Sesinin çağrışımları çok... Bu coğrafyanın en güçlü seslerinden Cem Karaca da geçiyor tınısının içinden, daha uzak alemlerin ozanı Tom Waits, B.B. King de...
Türküyle blues'un, cazla bozlağın arasındaki ince çizgiyi yakalamış. Gönlünü, müzikal bakışını bu hatta oturtmuş ilginç ve başarılı bir müzisyen. Kendi kemik kitlesini çoktan oluşturdu. Ama çocuk yaştan beri, yerli ya da yabancı, Neşet Ertaş'ın tabiriyle "gönül"e hitap eden pek çok ozanı içselleştirmiş, kendi yolunu, kendi sesini ve tarzını yıllar önce oturtmuş, güçlü bir yorumcu, sağlam bir müzisyen. Can Gox'tan bahsediyoruz. Vaktiyle 12 yıla yakın, bir şirkette yöneticilik yapıp, ani bir kararla sadece müzikte karar kılan bir adam.
Her türlü sıkıntıyı, geçim derdini göze alarak... Kendisi hakkında ilk kez bir yazı okuyanları da düşünerek söyleyelim: Gerçek soyadı Göksun. Burslu olarak caz bölümü okuduğu özel bir üniversitede, yabancı hocalarının Göksun yerine "Goks" demesinden yola çıkarak bir sahne adı geliştirmiş. İş hayatında çalıştığı yıllarda gündüz Göksun, gece sahnede Gox olmuş ve bu böyle devam etmiş.
Gox iki single birden yayınladı. Kendisinin sıkı bir yorumcu olduğunu biliyoruz. Ahmet Kaya, Neşet Ertaş, Cem Karaca ve dahi Esmeray şarkılarını ilginç bir şekilde, ruhuna halel getirmeden, kendi blues yorumuyla seslendiren, dokunduğu şarkılara kendi mührünü vuran Gox önce Müslüm Gürses'in efsane şarkısı Senden Vazgeçmem'i single olarak yayınladı. Ardından yeni single'ı Ah Bir Ataş Ver piyasa çıktı.
BU TÜRKÜ YÜREK DAĞLIYOR
Ah Bir Ataş Ver, Gox'un tabiriyle, hikayesi, müziği ve sözleriyle "gönlü kavuran" bir türkü. Hikayesi şöyle: 4 Nisan 1953... Çanakkale Boğazı açıklarında bulunan Dumlupınar Denizaltısı, İsveç Donanması'na ait bir şileple çarpışır. Denizaltı, denizin dibine iner. Başta kendilerine yapılan "Gerekmedikçe konuşmayın, türkü söylemeyin, sigara içmeyin" anonsu, askerleri kurtarmanın mümkün olmadığı ortaya çıkınca "Rahatça konuşabilir, sigara içebilirsiniz" olarak tekrarlanır. Bu anons üzerine ölümü beklemeye başlayan askerlerin son sözü "Kumandan, birer cigara yakalım mı?" olur. Ah Bir Ataş Ver işte bu trajik hikayenin müziğe yansımış halidir.
Gox önce bu dramı anlatan türküyü hangi ilhamla yorumladığını anlatıyor: "Çocukluğumdan beri bildiğim bir türküydü. Ama hikayesini dinleyince gönlüm dağlandı. Böyle trajik, efkarlı ve hüzünlü bir hikaye barındırması söylerken içimi titretiyor. Bu kahramanları yad etmek istedim. İçimin sızlamasını dinleyici de hissetsin diye arzuladım. Huzurluyum, bu bir görev gibiydi benim için..."
Gox'un müthiş bir yorumcu olduğunu bilen biliyor. Yaptığı cover'lara kendi mührünü vurabilen bir ses. Yani dokunduğu şarkı, ona ait olmasa da o söyledikten sonra o bir Can Gox şarkısına dönüşüyor.
NEŞET ERTAŞ'IN 'GÖNÜL' SIRRI
Aynı sihri Müslüm Gürses'in başka şarkılara, üstelik her alandan farklı türlere yaptığı yorumlardan da biliyoruz. Gox'un Müslüm Gürses şarkısı Senden Vazgeçmem'i yorumlaması da boşuna değil elbet. Anlatıyor: "Bence Müslüm Gürses dünyanın en iyi caz şarkıcılarından biri. Caz böyledir, alırsın bir şarkıyı ve kendi mührünü vurursun. Gürses bunu çok iyi yapan bir ustaydı. Vaktiyle arabeske düşman olan kitleleri ya da dinlediği halde küçümsenme korkusuyla reddeden insanları ayağa kaldırdı. Çünkü arabeskin, özellikle Gürses arabeskinin dili gerçekti, samimiydi. Sokaktandı, acısı sahiciydi... Hayatında türlü acılardan, türlü tecrübelerden geçerek pişirmişti sesini, yorumunu ve bu herkese samimiyetle geçti."
Samimiyet deyince Gox'un aklına hemen Neşet Ertaş usta geliyor. Sahnede Ertaş türküleri de yorumlayan Gox için ustanın yeri bambaşka. "Neşet ustanın 'gonül' diye tarif ettiği duyguyu, yeri kavrayan bir müzisyen her ruha dokunur. Ama bunun için varoluşunuzu, neden dünyada olduğunuzu sıkıca kavramak en azından bunun için çabalamak gerekir. Neden dünyadayız, buradaki görevimiz ne... Tasavvufu, dini de araştırmamız gerekir. Onunki çok yüksek bir mertebe... Hak yemeyeceksin, her anında doğruluktan taviz vermeyeceksin. 'Gönülden gönüle gizli bir yol' olduğunun idrakinde olacaksın. Kalp kırmayacaksın... Sonra müzisyen de olsan, başka bir sanatla da uğraşsan, sade bir vatandaş olup işinde gücünde de olsan sendeki samimiyet herkese geçer böyle olunca."
DİNLEYİCİ SİZİ MAHREMİNE ALIYOR
"Beş senedir aynı deri yeleği giyiyorum sahnede ve sokakta. Yırtıldı, yamadım. Yenisini almıyorum inadına... Bu benim için türküdeki gibi bir nevi melamet hırkası... Dünyada yolcu olduğumuzu, dünyanın bir durak olduğunu hatırlatıyor bana. Müzikten yatlar, katlar beklemiyorum. Bir kişi bile gelse her şehirde, her konserde çalıyorum, çalmak istiyorum. Yeter ki o bir kişi gelsin. Dinleyicilerim benim için çok özel. Düşünün sizi mahremlerine alıyorlar. Gece odalarında dinliyor, belki ağlıyorlar sizi dinlerken. Onlara gönül borcum var... Ayakkabımı temizlemeden sahneye çıkmam. Sırf onlar onlara saygımdan..."