İzmir'de doğan gelen ve dünyanın en prestijli moda okullarından biri olan Central Saint Martins'te moda tasarımı eğitimi alan Bora Aksu, 2003 yılında Londra Moda Haftası'nda tanıttığı ilk koleksiyonundan bu yana başarılarıyla isminden söz ettiriyor.
Aksu'nun kendi ismini taşıyan markasının merkezi Londra'da.
İngiltere'de 30'dan fazla koleksiyon tanıtarak ve sayısız ödül alarak Türkiye'den çıkan en başarılı moda tasarımcılarından biri olduğunu ispat etti Aksu. Şimdi de Çin, Uzakdoğu ve Asya'da moda dünyasını avuçlarının içine almış durumda. Söz ettiğimiz coğrafyalar şu an Avrupa ve ABD kökenli, köklü ve popüler tüm tasarımcı ve modaevlerinin kendilerini ispat etmeye çalıştığı noktalar... İlk çocuk giyim butiğini Beijing'de kısa süre önce açan Bora Aksu ile her geçen gün artan başarısını ve popülaritesini konuştuk:
- İlk Bora Aksu butiğinin Beijing'de açıldığını okuduğum günü hatırlıyorum. Çok eski bir tarih değil 2016 yılıydı... Şu an kaç mağazaya ulaştınız o coğrafyada?
- 34 mağazaya ulaştık kısa süre önce... Singapur, Kore, Japonya ve Çin'de... Şu an oralarda hangi şehre giderseniz gidin mağazamız var artık.
- Nasıl oldu da o coğrafyaya adım atmaya karar verdiniz?
- Aslında tüm bu operasyonun adımları dört yıl kadar önce atıldı. Bir yatırım grubu bana ulaştı. Avrupa'dan bir markayı Asya'ya getirmek istediklerini söylediler. O dönem altı tasarımcıyla iletişim kurdular. Ben de bunlardan biriydim. Koleksiyonlarımda elbise, kazak, ceket, bluz, etek yani her türlü kadın ürünü olduğu için benim yaptıklarımı daha geniş bir yelpazeye yayabileceklerine karar verdiler. Ve benimle yola çıktılar.
- Yatırım firması sadece bundan etkilenmemiştir ama...
- Aslına bakarsanız illüstrasyonlar yapıyor olmam da onları etkiledi. Biliyorsunuz o coğrafyada illüstrasyonlar, sevimli ve tatlı diyebileceğim çizimler çok beğeniliyor. Evler, binalar, her yer bu tarz çizimlerle dolu. Bu da etkili oldu.
- Mağazaların içinden fotoğraflar gördüm, gerçekten de bu illüstrasyonları mağazaların her noktasında kullanıyorsunuz...
- Duvarlardan, masa ve sandalyelere kadar her yerde var evet bu illüstrasyonlar. Mankenlerimizi de fark etmişsinizdir. Altı haftada bir oraya gidiyorum, Hong-Kong'da tasarım ofisine gidiyorum. Her gidişimde 30 kadar mankenin yüzünü kendi ellerimle çiziyorum, boyuyorum. Mağazalarda da bu illüstrasyonlarla beraber tamamen Bora Aksu dünyasına adım atıyorsunuz.
- Sevdiler mi tasarımlarınızı diyeceğim ama zaten bu kadar kısa sürede bu kadar çok mağazanın açılması bunu bir ispatı olsa gerek...
- Bora Aksu olarak benim hiç butiğim yoktu biliyorsunuz. Bu yatırım şirketiyle mağazalaşma sürecine adım atmış oldum ben de. Hatta ilk konuşmalarda ben hep "Bir mağaza açalım, bir yıl bakalım. Başarılı giderse başka mağazalar da açarız" diyordum. Ama onlar hep "Çok güçlü ekonominin bulunduğu bir coğrafya. Tek mağazayla o coğrafyaya girmenin ve başarılı olmanın imkanı yok. Aynı anda birçok farklı noktada mağaza açmaya başlayacağız" dediler. Tabii ki benim tasarımlarım satılıyordu zaten oradaki tasarımcıları buluşturan büyük mağazalarda, çizgimin beğenildiğini biliyordum o coğrafyada. Bu süreç de bunu iyice ispatlamış oldu. Satışlar gerçekten de çok iyi. Her gün mağazalara gelip yeni bir ürün var mı diye soranlar var artık.
- Asya inanılmaz bir pazar ve tüm moda dünyasının gözü o coğrafyada...
- Ekonomik durumları çok iyi. Çok genç nüfus var. Modaya çok meraklılar. Şu an Avrupa'daki tüm köklü moda okullarının öğrencileri Asya kökenli. Avrupa ve ABD'de de ismini duyuran o kadar çok Asya kökenli tasarımcı var ki... Modanın geleceği Asya... Avrupa'nın eski alım gücü yok ne yazık ki artık.
- Bu kadar başarılı bir moda tasarımcısı bulmuşken sormadan olmaz. Moda dünyasının hep gösterişli ve şatafatlı bir dış yüzü var. Gençler de bundan etkilenip bu dünyada yer almak istiyor. Böyle mi peki moda dünyası gerçekten de?
- Kimse mutfakla ilgilenmiyor. Çok disiplin gerektiren bir iş. Gecesi-gündüzü olmayan bir iş... Sadece defile düzenliyoruz ve sonra parti yapıyoruz sanıyorlar. Bu tabii ki bizim işimizin yüzde 10'u. Gerisi, arka planda çok emek ve çok çalışma...