Geçen hafta gösterime giren İskoçya Kraliçesi Mary filmi vesilesiyle 1. Elizabeth döneminde (1558-1603) İngiliz saraylarının koridorlarında dolaşmış, erkek egemen bir dünyada iki kadının taht mücadelesini izlemiştik. Bu hafta vizyona giren, Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos'un Sarayın Gözdesi filmiyle saraydaki yolculuğumuza devam ediyoruz.
En iyi film dahil 10 dalda Oscar adayı olan film, 1702-1714 arasında İngiltere'yi yöneten Kraliçe Anne (Olivia Colman) ile onun yakınında bulunan iki kadın arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Kraliçe Anne sağlık sorunları nedeniyle ülkeyi yönetme konusunda yetersiz kalınca, danışmanı, sırdaşı Sarah Churchill (Rachel Weisz) güçlü bir kişilik olarak devlet yönetiminde beliriyor. Onun yörüngesinde kalan Kraliçe Anne, adeta bir kukla kraliçeye dönüşüyor. Fakat bu durum Sarah'nın kuzeni Abigail'in (Emma Stone) saraya hizmetçi olarak gelmesiyle değişiyor. Eski bir lady olan Abigail kısa zamanda kraliçenin gözdesi haline geliyor ve Sarah'nın rakibi oluyor.
MARY'NİN ANTİTEZİ
Köpek Dişi, The Lobster, Kutsal Geyiğin Ölümü gibi filmleriyle tanınan yönetmen Yorgos Lanthimos'un ilk defa senaryosunu kendisinin yazmadığı bir yapım olan Sarayın Gözdesi, bir anlamda İskoçya Kraliçesi Mary'nin antitezi gibi. O filmin, kadın yönetici iktidarda muktedir olduğunda farklı bir yönetimin mümkün olabileceği tezini sanki çürütüyor. Konu iktidar, güç olunca kadınların da kendi aralarındaki mücadelesinde en az erkekler kadar yıkıcı olabileceğini savlıyor.
Fakat Sarayın Gözdesi'nin tek derdi kadınlar arasındaki mücadele değil. Nihayetinde bu bir kara komedi. Lanthimos esas olarak o ihtişamlı İngiliz kraliyet dünyasını hicvediyor. Filmin senaryosunu yazmamış olsa da kendine has kara mizahla meseleye bakıyor.
Bir yandan saray dünyasının görkemli halinin insanları nasıl yozlaştırdığını anlatırken diğer yandan o görkemin aslında bir bayağılık üzerine nasıl inşa edildiğini gösteriyor. Özellikle kamera tercihleriyle görsel olarak yaptığı bu vurguları, müzik kullanımı ve kurguyla da belirgin hale getiriyor.
Ama tüm bu hicvetme ve görkemin arkasındaki bayalık eleştirisinin işlevlik kazandığı yer oyunculuklar. Lanthimos'un esas alkışı hak eden başarısı da burada. Olivia Colman, Emma Stone, Rachel Weisz müthiş bir uyum içerisinde, bilinçli bir şekilde ve gayet ciddiyetle sarkastik bir oyunculuk sergiliyor. Colman, En İyi Kadın Oyuncu dalında, diğerleri ise Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar'a aday ama pekala hem Stone hem Weisz de en iyi kadın kategorisine aday olabilirmiş.
Oscar demişken. Oscar'da Roma ile yarışan Sarayın Gözdesi, ilk olarak Venedik Film Festivali'nde karşı karşıya gelmişti. Roma Altın Aslan'ı Lanthimos da Gümüş Ayı'yı almıştı. Oscar'da durum nasıl olacak, ikinci raundu kim kazanacak göreceğiz.
SİNE-TORTU
Kız Kardeşler Altın Ayı yarışında
Türk sineması, Berlin Film Festivali'nde uzun zamandır Altın Ayı yarışına dahil olamıyordu. Bu yıl şeytanın bacağı kırıldı. 7 Şubat'ta başlayan festivalde Emin Alper Kız Kardeşler filmiyle Altın Ayı yarışında. Cemre Ebüzziya, Ece Yüksel, Helin Kandemir, Kayhan Açıkgöz, Müfit Kayacan ve Kubilay Tunçer'in rol aldığı film, annelerinin ölümünün ardından kasabaya besleme olarak verilen üç kız kardeşin, yıllar sonra köylerine geri dönmesiyle gelişen olayları anlatıyor.
Filmin galası pazartesi günü yapılacak. Ayrıca yarışmada Fatih Akın'ın Der goldene Handschuh adlı filmi de yer alıyor. Bakalım Juliette Binoche başkanlığındaki jüri bu iki filmi nasıl değerlendirecek? Festivalde Forum bölümündeyse bu yıl Türk sinemasını Burak Çevik'in Aidiyet teslim ediyor, bunu da belirtelim.