Koruma. Güvenlik. Kırılganlık. İçebakış... Sanat eleştirmenleri Lucy Liu'nun eserlerini yorumlarken sıklıkla bu kelimelere başvuruyor. Evet, isim benzerliği yok, bahsettiğimiz kişi Hollywood yıldızı Lucy Liu. Charlie'nin meleği, Kill Bill'in acımasız suikastçisi. Son yıllarda da Sherlock Holmes'un ilham kaynağı olduğu polisiye dizi Elementary'nin Watson'ı rolünde izliyoruz kendisini. 50 yaşındaki oyuncunun güzel sanatlara olan merakı gençlik yıllarına dayanıyor. 15 yaşından beri kimi zaman çini mürekkebi ile çalışıyor kimi zaman da yağlı boya ile... Serigrafi ve kolaj eserleri de var. Liu, 2013'te Suriye krizinin başladığı dönemde UNICEF'in davetiyle Lübnan'da bir mülteci kampına gider. Kamptaki çocuklar Liu'yu "Hadi gel birlikte oynayalım" diyerek boş bir odaya götürür. Yerde kırık dökük eşyalar, irili ufaklı taş parçaları vardır. Çocukların bu işe yaramaz eşyalarla oynaması onu çok etkiler: "Birçok insanın çöp olarak gördükleri onların gözünde çok değerli oyuncaklardı." Tanık olduğu manzara aynı zamanda onu Queens'teki çocukluk yıllarına götürür. Çöplerin arasında büyümenin zorluğunun yanında verdiği o sıcak hissi bir kez daha hatırlar. Bir de kendini evinde gibi hissetmenin verdiği güven duygusunu...
KİTAPLARA YERLEŞTİRİYOR
Aslında Liu'nun vazgeçilen, sokağa atılan objelere ilgisi uzun yıllara dayanıyor. Bu objeleri toplayıp onları yapıtlarının bir parçası haline getiriyor. Film çekimleri ve televizyon programları için gittiği ülkelerde, şehirlerde onu yerden çöp toplarken görmek artık kimseyi şaşırtmıyor. Hatta insanlar o kadar alışmış ki hemen ünlü yıldızın eline bulduklarını koyması için kilitli naylon poşet tutuşturuyorlar. Liu'nun sokakta bulduklarıyla hazırladığı eserlerden oluşan Lost and Found serisi gerçekten de çok ilgi çekici. Eserler ilk bakışta ciltli birer kitap görünümünde. Kapağınızı kaldırdığınızda ise bomboş sayfaların farklı büyüklük ve derinliklerde oyulmuş olduğunu görüyorsunuz. Liu bu alanlara bulduğu objeleri yerleştirmiş. Ezilmiş asitli içecek kutusu, elektrik kablosu, paslanmış çengelli iğne... "Yere atılmış bir eşya gördüğümde çok üzülüyorum. Kalbim kırılıyor. Eskiden bulduklarımı kutulara koyardım şimdi ise kitapların içine yerleştiriyorum. İçeride güvende olmaktan mutlu görünüyorlar." Liu, kullandığı el yapımı kitapları İtalya'da bir yayınevinde bulmuş. Çöpe atılmak için bekleyen kitapların adeta kaderini değiştirmiş.
ÇOCUKLUĞU İLHAM VERDİ
Ona bu seriyi oluşturmada New York'ta geçen çocukluğu ilham vermiş. "Anne ve babam sürekli çalışırdı. Kardeşlerimle eve gelip hazır yemekleri ısıtıp yerdik. Bu hayatta kalmanın bir yoluydu. Lost and Found serisi, bir yer bulup oraya ait olmakla ilgili. Sevilmekle ve özen gösterilmekle..." Elbette her şeye bir yuva bulmak kolay değil. Liu'nun, bulduğu bazı şeyleri çöpe atmak zorunda kaldığı da oluyor. Ünlü yıldız, "En azından sokaktan kurtarmış oluyorum" diyor. Liu'nun eserleri önümüzdeki ayın sonuna kadar Singapur'da Singapur Ulusal Müzesi'nde sergilenmeye devam edecek. Sergi için Liu'nun 2001 yılından beri ürettiği eserlerden bir seçme hazırlanmış,
SANAT DÜNYASI ÇİNLİ İSMİYLE TANIDI
Stüdyosu New York'ta bulunan Lucy Liu, eserlerini uzun süre Çinli ismi Yu Ling adı altında sergiledi. Ve 2011 yılında bunu açıklama kararı aldı. Nedenini şöyle açıklıyor: "İnsanların ne giydiğimle, kiminle birlikte olduğumla ilgili sürekli yargılarda bulunduğunu fark ettim. Neden artık gerçek bir parçamı görmelerine izin vermeyeyim diye düşündüm."