Hiçbir yiyeceğe takıntınız var mı? Bırakın yemeyi, tadına bakmayı, görmeye hatta adını telaffuz etmeye dayanamadığınız bir yiyecek oldu mu? Bu dediklerim bazılarınıza çok yabancı ve garip bazılarınıza ise çok tanıdık gelebilir. Örneğin çocukluğumdan beri ceviz takıntım (yazarken bile zorlanıyorum) yüzünden pek çok kez masayı terk etmişliğim oldu. İçli köfte, baklava gibi iştah kabartan yiyeceklerden hep uzak durmak zorunda kaldım.
Takıntılarım ya da tıptaki adıyla obsesif-kompulsif bozukluğum zaman zaman yaşam kalitemin düşmesine neden oldu. Ama zaman içinde onlarla yaşamayı öğrendim. Tabii bunda çevreme de çok iş düştü. Örneğin arkadaşlarım çok sevdikleri sakızı benim yanımda çiğnememeye özen gösteriyor. Ya da yemeklerde ceviz kullanmıyor.
Yiyeceğe karşı fobi ya da takıntı konusunu açma nedenim geçen haftalarda yayınlanan Jimmy Fallon şov. Şovun konuğu Kardashian Ailesi'nin top modeli Kendall Jenner'dı. Jenner muza takıntısı olduğundan bahsetti. "Değil görmek, kokusuna bile dayanamıyorum" yorumunu yaptı. Nedeni olarak da cinsiyet değiştiren eski Olimpik atlet babası şimdiki adıyla Catlyn Jenner'ı gösterdi. "Babam Kyle bana her sabah muz yediriyordu: Okuldan aldığında da yine yanında muz oluyordu. Yanında muz hep olurdu zaten ve kendi de sık sık muz tüketirdi" sözleriyle takıntısının nedenini anlattı. O yüzden bugün top model muz görmeye dayanamıyor hatta kokusunun baş ağrısı yaptığını söylüyor.
FALLON'IN MAYONEZ TAKINTISI
Jimmy Fallon da bu itiraf karşısında kendi travmasını anlatmaya başladı. Ünlü şovmen de mayonez görmeye dayanmadığını açıkladı. Hatta stüdyoda mayonezli hiçbir şey servis edilmiyordu. Küçükken çite kafası sıkışan Fallon'a büyükannesi ilaç niyetine mayonez sürmüştü. 35 derece sıcaklıkta tüm kafası mayonez içinde bekletilmişti.
Jenner ve Fallon'ın itiraflarından sonra diğer ünlülerden de itiraflar gelmeye başladı. Peki ama dünyada ve ülkemizde hangi ünlü hangi gıdayı görmeye dayanamıyor, bir göz atalım mı...
OPRAH'IN YANINDA SAKIZ ÇİĞNEMEK YASAK
Oprah Winfrey dünyanın en çok kazanan kadını olabilir. Hatta dünyanın en etkili kişilerinden biri de olabilir. Ama bu sakız görmeye dayanabiliyor anlamına gelmiyor. Öyle ki programında ve yanında çalışanların sakız çiğnemesi yasak. "Bence bu adil bir istek" diye açıklıyor bu durumu. Winfrey küçükken Mississippi'de büyükannesi sürekli sakız çiğneyip ardından onları dolabın raflarına yaptırırmış. "Sabah uyandığımda etraf erimiş sakızlarla dolu olurdu" diyor. Sakızların kokuları bile bugün hâlâ aklında. Oscar töreninde ödül kazanan Jamie Foxx'u ağzında sakızla gördüğünde uyarıp çıkarmasını rica ettiğini de anlatıyor Winfrey.
Kyra Sedgwick de sorun yaşayanlardan. Onun takıntısı ise yemek reklamları ve yemek hakkında konuşmak. Hatta sırf bu yüzden eşi Kevin Bacon kendisine gelen M&M reklamını geri çevirmek zorunda kalmış.
BERGÜZAR KOREL PÜTÜRLÜ YİYEMİYOR
Ülkemizde yiyecek takıntısı olan sanatçılardan biri de Bergüzar Korel. Korel'in "Pütürlü hiçbir şey yiyemiyorum. Mesela pilava bayılıyorum ama sütlaç yiyemiyorum. Biri beni yemeye davet edecekse dolmanın içine üzüm koymaz. Bilirler ki tatlıyla tuzluyu aynı anda yemem" şeklinde açıklaması bulunuyor. Emre Altuğ'un takıntısı da ceviz. Göremiyor hatta adını bile söyleyemiyor. Doğa Rutkay'ın patlıcan ve Gülben Ergen'in ise peynir takıntısı olduğu biliniyor.
Uzman Psikolog Yeşim Akıncı
Peynir ve yumurta fobisi çok yaygın
"Obsesif-kompulsif bozukluğu (OKB) olan kişiler, halk dilinde takıntı durumları, kontrol edemedikleri yinelenen ve stres yaratan düşünceler, korkular veya görüntüler (obsesyonlar) nedeniyle kendi kendine huzursuzluk yaratırlar. Kişinin biyolojik ve çevresel faktörlerinin etkisi ile OKB arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Aile faktörü ciddi etkendir. Katı disiplin veya zorla kurallar uygulanan aile bireylerinde görülebilir. Yani küçükken zorla ağza tıkılarak beslenen birinde ilerde o yiyeceğe karşı nefret, tiksinme gelişebilir. Örneğin; yumurta ve peynir OKB'li danışanlarda çok sık rastladığımız yiyecekler. Burada dikkat çeken boyut şudur; kişi bu besinlere hiçbir şekilde bedensel alerjik reaksiyon göstermemesine rağmen ismi geçince bile öğürme, bulantı, tiksinme yaşıyor. Öyle ki kişinin bu yiyeceği görmeye tahammül yoktur, ismini duymak istemez, elinde bile tutamaz değişik reaksiyonlar gösterebilir. Çığlık atabilir, elinde poşetin içinde bile olsa fırlatabilir, ağzında istemsiz hareketlere engel olamayabilir. OKB, korkular ve fobiler ile karıştırılmamalı. Tedavi sürecinde sabırlı bir yol izlenmelidir.
Bir de peynirfobikler vardır ki bunun adı Turophobia: Bu fobiye, çocukken yaşanılan travmatik bir olay sonrası yakalanmak muhtemel. Her türlü peynirin en ufak parçasına karşı bile derin bir korku duyan peynirfobikler, hayatlarını epey zorlaştığını söylüyor.
VAKA ÖRNEĞİ
Adını veremeyeceğim ünlü bir danışanım depresyon şikayeti ile gelmişti. Genelde ünlülerin sevenlerine karşı özenli ve mükemmel bir duruş sergileme kaygılarından dolayı olağan bir sonuç gibi gözükse de bir iki seansta altyapıda yeme bozukluğu problemi ortaya çıktı. Hep bakımlı, fit görünmenin ötesinde peynirden öylesine tiksiniyordu ki artık hayatı yaşanmaz hale gelmişti. Katı ve disiplinli bir ailede büyümesi, hayatında belirli disiplin dinamiklerinde işe yarıyordu. Her yere vaktinde ve hazır gidiyordu. İşinde de oldukça başarılıydı ama esas yaşamdan mutlu olmak, yaşamın başarısı değil miydi? Psikanalizlerden sonra; bebekken ağzına zorla ve çabucak tıkılarak yemek yediriliyormuş. Çocukken sınırlarını ihlal eden bu durumun yetişkinliğindeki depresyonuna etkisini çalıştık. Zorla yaptırımları yaşadığında bu durumla başa çıkamıyor yine küçücük bir kız çocuğu gibi çaresiz kalıyordu. En ilginç tarafı terapi sırasında, mamalarının içine konan peynir kokusunu hatırlamaya başladı ve baskının ondaki çağrışımını ortaya çıkarttık. Bilincindeki çağrışımı ayak kokusuydu...
ŞEHİRDEN HAVADİSLER
Nişantaşı'nda yeni mekanlar hızla açılmaya devam ediyor. Son olarak da meyhane konseptinde bir yer açıldı. Adı Tiraje Teras. Mutfak Şef Bahadır Abul'a emanet. Fonda ise Zeki Müren ve daha nice müzikler. Yeni mekan keşfetmek isteyenler göz atabilir.
Nişantaşı yeni nesil pastanesine kavuştu. Aslında açılalı yaklaşık iki ay olmuş ama ben yeni keşfettim. Adı Linden Patisserie. Ekmek üstü lezzetleriyle dikkat çekiyor. Rozbiflisi enfes. Tatlılardan da şekersiz brownie ve tuzlu karemelli tartı denemenizi tavsiye ederim.
Alaçatı mekanları İstanbul'a transfer olmaya devam ediyor. Son olarak geçen yazın en çok ses getiren mekanı Bedevi de Ulus'a geldi. Gece 00.00'da açılıyor sabah 05.00'e kadar eğlence devam ediyor. Gece kuşlarına duyurulur...