoğrafçının kılavuzluğunda yaşadıkları, hissettikleri, dertlendikleri Mardin'i anlatan eserler ortaya koydular.
KIRIK BİR AYNA HİKAYESİ
Daha önce Abidin Dino, Ara Güler, Ai Weiwei ve Murat Germen gibi sanatçıların eserlerinin sergilendiği müze bu sergiyle bir anlamda sözü Mardinlilere bırakıyor. İyi de yapıyor... Çünkü sergideki eserler Mardin'in bambaşka yüzlerini anlatıyor bize. Selman Baki 33 yaşında ve edebiyat öğretmeni. Sıkışmışlık başlığı altında Mardinli insanları fotoğrafladı. "Yaşadığımız çağ, toplumsal baskı, insanları sanki sıkıştırıyor onun peşine düştüm" diyor. Müzeyi ilk defa Ara Güler'in sergisi vesilesiyle gezmiş. Fotoğrafa merak sarmış sonrasında eğitim almış. Ve bugün bir sanatçı. "Bütün bu süreç sonunda özgüvenim yerine geldi. Sanatın bir zincirleme etkisi var galiba. Biri sizi etkiler, siz de bir başkasını. Ben de benzer bir çalışmayı öğrencilerimle yapacağım" diyor. Rojin Aslan Vesek 40 yaşında, ebeymiş, sonra kimyagerlik yapmış ve en sonunda fotoğrafta karar kılmış. Yakın zamanda bir stüdyo açmış. Doğum fotoğrafçılığı yapıyor şimdilerde. Onun projesi Kırık Ayna. Mardin sokaklarında dolaştırdığı bir kırık aynaya yansıyan insanların portrelerini çekti. "Benim için bir kırılma noktası oldu atölyeye katılmam. Artık daha özgüvenliyim. Önümde yeni yollar açılmış gibi hissediyorum" diyor.
O MANZARA BOZULUYOR
Haydar Demirtaş bir yönetmen. Kısa filmleri ve belgeselleri var. Yıkanmamış Bedenler çalışmasında bir tabutu sokaklarda, arazide dolaştırıyor. Haydar "Ortadoğu'daki ve tüm dünyadaki savaşlar ağır bir yıkım getiriyor. Savaş oluyor ama geride acılar kalıyor. Bu acılar da kolay kolay dinmiyor. Buradan yola çıktım" diyor çalışmasını anlatırken. Yusuf Baran Değer mimarlık öğrencisi. O Anlar çalışmasında Mardin'in klasik turistlik fotoğraflarına yansıyan manzarasına farklı açılardan bakıyor. Aslında bu manzaranın yıllar içinde nasıl bozulduğunu gösteriyor bize. "Mimarlık okumaya başlayınca mimari açıdan bozulmanın nasıl yaşandığını keşfettim ve onu anlatmak istedim" diyor. Atölye ve sergi süreciyle ilgili de önemli bir tespitte bulunuyor: "Burada insanlar okurlar ve memurluk üzerinden bir hayat planı çizerler. Bu süreç bizim vizyonumuzu açtı. Müzede ilk olarak Abidin Dino sergisine gelmiştim. Şimdi Dino ile sanki konuşabiliyormuşum gibi geliyor."
SANAT BULAŞICIDIR
Zeynep Yalçın sınıf öğretmeni. Kuş Misali adlı çalışmasında güvercin şeklindeki bir uçurtmanın uçma anlarını fotoğraflamış. Rüzgarda savruluyor güvercin. "Yaşadıklarımız, hissettiklerimiz neyse onun peşine düştük. Hayatın iyi ve kötü yanları var. Hep mutluyuz ya da hep karamsarız diye bir şey yok. Ben de bir uçurtmanın peşine takıldım" diyor. Zeynep için bu sergi serüveni ufuk açıcı olmuş. "Sanat bulaşıcı galiba" diyor ve ekliyor: "Murat Germen, Ahmet Elhan bize bulaştırdı. Ben de öğrencilerime bulaştıracağım." Zeynep haklı galiba sanat bulaşıcı. 10 yıl önce bu müze açılırken Mardin'in kültürel zenginliğini anlatmakla birlikte kadim şehirdeki kültür sanat damarını da güçlendirmeyi hedefliyordu. Yıllar içinde o hedefe ulaşıldı. Sanatı bulaştırdı Mardinlilere. Bu sergiyle de onların sesini, bakışını bize anlatıyor...
MARDİN'İN GERÇEK YÜZÜNÜ ANLATTIK
Nurullah Değer, elektrik teknisyeni. Şehrin Hafızası adlı çalışmasında eskiden sinema olan sonra da Melek Kıraathanesi'ne dönüşen bir binanın yıkımını çekmiş. "Her Mardinlinin burada bir anısı vardır. Bir kuşak Yılmaz Güney'i bu sinemada sevdi. Şimdi yıkılıyor. Bu mekanın bulunduğu sokakta yaşadım yıllarca. Bu yıkıma dikkat çekmek ve şehrin ruhu nasıl yok ediliyor onu göstermek için yaptım bu projeyi" diyor. Nurullah fotoğrafla eskiden beri ilgilenirmiş. Daha çok belgesel fotoğrafa gönül verdiğini söylüyor. Ama bu atölye ufkunu geliştirmiş. "Tüm arkadaşlarım kendi özgün bakışıyla Mardin'i anlattı. İnsanlar Mardin'in turistlik yönüyle ilgileniyor ama sonuçta Mardin'in gerçek yüzü böyle. Bu gerçeği anlatmak zordu. Ama anlattığımızı düşünüyorum" diyor.