İstanbul Havalimanı'ndan yola çıkıyoruz. İstikamet, havaalanı inşaatı süresince ortaya çıkan hafriyatın atıldığı alan. Havaalanının yaklaşık yedi kilometre uzağında... Hafriyat alanında dünyaca ünlü heykel sanatçımız Seçkin Pirim'le buluşacağız.
Ve atıklardan bir sanat eseri ortaya çıkışına tanık olacağız. Seçkin Pirim, İGA Çevre ve Sürdürülebilirlik Direktörlüğü çalışmaları kapsamında Atıktan Sanata Projesi'ne gönüllü katkı sağlayan bir isim.
Her fırsat bulduğunda proje için hafriyat alanına geliyor ve çalışıyor. Burada amaç, İstanbul Havalimanı Projesi inşaatı sürecinde ortaya çıkan atıkların yeniden kullanılarak değerlendirilmesi. Atık azaltımı ve atık bilincinin artırılmasına yönelik kurulan sanat atölyesinde bu yolla birçok sanat eseri ortaya çıktı.
Bunların arasında konvansiyonel ve kinetik heykeller, bitki aranjmanları, tasarım ürünler var. Biz Seçkin Pirim'le bir araya geldiğimizde atıklardan bir denizyıldızı tasarlıyordu. Sohbete bir araya gelip, eser ortaya koyduğu isimlerin yaklaşımını öğrenerek başladık:
- Siz aslında atıklarla çalışan bir sanatçı değilsiniz ama bu projenin içinde yer almışsınız. Neden?
- Atıklarla çalışan bir sanatçı değilim aslında ama sosyal sorumluluk projesinin içinde yer almayı istedim. Burada ciddi miktarda atık var. Bu atıkları bir şeye dönüştürmeyi ileri dönüşüm olarak değerlendiriyoruz.
Objenin kendisini bir ileri seviyeye taşıyıp, ya kullanılabilir bir şeye ya da yapıta dönüştürüyoruz.
Bu onu ileriye taşımak oluyor. Bu nedenle bunun içinde yer almak istedim. Bir sanatçı için burası inanılmaz cezbedici bir yer. İki sene önce geldiğimde gözlerim yerinden fırlamıştı. Çünkü o zaman derlenip toplanmamıştı. İnanılmaz büyüklükte ve formda şeyler vardı. Bir şeyler üretmek adına çok olanaklı bir yer.
- Atölye çalışmalarında sanatçı olmayan insanlarla bir şeyler ortaya çıkarmaya çalışıyorsunuz. Zor olmuyor mu?
- Zor oluyor elbette ama 10 dakikada adapte oluyor insanlar. Ben de heyecanlanıyorum. İnsanların en zorlandığı kısım "Ne yapacağım?" aşaması. Oysa yola çıktıktan sonrası kolay.
Gelen insanların eğilimleri üzerinden bir şeyler yakalamaya çalışıyoruz. Öner Kocabeyoğlu Türkiye'nin en önemli koleksiyonerlerinden biri ve çok iyi bir gözü var. Onun en çok sevdiği heykeltıraştan yola çıkarak bir şey yaptık. Dilek Hanif "çocuklarım var, onunla ilgili bir şey yapacağım" dedi ve tekerlekli bir at yaptı. Limak Vakfı Başkanı Ebru Özdemir de çok iyi bir koleksiyoner, soyut işlerden hoşlanır. Onları birleştirdi ve bir eser ortaya çıktı.
- Neler çıkıyor ortaya bu atıklardan?
- Mesela yarım tonluk bir buldozerin kepçesini alıp, konstrüksiyonun iskele demirleriyle birleştirip bank yapacağız. Çok basit bir müdahale ama esprili bir banka dönüşecek. Boyanıp, hazırlandığında anlaşılması mümkün değil. Bunları havalimanın içinde bazı alanlara yerleştirmeye çalıştık.
ESERLERİN GELİRİ ÇODEM'E
İGA Çevre ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ülkü Özeren, "Atık, artık malzeme aslında... Bu atık malzemeye nasıl baktığınıza bağlı olarak işlevsellik kazandırabiliriz diye yola çıktık" diye anlatıyor projeyi.
Ortaya çıkan eserler, haziran ayında bir müzayedeyle satışa çıkacak. Elde edilen gelir, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın himayesindeki Çocuk Destek Merkezlerine aktarılacak. Bunun yanı sıra İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ortaklığında yürütülen çalışma ile öğrencilerin tasarlayıp uygulayacağı ürünler satış alanlarında satılacak.
Atıktan Sanata Projesi kapsamında bugüne kadar 10 ton atık geri dönüştürüldü, 140 paydaşın katıldığı 10 atölye çalışması gerçekleştirildi. Üniversite seviyesinde üç dersin dönem planlarında yer alan proje kapsamında 110 öğrenci ile ortak çalışmalar yürütüldü.
Ve elbette ilk kez bir inşaat projesinde bu anlamda bir sanat atölyesi kuruldu.
Projenin en önemli ayağı, gerçekleştirilen ve geliştirilmeye devam edecek olan iç ve dış iletişim çalıştayları olacak. Atölye çalışmalarının sonuçlarının, İstanbul Havalimanı'nda, havalimanı terminalinde tasarlanacak bir alanda sergilenmesi planlanıyor.