Bosna Hersek'in Mostar şehrini tam ortadan bölen Neretva Nehri'nin üzerindeki yaşlı ama kadim bir yapı Mostar Köprüsü. Üzerinden geçene, uzaktan manzarasını izleyene savaş da dahil bir çok şeyi anımsatan ama en çok da bağ kurmayı, barışı, dostluğu simgeleyen bir nokta. Bu nedenle geçtiğimiz hafta Mostar Köprüsü'nün yanı başında konumlanan Yunus Emre Enstitüsü'nün açılışı çok anlamlıydı. Dünyanın her yerinde Türkiye ile bağ kuran ve Türkiye'ye dost insan sayısını çoğaltmayı hedefleyen enstitü için bundan daha güzel ve özel bir yer düşünemiyorum. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından restore edilen ve Mostar Yunus Emre Enstitüsü'nün kullanımına tahsis edilen eski Karagöz Bey Medresesi binasının resmi açılışı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla gerçekleşti. Tarihî medresedeki açılış töreninde Bakan Ersoy'un yanı sıra Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) Eğitim ve Bilim Bakanı Elvira Dilberovic, TİKA Başkanı Serdar Çam, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçisi Haldun Koç, Mostar Belediye Başkanı Ljubo Beslic ve çok sayıda davetli vardı.
KÜLTÜR DIPLOMASISI YAPIYORUZ
Türkiye'nin uluslararası alanda bilinirliğini, güvenilirliğini ve itibarını artırmak misyonuyla yola çıkan Yunus Emre Enstitüsü, Yunus Emre Vakfı'na bağlı olarak 2009 yılından beri faaliyet gösteriyor. Türkiye'nin, Türk dilinin, edebiyatının, tarihinin, kültürünün ve sanatının tanıtılması, Türkiye ile diğer ülkeler arasındaki dostluğun ve kültürel bağların pekişmesi yönündeki çalışmalarını 46 ülkede, kurduğu 56 kültür merkezi aracılığıyla yürüten enstitü 156 irtibat noktasıyla yurt dışında çok tanınıyor. Adını bir Anadolu mutasavvıfı olan Yunus Emre'den alan enstitü, dünyanın dört bir köşesinde açtığı kültür mürkezleri vasıtasıyla dilimizi ve kültürümüzü tanıtmak için adımlar atıyor. Enstitü başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, hedeflerini şöyle anlatıyor: "Türkiye'nin kültürel diplomasi alanındaki yüzü olarak faaliyetlerini sürdüren enstitü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023 yılında kültür merkezi sayısını 100'e çıkarmayı, Türkçe öğretimi ve kültür-sanat faaliyetleriyle dünya toplumlarının Türkiye'yi daha yakından ve doğru kaynaklardan tanımasını, kültürlerarası etkileşim temelli faaliyetlerle dünya kültür mirasına katkı sağlamayı amaçlıyor."