Şu sıralar İstanbul'da gidecek, keşfedecek çok yer var. Üstelik bazıları nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor, geçmişin en popüler noktalarına götürüyor. Açılır açılmaz çok konuşulan ve merak edilen bu mekanlar yazın habercisi gibi... Peki ama hangisinde ne yenir, ne zaman gidilir... O soruların cevabı da sayfada...
SAHİL HATTI HAREKETLENDİ
90'lı yılların sonu ve 2000'lerin başı... Ortaköy- Kuruçeşme hattındaki mekanlar yüzünden trafik felç olurdu, 500 metrelik yolu yarım saatte giderdik. Pasha, Havana, China White, Laila, Sortie ve Reina... İsimleri değişse de konseptleri hep aynı kaldı. Denize sıfır bir noktada eğlence ve gastronomi konsepti sunuyorlardı. Dönemin en iddialı markaları burada servis verir, en ünlü DJ'ler de yine burada setin başına geçerdi. Zamanla eski popülaritelerini kaybettiler ve tek tek kapanmaya başladılar. Eğlence hayatı da Taksim çevresine kaydı, Asmalımescit'in yıldızı parladı. Şimdi ise bu hat yeninden yükselişe geçiyor. Yıllardır "Açıldı, açılıyor" derken Kuruçeşme sonunda eğlence konseptli Oligark'ına kavuştu. Kuruçeşme Mahallesi, Muallim Naci Caddesi, NO:58'de hizmet veriyor. Burası tıpkı Reina, Sortie gibi bir eğlence mekanı. Yazın tamamlandığında içinde yedi farklı restoran, bir ana gece kulübü, bir de küçük kulüp olacak. Ringa Balık ve Ali Ocakbaşı sahilde açılmayı bekleyen iki marka. Bir de Uzakdoğu restoranı olacak ama henüz anlaşma yapılmamış. Modern Osmanlı mutfağından yemekler sunan ana restoranı ise birkaç hafta önce açıldı. Üstelik açılır açılmaz her akşam doluyor. Adı Bey Lokantası. Mutfağın başında tanıdık bir isim; Umut Karakuş var. La Boom ve Klein'dan da tanıdığımız Ufuk Gündoğdu ise tüm Oligark'ın işletmesinde. Peki ama neler mi var menüde? Öncelikle ambiyans oldukça şık. Osmanlı yemekleri var diye oryantalist dekorasyonda ısrarcı olmamışlar. Oldukça şık ve modern. Hemen karşınızda zaten muhteşem Boğaz manzarası. Masaları da Boğaz'ı görecek şekilde dizmeye özen göstermişler. Boğaz'a sırtlarını dönmek zorunda kalanlar ise açık mutfaktaki şefin ve yardımcılarının şovu andıran koşuşturmalarını izleyebilirler. Umut Karakuş'un Duble Meze günlerinden beri menüsüne koyduğu pastırma turşusu burada da karşımıza çıkıyor. "Pastırmadan turşu mu olur!" diye hemen yüzünüzü buruşturmayın ve önce bir tadına bakın diyorum. Dışı mürekkep soslu siyah renkte servis edilen topik de dikkat çeken lezzetlerden. Yanında soğan marmeladıyla geliyor. Acılı jumbo karides (130 TL), bulgur pilavlı köy tavuğu (85 TL) ve şu sıra pek çok mekanda karşıma çıkan Doğubeyazıt'ın Abdigör köftesi (90 TL) ana yemek seçeneklerinden bazıları. Oligark'ta tatlıları es geçmeyin ve uzun ince şeritler halinde servis edilen künefenin mutlaka tadına bakın. Oligark'ın diğer mekanları yakın zamanda açılacak. Şimdilik Bey Lokantası ve hemen onun alt katında yer alan gece kulübü açık. Buranın dekorasyonu da oldukça şık ama yine abartıdan uzak. Sabaha kadar eğlenmeye devam etmek için bir alt kata inmeniz yetiyor. Bakalım diğer mekanlar da açılınca Oligark Boğaz'ın eski şaşalı günlerini geri getirecek mi! Onu da hep birlikte bekleyip göreceğiz.
KİM BİLİR KAHVALTIDA NE VAR?
Şehrin bir başka yenisi ise Nişantaşı Topağacı'nda eskiden Son Cafe'nin olduğu yerde açılan Kim Bilir? Mekanın sahibi ve şefi Bodrum Mimoza'dan tanıdık bir isim Zeynep Alphan. En son Karaköy'de bir meyhane işletirken karşımıza çıkmıştı. Şimdi uçuk kaçık kahvaltı mekanı Kim Bilir?'de yeni denemeler yapmaya hazırlanıyor. Sabah 07.00'de açılıyor mekan. Ama sadece gelip paket servis alabiliyorsunuz. Masa servisi ise 10.00'da başlıyor 17.00'ye kadar devam ediyor. Sonrasında sadece tatlı ve ekmek üstü atıştırmalıklar olacakmış. Kahvaltıya dair her şey var menüde. "Kızartma hariç" diyor Alphan. Yakında buna ek şampanya menüsü de eklenecekmiş. Granola ve ekmekler dahil her şey ev yapımı. Bu arada menüyü dilediğiniz gibi değiştirebiliyorsunuz. Canınız ne çektiyse söyleyin Alphan elinden geleni yapıyor. Somonlu ya da otlu eggs Benedict, kruvasan, menemen menüden bazı örnekler. Bu arada gitmişken tatlı büfesine bakmanızı şiddetle tavsiye ederim.
KARAKÖY'DE GERÇEK BİR MEYHANE
Son dönemde açılan tüm meyhaneler kendilerini 'modern meyhane' olarak tanıtıyor. Sonunda yeni bir mekan "Biz müziğimizle, kültürümüzle gerçek meyhaneyiz" diye açıldı. Hem de Karaköy'de, eskiden Bej'in olduğu yere. Adı Lüsyen Karaköy. Menüde neler var göz atıyoruz. Kuzu kokoreç, midye şiş, patlıcan paça öne çıkan tatları... Öğlen servisiyle açılan mekan gece 00.00'da kapanıyor.
JET-SET AYRANI SEVMİYOR, HAYDARİYE BAYILIYOR
Geçen hafta sonu bir doğum günü partisi vesilesiyle Palm Beach'e gittim. Hani şu Amerika'nın ve dünyanın en zenginlerinin yazlık evlerinin olduğu yere. Yazlık ev tanımı sizi yanıltmasın. Kışın hava ılıkken buraya geliyor, havalar iyice ısınınca da kuzeydeki evlerine geçiyorlar. Partide birçok kişi bana "Dr. Oz'un aşçısının restoranına gittiniz mi?" diye sordu. Palm Beach'te 23 gün önce açılan Sofra isimli Türk lokantasından bahsediyorlardı. Ertesi gün hemen atlayıp gittim. Hem Türk yemeklerinin tadına baktım hem de sahibi ve şefi Taner Yöntem'in hikayesini dinleme fırsatı buldum. Edirneli ve ailesi restoran ve mezbaha işindeymiş Yöntem'in. Bir gün Türk yemeklerini dünyaya tanıtmak için ABD'ye gitmeyi kafaya koyuyor. Önce bir işte çalışıyor, ardından üç buçuk ay evsiz kalıp tren istasyonunda yatıyor. İstasyonda tanıştığı bir Türk'ün onu yanında, lokantasına almasıyla yükseliş hikayesi başlıyor. Palm Beach'te yaptığı baklava sayesinde İranlı petrol kralının ev davetlerindeki yemekleri yapmaya başlıyor. Sonrasında ise İranlı işadamının komşusu Mehmet Öz kendisini arıyor. Bir süre Öz'ün evindeki yemekleri yapıyor. Hali hazırda THY'nin ve konsolosluğun catering işlerini yapmaya da devam ediyor. Taner Yöntem'in müşterileri arasında dünyaca ünlü isimler de var. "En çok hangi yemekleri seviyorlar" diyorum. Haydariyi çok sevdiklerini ama ayrana bir türlü alışamadıklarını anlatıyor. Künefe, baklava ve tulumba tatlısı ise jet setten tam puan almış. Adana kebap, pirzola ve lahmacun da en sevilen diğer tatlarmış. Mehmet Öz'ün evde yemek seçmediğini, baklava, kebap, o gün ne pişerse tükettiğini de sözlerine ekliyor.
YİNE YENİ YENİDEN TAKSİM
Bir nostaljiden şimdi bir başkasına geçiyoruz. Direksiyonu Pera'ya kırıp Passage de Petit binasına gidiyoruz. Zamanında önünde uzun kuyruklar olurdu. En üst katta NuTeras, giriş katında farklı farklı mekanlar hizmet veriyordu. O fırtınalı günler de maalesef bir süre sonra son bulmuştu. Ardından Klein, NuPera'nın ilacı oldu. Harbiye'deki kışlık mekan yazın Klein Garten ismiyle NuTeras'ın olduğu yere taşındı. Şimdilerde alt kata yeni bir mekan, bar catering denilince akla ilk gelen isim Loco Entertainment Group tarafından açıldı. Geçen hafta gitme fırsatı buldum Loco de Pera'ya... Eski NuPera atmosferini yaşatmayı başarmış hatta işi bir adım daha öne taşımış. Tıpkı eski günlerdeki gibi farklı odalar mevcut. Zaman zaman birinden çıkıp diğerindeki DJ performansına ya da partiye katılabiliyorsunuz. Mekandan içeri adım atar atmaz dikdörtgen şeklindeki geniş barı dikkat çekiyor. Barda barmenler zaman zaman şov da yapıyor. Gece ise kulübe dönüyor ve eğlence sabaha dek devam ediyor.
MENÜDE İSMET SAZ İMZASI
Gelelim enfes paylaşmalık tabaklarına. Menü danışmanlığını Toi'den de tanıdığımız ünlü şef İsmet Saz yapmış. Hal böyle olunca tadına doyulmaz yemekler ortaya çıkmış. Salata olarak çok düşünmeyin, chia ve ızgara kabak salatasını hemen söyleyin derim. Fiyatı 28 TL. Ertesi gün şef İsmet Saz'ı arayıp tarifini bile aldım. Somon tataki ise 'alt tarafı ekmek' bölümünün en iddialısı. Kızarmış enginar kalbi (29 TL), o çıtır bebek kalamar (38 TL), jalepano ve çedarlı sosis (38 TL) benim tadıp yemeye doyamadıklarımdan... Bu arada Loca de Pera'da fiyatlar pek çok mekana göre çok uygun. Hafta sonu yemekli gidecekseniz mutlaka rezervasyon yaptırın. Bir aya kadar Klein Garten'in açılacağını da göz önünde bulundurun.
AMERİKAN İŞİ
Amerikan mutfağı denilince akla ne gelir. Tabii ki Teksas, Louisiana ve steak'ler, barbeküler, mangalda mısırlar ve bol bol da sos... Etiler Nisbetiye Caddesi'nde açılan Rustyfork tam da bu lezzetleri bulabileceğiniz bir mekan. Menü danışmanlığını Murat Bozok yapmış. Peki neler var menüde? Clam chowder yani kum midyesi çorbasıyla başlamaya ne dersiniz? Ballı hardallı patates püresiyle servis edilen kovboy steak, barbekü sos eşliğinde servis edilen kızarmış karides, kaburga, mac&cheese, dana brisket Rustfork'taki lezzetlerden birkaç örnek. Mekanın üst katı özel VIP odalardan oluşuyor. Arka tarafta geniş bir bahçesi var. Bir steak house diyarına dönüşen Etiler'e bakalım nasıl bir farklılık getirecek...