Ünlü bir modaevine ya da lüks tüketim markasına ait popüler bir parçanın taklidini satın almak... En basitinden tasarımcının emeklerine, bir firmanın o ürünü tanıtmak, üretmek ve pazarlamak için harcadığı çabaya değer vermemek demek. Fransızların dediği gibi "Gerçek bir kadın asla sahte bir ürün kullanmaz" sözünden yola çıkarak sizin tüm kişisel stilinize büyük bir kara leke çalmak demek. Öte yandan dünyanın dört bir yanında tüm bu sahte ürünlerin arkasında yer alan üreticilerin büyük kısmının çeşitli terör örgütleriyle bağlantısının olması da ahlaki olarak taşınması zor bir yük... Peki nereden mi geldik sahte ürün konusuna? Geçtiğimiz hafta İspanya'nın başkenti Madrid'te düzenlenen 1'inci Uluslararası Moda Hukuku Zirvesi tekrar bu sahte ürünler konusuna kafa yormamıza neden oldu. Zirveye Türkiye'den katılan Moda Hukuku Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Eren ile dünyanın dört bir yanını saran sahte lüks ürünler konusunu masaya yatırdık.
Fransa'ya sahte ürünle giremezsiniz
Paris'e boşuna moda dünyasının başkenti demiyoruz. Moda ve lüks tüketim ürünleri konusunda en ağır yaptırımlar Fransa'da geçerli. Fransa'nın 75 lüks markasının çatı kuruluşu Comité Colbert, sahte ürünlerle kıran kırana bir savaş içinde. Ülkede markaları korumak için çıkarılan özel bir yasa çerçevesinde özellikle ülkeye girişlerde Fransız markalarının sahte versiyonları özel ekipler tarafından tespit edilebiliyor. Ekipler bu ürünlere el koyuyor. Bu tavır bire bir marka kullanan bireylere karşı en büyük yaptırımlardan biri olarak kabul ediliyor. Yani bileğinizde Fransız ünlü bir markanın sahte versiyonuyla ülkeye girişiniz kabul edilmiyor. Bu uygulamanın benzeri başka hiçbir ülkede bulunmuyor.
Türkiye'de üç yıla kadar hapis
Türkiye'deki taklit pazarının büyüklüğü 20 milyar doları aşıyor. Taklitçilik sebebiyle devlet, 7.2 milyar dolar vergi kaybı yaşarken, yaklaşık 100 bin kişi de bu pazarın varlığı yüzünden istihdam edilemiyor. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğüe giren Sınai Mülkiyet Kanunu, Türkiye'de sahte üreticilere karşı alınan en büyük adımlardan biri... Marka taklitçiliği suçlarına karışanlar üç yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabiliyor. Başkasına ait marka hakkına tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle karşı karşıya.
Tasarımcıya 11.5 milyon dolarlık tazminat
Sözleşmeler konusunda moda sektöründe en çarpıcı örneklerden biri Saint Laurent modaevi ve tasarımcı Hedi Slimane arasındaki hukuki anlaşmazlık. Modaevinin eski kreatif direktörü, markanın sahibi grup şirket Kering'e haklarını ödemediği gerekçesiyle dava açtı. Görülen davada, Slimane haklı bulunarak 11.5 milyon dolarlık tazminat almaya hak kazandı. Mahkeme, Slimane ve Kering arasındaki sözleşmede yer alan ve her yıl vergi gelirlerinden sonra tasarımcıya en az 10 milyon euro ödemeyi garanti eden maddeye istinaden Slimane'ın lehine karar verdi.
Avukat ordusu var
Bu kadar sorun yaşanan bir sektör olunca modaevleri de kendilerini korumak amacıyla bünyelerinde kalabalık bir avukat grubu istihdam ediyor. Moda sektöründeki lüks markalar arasında Louis Vuitton'un da dahil olduğu LVMH şirketinin sadece fikri haklar alanında uzman 60'a yakın avukatı bulunuyor.
İlk lisans sözleşmesi Dior'un
Moda tarihinde ilk lisans sözleşmesi Christian Dior tarafından yapıldı. Christian Dior, çoraplarının ABD'de pazarlamasını yapmak için 1940'lı yılların sonlarına doğru lisans sözleşmeleri yapmaya başladı ve böylece moda sektöründe bir ilke imza atmış oldu.
ABD'de en çok davası olan Coach
Hukuki analizler yapan araştırma şirketi Lex Machina, Ocak 2009-Mart 2016 tarihleri arasında ABD mahkemelerinde görülen davaları raporlaştırdı. Coach markası, açılan davalar sayısı bakımından 730 dava ile zirveye yerleşti. Sıralamada 330 dava ile ikinci Chanel. Deckers-Ugg Boots firmasının da 164 davaya konu olduğu tespit edildi. Louis Vuitton'un ise açılan 81 davası bulunmakta.
En yüklü tazminat Chanel'e
Lex Machina verilerine en yüklü tazminatı 1 milyar dolarla Chanel modaevi aldı. Listede Burberry Ltd. 523.1 milyon dolarla ikinci, Burberry Ltd. U.K 416.6 milyon dolarla üçüncü oldu.
İnternette davalar bitmiyor
Araştırmalara göre alan adları da markaların en çok sorun yaşadıkları konular arasında yer alıyor. Araştırmaya göre, Chanel, Deckers, Tiffany, Louis Vuitton, Gucci ve Coach, alan adı konulu davaları en çok kazanan markalar oldu.
Mağaza konseptlerine ayrıca dikkat
Yves Saint Laurent modaevi, Zadig&Voltaire markasının mağaza konseptlerini taklit ettiği gerekçesiyle Paris'te dava açtı. Ancak mahkeme, Yves Saint Laurent'nin iddiasını haksız buldu. Ve Zadig & Voltaire'e 300 bin euro ödemesini ve bununla birlikte yaklaşık 100 bin euro tutan mahkeme masraflarının da YSL tarafından karşılanmasına karar verdi.
Hızlı tüketim zincirleri sık sık davalık
Isabel Marant, 2013 sonbahar-kış koleksiyonunda yer alan Scarlet isimli bot modelinin Mango tarafından taklit edildiğini belirterek dava açtı. Mahkeme; Isabel Marant leyhine karar verdi. Marant 37 bin 800 euro tazminat kazandı
'Fotoşoplu' yazmak zorunlu
Fransa'da ticari fotoğraflardaki modellerin vücut görünümleri değiştirilmiş ya da rötüşlanmışsa, bu bilginin paylaşılması gerekiyor. Bu kurala uymayan şirketlere ise her ihlal için 37 bin 500 euro'ya kadar para cezası kesilebiliyor
İnternette de kaçış yok
İnternet siteleri üzerinde sahte ürünlerin pazarlanabildiğini hepimiz biliyoruz. Chanel, Amazon üzerinden kendi logosuyla taklit ürünler satan 30 satıcıya karşı açtığı davayı kazandı. Chanel yaklaşık 3 milyon dolar tazminat kazandı.
Bir baskında 8.45 milyon dolar
İspanya İçişleri Bakanlığı, ülke tarihinin en büyük operasyonunda sahte mal sattığı iddiasıyla 71 kişiyi tutukladı. Açıklamada, mücevher de dahil olmak üzere 8 milyon euro değerinde sahte ürün ele geçirdiği bildirildi.