2017 yılında Hatice Gökçe ile yaptığımız röportajda bana minyatüre olan sevgisinden bahsetmişti. "Çok yakın bir arkadaşımın yüreklendirmesi ile iki yıl önce minyatür ile ilgilenmeye başladım. Minyatürü öğrenmek için bir ustadan üç yıl eğitim alıyorsunuz. Ardından nakkaş olarak devam ediyorsunuz. Bu eğitimi almamın sebepleri moda ve minyatürü hem yüzey tasarımında hem de kendi kompozisyonlarımı kavramsal bir yaklaşımla bir araya getirmek tabii ki. Sadece hobi olarak başlamadım" demişti. Bu röportajın üzerinden iki yıl geçti geçmedi. Ve bu hafta başında Gökçe beni heyecan verici yeni projesi için aradı. "Matrakçı Nasuh'un İstanbul minyatüründeki peyzaj, hayvan ve çiçek tasvirlerinden ilham alarak bir kapsül koleksiyon hazırladım. Anadolu Kültürel Girişimcilik işbirliğiyle hazırlanan bu koleksiyon cuma gününden itibaren Heritage Matrakçı Nasuh by Hatice Gökçe ismiyle Topkapı Sarayı Müzesi avlu mağazasında ve muzedenal.com adresinden satışa çıkıyor" dedi.
Türkiye'de erkek giyimi denildiğinde ilk akla gelen isimlerden birinin, hem de bir manyatür aşığının, tarihimizin önemli isimlerinden birinin minyatürlerinden ilham alarak hazırladığı bu koleksiyon gerçekten çok heyecan verici. Biz de Hatice Gökçe ile telefonun görüşmesinin hemen ardından hem Matrakçı'ya hem de kendi koleksiyonuna ilham veren büyüleyici Topkapı Sarayı'nda bir araya geldik...
PEYZAJ, HAYVAN VE ÇİÇEK TASVİRLERİ
- Gerçek bir minyatür aşığının büyüleyici minyatür çalışmalarından ilham alarak özel bir koleksiyon hazırlaması... Bize biraz bu süreçten bahseder misiniz?
- Anadolu Kültürel Girişimcilik Genel Müdür Yardımcısı Barış Üstünkaya ve ekibi benimle iletişime geçti. Aslına bakarsanız bu işbirliği 2016 yılının başından beri masadaydı. Prosedürler, titiz çalışma süreci derken bu mart ayında koleksiyon son haline geldi ve modaseverlerin beğenisine sunmak kısmet oldu.
- Koleksiyonu nasıl hazırladınız, ne tür malzemeler kullandınız?
- Nurhan Atasoy'un Matrakçı Nasuh ve Menazilnamesi adıyla çıkardığı kitabında yer alan minyatür detaylarından ilham alıyor. Koleksiyon; bir kimono, üç farklı desende hazırlanan üç farklı çanta modeli ile Kahramanmaraş'ta üretilen beş farklı renkteki yemeni terlikten oluşuyor. İstanbul minyatürünün tamamı kimonoda dijital baskı yöntemiyle yer aldı.
- Deniz teması, İstanbul Boğazı, Haliç başrolde Matrakçı'nın eserlerinde...
- Matrakçı genellikle şehir minyatürlerinde figürlere yer vermiyor. İstanbul eserinde Haliç ile Marmara'da yüzen yelkenliler görüyoruz. Galata civarında ise selviler, meyve ağaçları ve çeşitli renkte bitkiler dikkat çekiyor. Tüm bu güzel detaylar bizlere Matrakçı'nın ne kadar usta bir nakkaş olduğunu gösteriyor. Ben de koleksiyonumu hazırlarken bu peyzaj, hayvan ve çiçek tasvirlerinden ilham aldım.
- İlk kez Topkapı Sarayı'nda bir moda tasarımcısının özel tasarımları yer alıyor, heyecanlı mısınız?
- Evet tabii ki. Çok emek verdiğimiz, detaylarıyla düşündüğümüz bir süreçti. Kültürümüzün önemli tarihi figürlerinden Matrakçı Nasuh'un yeni nesle, daha geniş kitlelere tanıtımını sağlamakta katkım olursa çok mutlu olurum. Bu projenin ardından arka arkaya farklı tarihi karakterlerden ilham alarak başka koleksiyonlar da hazırlayacağız.
- Sizin için ne ifade ediyor Matrakçı?
- Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşamış matematikçi, sporcu, silahşör, tarihçi, hattat ve bir minyatür ustası. Bir de tabii sopalarla oynanan ve bir tür savaş oyunu olan matrak oyunun yaratıcısı üstat. Çok yönlü bir sanatçı ve bilim insanı.
- Moda haftalarında koleksiyonlarını sergileyen bir tasarımcı için koleksiyonunun bir müzede satışa sunulması ne ifade ediyor peki?
- Müze mağazacılığındaki amaç, kendi kültürümüz içindeki değerleri yeniden gündeme getirmektir. Yeniden o isimlerin konuşulması, o dönemin hatırlanmasıdır amaç. Bir tasarımcı olarak bizim dokunuşlarımızla bu ürünler kullanılabilir, güncel ve işlevsel bir hal alır. Mesela bu koleksiyondaki kimona ve çantayla yazın şık bir beach'e gitmeniz mümkün.
- Moda ve tarih hatta sanat son dönemde belki de hiç olmadığı kadar flört ediyor...
- Dünyada da son yıllarda çeşitli sanatçılara ait eserlerin giyilebilir kıyafetler üzerine taşındığına şahit oluyoruz. Sanat artık giyilebilir. Üzerinizde taşınabilir, sizin günlük hayatınızda size eşlik edebilecek kadar yakınınızda. Sanatın bir yandan da herkesin hizmetine sunulabiliyor oluşu etkileyici.
Moda kazanı
TÜRK ÇANTASINI SEVDİ
Türk çanta markalarının başarılı serüvenlerini okudukça gururlanmamak imkansız. Bu sefer de Mehry Mu, kraliyet ailesi mensuplarından Kraliçe Elizabeth'in ardından gelini Camilla'nın da tercihi oldu. Türkiye'de üretilen ve dünyanın birçok ülkesinde önemli satış noktalarında yer alan marka daha önce de birçok kraliyet ailesi üyesinin tercihi olmuştu.
YENİ ROTALARI PARİS
25 Şubat-5 Mart tarihleri arasında düzenlenen Paris Moda Haftası sırasında sayısız marka şehirde bulunan moda alıcılarına ve stil ikonlarına özel sunumlarla kendilerini tanıtıyor. Bu markalardan biri de Mert Aslan ve Ahmet Gencehan tarafından kurulan mücevher markası Ninon... Adını 1620-1705 yılları arasında yaşamış ve Paris'in ikonları arasında yer alan Ninon de l'Enclos'dan alan marka henüz bir yaşına yeni bastı. Ancak Paris'te 4 Mart'ta Westin Hotel'de düzenlenen bir etkinlikle moda duayenlerine tanıtılacak. Kısa süre önce Dubai'de de satılmaya başlanan markanın bir sonraki hedefi Paris'te müşterilerle buluşmak.
TEKNOLOJİK DOKUNUŞ
Firmaların klasikleşen modellerine yeni teknolojik dokunuşlar ekleyerek güncellemesi son dönemin en önemli trendlerinden biri. Bu trendin son takipçisiyse Vans firması. ABD'li firma, klasik Era isimli spor ayakkabılarının tabanlarında özel bir teknoloji kullanarak giyen kişinin ayak tabanının daha da rahat etmesini sağlıyor. ComfyCush isimli bir teknoloji spor ayakkabısına eşsiz bir rahatlık ekliyor.
HAFTANIN KONUĞU
Fulya İlkmen'in tercihleri
Kısa süre önce F.ILKK isimli markasını hayata geçiren Fulya İlkmen ile moda ve stili üzerine sohbet ettik:
Rahat, özgün ve eklektik bir stilim olduğunu söyleyebilirim.
Genelde kış alışverişlerime bot alarak başlarım, kışla ilgili sevdiğim şeylerin başında bot giymek geliyor. Bu sezon da ilk alışverişimi & Other Stories'den günlük hayatımda rahatlıkla kullanabileceğim bir bot alarak yaptım.
İşim gereği tabii ki trendleri takip ediyorum fakat alışveriş yaparken trendleri kendi stilime uygun olacak ve rahatlıkla kullanabileceğim şekilde yorumlayarak alırım.
Kışın çok üşüyen biri olarak kat kat giyinme trendi favorim. Bu hem farklı dokuların ve renklerin bir arada kullanımını sağlıyor hem de her türlü hava koşuluna uyum sağlıyor.
Dolabımdaki en eski parça annemin gençliğinden kalarak isminin hakkını veren Levi's Mom jeans.
Okuldan mezun olurken yaptığım koleksiyondan desenini kendi tasarladığım ceket senelerdir dolabımın en özel parçası.
Önümüzdeki sezon mercan rengi tasarımları, ceket-pantolon ve ceket-şort takımları, yine bol bol desenli elbiseleri ve günlük rahat formlarda tasarlanmış tulumları sıklıkla göreceğiz.
MİLANO ÇIKARMASI
Moda dünyasının kalbinin attığı New York ve Londra moda haftalarının ardından gözler bu hafta Milano'daydı. Bizim için bu iddialı moda başkentindeki özel detayları F King dergisinin kurucusu Ayşe Soylu kaleme aldı:
Milano Moda Haftası'nda rahat ulaşımın adı metro
Moda için geldiğiniz ülke İtalya olunca emin olun herkes bir yandan da lezzet peşinde oluyor.
Defilelerin arasında Milano'nun en güzel pizza ve tatlılarını yapan Princi isimli kafeye muhakkak uğrayın derim.
Moda haftasını takip eden Türklerin buluşma noktasıysa Bar Martini.
Moda haftasının en dikkat çeken defileleri Moncler, Maxmara, Moshino, Versace ve Botttega Veneta'nınkilerdi.
Milano Moda Haftası'nın son gününde, Volkswagen International Fashion Week Milan isimli farklı bir etkinlik daha gerçekleşti. Toplam 15 defilenin gerçekleştiği organizasyonda bu sezon dört Türk tasarımcı da vardı.
Tolga Çam, İlker Bilgi, Ferruh Karakaşlı ve Çiğdem Karavit, tasarımlarını Milano'da bu etkinlik kapsamında sergiledi.
Özge Ulusoy ve Serhat Kaynarpınar da podyumda tasarımları tanıtan mankenler arasındaydı.