Bebek sahibi olacağınız haberini almak dünyadaki en mutlu haberlerden biridir herhalde. Herkes sevinç içindedir. Siz, eşiniz, bütün aile bireyleri, arkadaşlar... Çocuk sahibi olanlar zorluklardan bahseder ancak kimse ilişkinizin ciddi bir sınavdan geçeceğinden bahsetmez.
Bebekten önceki düzeniniz tamamen değişir. Yakın aile üyeleri bu sürece dahil olabilir. İlişkinizdeki romantizm ve cinsellik ciddi bir düşüşe geçer. Bebeğin ihtiyaçları ile ev işleri konusundaki iş bölümü sıkıntı yaratmaya başlar. Dün gece kim daha fazla uyudu ve gece kim daha çok kalktı, akşam yemeğini kim hazırladı gibi konularda tartışmalar çıkmaya başlar.
Bütçedeki açık, eşinizin ebeveynlik tarzı ve ilişki ile ilgili beklentiler stres düzeyini artırır. Fiziksel değişimler özellikle uyku yoksunluğu ve aşırı yorgunluk şeklinde kendini gösterir.
Peki, çiftler bebekten sonra en çok hangi sorunları yaşıyor? Bunu aşmak için neler yapabilirler?
Tüm bunların cevabını Uzman Psikolog Özge Altan Aytun'dan aldık.
Size gelen vakalarda en sık rastladığınız sorunlar neler?
Danışanlarımız bu sürecin ardından sıklıkla çatışma ve iletişim problemleri ile geliyorlar. Bakım ve ev işleri ile ilgili görev dağılımı, ailelerin bakım sürecine dahil olması ve bununla ilgili sıkıntılar, iş ve özel hayat dengesi, sosyalliğin azalması, bebekle ilgili kaygılar ve suçluluk duyguları, partnerlerin yakınlıklarının azalması, doğum sonrası cinsel problemler ile geliyorlar.
Evliliğin belli bir süre sonra rayına oturması mümkün mü?
Herkes bu sürecin çok da kolay olmayacağına dair hazırlıklı ve eşler birbirilerine güven duyarak destek alabilirlerse bir süre sonra işlerin rayına oturduğunu, daha rahat olduklarını hissedebilirler. Anlaşmazlıklar ve tartışmalar şüphesiz çıkacaktır. Partnerlerin tartışma sırasında kendini adil ve nazik bir tartışmanın içinde hissetmesi çok önemli. Mutlu ilişkilere sahip çiftlere baktığımızda onların eşit bir tartışma içinde olduklarını görürsünüz.
Bu tartışmalarda herkes kendini ifade etmeye çalışır ama partnerler birbirlerinden üstün olduklarını ima etmezler.
Kavganın da bir dili olmalı yani...
Kaliforniya Berkeley'de çiftlerle yapılan bir araştırmada birbirine daha bağlı çiftlerin tartışma sırasında kullandıkları cümlelerde; "Sen, benim..." yerine daha çok "biz, bizim..." gibi zamirler kullandıkları görülmüş. Bu "Biz dili" partnerlere tartışmalarına rağmen aynı takımda olduklarını gösterir. Kötü ve kırıcı kelimeler kullanmamaya seslerini yükseltmemeye çalışırlar.
Böyle bir kelime kullandıklarında "Özür dilerim" "Öyle demek istemedim" "Aslında bunu söylemeye çalışıyordum" gibi anlık onarma cümleleri ile o anda bu olumsuzluğu düzeltmeye çalışırlar. Adrenalin salgıladıkları ve nabızlarının hızla yükseldiği o kriz anlarında tartışmak yerine önceliği kendilerini sakinleştirmeye ayırıp, sakinleştikten sonra anlaşmazlık konusunda konuşmak için adım atarlar.
Çiftlerin sahip olması gereken 3 beceri
1- Arkadaşlığınızı güncelleyin Ebeveyn olmaya hazırlanan çiftler aynı zamanda iyi birer arkadaş ise daha az öfke ve mutsuzluk hissederken problemlerle baş etmede de daha güçlü bir ekip gibi hissediyor. Bebekten sonra daha fazla ihtiyaç duyacağınız bu yakınlık ve arkadaşlık duygusunu ilişkinizde geliştirmek son derece önemlidir. Eşinizin şu an hayatında olup biten önemli şeylerin farkında olmanız, onun hayatında ilgi duyduğu, önemsediği kısacası hayatına dair bütün ayrıntıları öğrenmek için yapacağınız şey ona " hayatına dair" açık uçlu sorular sormak. Örneğin;
Bugünlerde seni kaygılandıran ya da heyecanlandıran ya da korkutan neler var gibi?
2- Günlük stres azaltıcı konuşmalar yapın Çalışma hayatı ve genel hayat stresi sizi zorlarken bebeğin hayatınıza girmesi ile ekstra yorgun ve yıpranmış hissedebilirsiniz. Günün stresli anlarını birbirine anlatan, bu konuda sohbet eden çiftler birbirleri ile yakın olma, destekleme ve empati gösterme fırsatı yakalıyorlar. Zorlandığınız konularda duyulmuş ve anlaşılmış hissetmek ilişkide bu dönemde sıklıkla çıkan tansiyonun yatışmasına ve günün sonunda "birlikteyiz biz" diyerek konforlu ve destek almış hissetmenizi sağlar. Bunun için her günün sonunda bir araya geldiğinizde "günün zorlu ve stresli anlarını" birbirinize anlatın. Birbirinize çok müdahale etmeden ve akıl vermeden destekleyici ve daha çok eşinizi dinlemeye yönelik paylaşımlar olmasına dikkat edin.
3- Çatışmalarda nazikçe davranın Bu hassas ve yorucu süreçte kolayca sinirlenip partnerinizi incitecek, suçlayacak ve küçümseyecek şeyler söylemek için çok kolay ortam oluştuğunu göreceksiniz. Ama siz ilişkiyi korumak ve güçlendirmek istiyorsanız tartışmalar sırasında da nazik olmaya dikkat edin. Eğer stres arttı ve nabızlar yükseldiyse o zaman tartışmak yerine yapılacak en iyi şey öncelikle kendini sakinleştirmek.
Daha sakin hissettiğinde eşinizle problem hakkında konuşabilirsiniz.
"Ben" ile başlayan cümleler ile derdinizi anlatmak karşı tarafın sizi daha iyi duymasını sağlayacaktır.
Örneğin; "Çok yorulmuş hissediyorum ve desteğe ihtiyacım var" gibi. Ya da yorgunluktan ve bebekle ilgilenmekten eşinizden bir süredir yeterli ilgi göremediniz "bana hiç zaman ayırmıyorsun" yerine "Geçen gün ne güzeldi birlikte vakit geçirmek bugün yine aynısını yapalım mı" diyebilirsiniz.