Hande Subaşı'nı yaz boyunca Çeşme'de wakeboard yaparken görmüştüm. Bir teknenin çıkardığı dalganın üzerinde sörf tahtasında tam bir profesyonel gibi duruyordu. 'Çocukluğundan beri yapıyor sanırım' diye geçirdim içimden. Zaman zaman sosyal medyasında da sörf videolarını paylaşıyordu hem... Üstelik sadece wakeboard değil arada Akyaka'da kitesurf de yapıyordu.
Yaz bitti, şehre döndük. Akasya AVM'nin içindeki Loui'de Metin Arolat dinlemeye gittim. Bu kez de konuk olarak sahneye atıldı Subaşı. Öyle tek bir şarkı söyleyip de inmedi üstelik. Birkaç şarkı söyledi, zıpladı, dans etti, tüm mekanı oturduğu yerden kaldırdı, eğlendirdi.
10 parmağında 10 marifet var anlayacağınız. Aradım "Buluşalım, sörf işini, sahnedeki performansını konuşalım" dedim. Hem 27 Ekim'de yeni tiyatro oyunu da başlıyor. Meğer aynı hafta çarşamba akşamı Loui'de ilk sahne performansına da çıkacakmış. "Heyecanlıyım ama iddialıyım da. Hobi olarak yapmıyorum şarkı söyleme işini, ciddiye alıyorum" dedi. Bir de yanlış anlaşılmaktan korktuğu magazinsel bir mevzu var, üstüne basa basa ondan bahsetti. O halde ben susayım Hande Subaşı konuşsun. Magazinsel endişesini, gelecek hayallerini ve evliliğe olan bakış açısını anlatsın. İşte rüzgarlı bir günde Arnavutköy'deki Hudson'da buluştuğum Subaşı'nın en içten açıklamaları...
- Anadolu yakasında Loui'de Metin Arolat'ı dinlemeye gitmiştim ki karşımda sizi gördüm...
- Metin Arolat eski arkadaşım, sevdiğim biri. 2007 yılında Şarkı Söylemek Lazım programında benim koçluğumu yapmıştı. Ünlüler yarışıyordu. Çok keyifli bir programdı. Orada insanlar şarkı söyleyebildiğimi gördüler ve hiç beklemediğim şekilde olumlu yorumlar yaptılar. O gece arkadaşımızın mekanında onu dinlemeye gitmiştim...
- Ve kendinizi bir anda sahneye attınız... Müziğe olan ilginiz nereden geliyor?
- Çocukluğumdan itibaren müzik hep vardı. Dört yıl Ankara Radyosu'nda çocuk korosundaydım. Ama ilk kez o yarışma programda insanlar beni dinledi. Zaten ünlü olalı daha iki yıl olmuştu. Dikkat çekti. 2007 yılından beri insanlar hep "Yaptı yapacak, hadi albüm yap, single yap" diyordu. Ama benim tüm vaktim oyunculuk, sinema, tiyatro, dizi ile geçiyordu. 'Bir single çıkarayım, klip çekeyim' gibi isteklerim olmadı. Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Ama diğer işlerin yoğunluğundan fırsat bulamadım. Tiyatro çok yoğun gitti, arkasından dizi oldu, bir türlü şarkı söyleme işini hayata geçiremedim.
- Artık şarkı söylemek ve sahneye çıkmak istediğinizi ne zaman anladınız?
- Yaz öncesi planımı yaptım. Çıkacağım mekanın sahibi arkadaşım Uğur Karabayır ile yaz öncesi konuşmuştuk bu konuyu. Yaz bitince Uğur aradı. Eski eşimin çok yakın arkadaşı zaten. Eskiden beri tanıdığım, sevdiğim bir arkadaşım. Kış için mekanında sahne almamı teklif etti.
- Siz de hemen kabul ettiniz, ne iyi ettiniz!
- Çok istiyordum canlı performans yapmayı. Yaparım buna da inanıyorum. Çarşamba akşamları Loui'de sahne alacağım. Bu konuda beni destekleyen hatta ittiren kişi eski kocam Can Tursan oldu. Hali hazırda Alya'nın ve Deniz Sipahi'nin de menajerliğini yapıyor. İşi bu zaten. Açıkçası çok da severim kendisini. Bizim dostluğumuz ayrılmış olsak da devam ediyor. İster istemez beni en iyi tanıyan, çok güvendiğim bir dostum diyebilirim. Biraz onun desteği ve ittirmesiyle bu işe girdim. Bana hep "Herkes senden bekliyor, neden oyalandın, yap, çok şık olacak, her türlü desteği veririm" dedi. Biz de böyle işbirliğine girdik. Müzikteki menajerliğimi eski eşim, Can Tursan yapıyor.
- Sahne hayatınız ne zaman başlıyor? Ekim sonunda ayrıca tiyatro oyununuz da var değil mi?
- Ekim ayının son haftası sahnemiz başlıyor. Tiyatro oyunum da o hafta başlıyor. Sadri Alışık Tiyatrosu ile bir rol için görüşüyorduk. O sırada Birol Güven'in yazdığı 1000'de 1 Gece Diyalogları için anlaştık. Hakan Meriçliler ile birlikte karı kocayı oynuyoruz. Evlilik komedisi diyebiliriz. 27 Ekim'de Uniq İstanbul'da ilk oyunumuz olacak.
- Peki, müzik konusunda eğitim alıyor musunuz?
- Şan hocam ve aynı zamanda arkadaşım da olan Banu Kunt Işık eşiyle birlikte projenin müzik direktörlüğünü yapıyor.
- Ne tür şarkılar söyleyeceksiniz?
- En çok eğlendiğim şarkılar 90'lar. Repertuvarımda da 90'lar olacak. Dinlemeyi, söylemeyi sevdiğim parçaları seçtim. Güzel de bir orkestram oldu, çalışıyoruz. Bugüne kadar hobi olarak yapıyordum. Ama artık öyle değil. Konuk şarkıcı değilim, tamamen benim işim. Canlı performanstan çok keyif alıyorum. Yıllardır yeteneğimin farkındayım ama benim için çok yeni bir heyecan. Kendime güveniyorum, yapabileceğimi biliyorum.
GÜZEL YEMEK YAPAR, GÜZEL YERİM
- Pırıl pırıl porselen gibi bir cildiniz var. Özel bakımlar, maskeler yapıyor musunuz?
- Yıllardır söylüyorum. Kişisel olarak hassasım temizlik konusunda. Bu bedene sahibiz ve bunu kullanmak bizim elimizde. Bakarsan bağ bakmazsan dağ olur. Çok özel bir şey yapmıyorum. Ama cildimin temizliği konusunda fire vermedim. Ne olursa olsun günlük ritüeli yaparım. Korumaya çalışıyorum. Bir de son bir yıldır C vitamininin çok etkisini gördüm. Evde yüzüme C vitamini serumu sürüyorum, tavsiye ederim.
- Beslenmenize dikkat eder misiniz?
- Her şeyi yiyorum. Ama son iki senedir beslenme konusunda algım değişti. Eskisi gibi ağır şeyler tüketemiyorum. Hiçbir zaman kilo alırım korkum olmadı. Güzel yemek yemekten ve yapmaktan keyif alıyorum. Vücut iki senedir "Bu sana iyi gelmiyor" diyor. Yine de arada canım çekiyor fast food da yiyorum.
ESKİ EŞİM ARTIK MENAJERİM
- Eski eşinizle birlikte çalışıyorsunuz şu an. Yanlış anlaşılır gibi bir tedirginliğiniz var mı?
- Bu durum muhtemelen yanlış anlaşılır. İnsanlar düşünce konusunda özgür. En çok başkalarının özel hayatıyla ilgileniyor insanlar, bayılıyor herkes buna. Düşüncelerin, konuşmaların önüne geçemem. Ama benim hayatımdaki insana karşı sorumluluğum var. Aynı zamanda onun hayatında olan ya da olabilecek insanlara bunu gönül rahatlığı ile ifade etmeliyim. Açıkçası bir yerden sonra da kimin ne düşündüğü çok önemli değil.
- Güle oynaya boşanan çiftlerden misiniz?
- O süreç hiçbir zaman hiçbir taraf için kolay olmuyor. Bizim de zor zamanlar geçirdiğimiz oldu. Yine de arkadaş kaldık. İlk tanıştığımız andan itibaren iyi dosttuk. İkimiz de işimizi yapıyoruz. Bizim dostluğumuz boşandıktan sonra devam etti. Yapmaktan tedirgin olduğum bir şeyde hem yakınlarım hem de Can bana güven verdi. Zor bir iş, zor bir piyasa. Kolay kolay herkese güvenemem. Biliyorum ki Can benim kötülüğümü istemez, sonuna kadar güvenebilirim. Hem profesyonel işi bu. O yüzden onun desteğini ve yardımını seve seve kabul ettim.
- Erkek arkadaşınız gönül koydu mu eski eşinizle çalışmanıza?
- Hayır zaten o yüzden ilişkimiz güzel devam ediyor. Birbirimizin görüşüne, işine, gücüne saygı duyuyoruz.
- Boşanmış bir ailenin çocuğu ve boşanmış bir kadın olarak evliliğe bakış açınız değişti mi?
- Korkmuyorum evlilikten. Hâlâ iyimser bakıyorum. Hayatta birçok deneyim yaşıyoruz, hatalar yapıyoruz. Sonunda geç ya da erken bunlardan ders alıp, tecrübe ediniyoruz. Evlilik de benim için öyleydi. Ne olur hayatta bilmiyorum, kısmet. Ama yaşadığım hatalar yüzünden kendimi şanslı görüyorum. O yüzden evlilikle ilgili de korkulu bir rüyam yok.
SUDA OLMAK BENİM İÇİN BİR TERAPİ
- Yazın sizi sık sık sörf yaparken gördük.
- Yazı, denizi, suyu çok seviyorum. Deniz kenarında olmayı da seviyorum. Suyun içinde olmaktan ayrıca keyif alıyorum. Kitesurf ve wakeboard yapıyorum.
- Nasıl başladınız sörfe? Çocukluktan itibaren yapıyor gibisiniz?
- Altı-yedi yıldır yapıyorum. Wakeboard'la Çeşme'ye gittiğimde bir arkadaşım sayesinde tanıştım ve çok keyif aldım. Her yerde yok ve her mevsim yapamazsın. O yüzden Çeşme'ye gittiğimde yapıyorum. İlk kez denediğimde çok sevdim. Bu yaz sayemde pek çok arkadaşım da wakeboard'dan nasibini aldı.
- Çok zor gibi görünüyor uzaktan.
- Teknenin çıkarttığı dalga ile sörf yapıyorsunuz. Tabii ayakta durabilmek atletik yapınıza ve yeteneğinize kalmış. Denge çok önemli. Tüm vücut çalışıyor. Ama kitesurf çok daha zor. Öğrenme aşaması daha uzun sürüyor. Çok daha meşakkatli bir iş. Onu da Akyaka'da öğrendim. Zaten Akyaka kitesurf öğrenmek için en iyi yer. Çünkü sığ ve kumluk. Her yerde olan ve herkesin bildiği bir şey değil. Ekipmanları bile başlı başına iş. Sörf tahtasını elinize alıp çıkamıyorsunuz. Giyiniyorsun, uçurtmanı hazırlıyorsun, uçurtmayı kaldırıyorsun...Onu da her yaz yapıyorum.
- Sörfün hayatınıza katkısı ne oldu?
- Terapi gibi geliyor. Benim için suda olmak terapi gibi. Su sesini çok seviyorum. Evde köpeğimin arıtmalı bir su kabı var. Sürekli devir daim yapıyor, süs havuzu gibi ses çıkartıyor. Evin içinde bu sesi duymak beni mutlu ediyor. Spor yapmayı seviyorum ama bu su ve denizle buluştuğunda bana ekstra keyif veriyor. Hem vücudumu çalıştırıyorum hem kendimi iyi hissediyorum. Yazı bol aktiviteli geçirmeyi seviyorum. Dalış da çok seviyorum. Deniz sezonu kapandığı için de şimdi müzikle ilgileniyorum.