"İşe gitme anne" cümlesini son günlerde sıkça duyuyorum. Oysa kızımla birbirimizi öperek vedalaşırdık. İkimiz de halimizden memnunduk. Kelime dağarcığı genişleyip kendini net bir şekilde ifade etmeye başladığından beri kurduğu özlem cümleleri beni derinden etkiliyor. Ancak onu anlayıp kararlı durmak ikimiz için de en doğru olanı. Etrafımdaki çalışan annelerin hemen hepsi benzer sorunlar yaşıyor. Gözleri dolarak işe gidenler de var işi bırakanlar da. Hatta çalışan bir anne olduğu için suçlananlar da. Her kafadan çıkan sesler ise kalbi pamuk ipliğine bağlı anneleri en çok sarsan cümleler oluyor. Peki, doğru olan ne? "İşe gitme anne" cümlesini duyan bir kadın nasıl davranmalı? İşte bu sorunun cevabını LİV Hospital'dan Uzman Psikolog Emrah Polat ile konuştuk. Polat: "Anne ile bebeği arasındaki ilişki ilk olarak anne rahminden başlar. Bebek varoluşunun temelinin ve tek gerçekliğinin annesi olduğu bilinciyle dünyaya gelir. Dünyaya geldikten sonraki günlerde annesinin kucağında sakinleşmesinin sebebi tanıdığı bu yegâne ortamı tekrar yaşayabiliyor olmasının verdiği rahatlıktır.
İŞ YAŞAMINDAN KOPMAYIN
Hamilelik ve doğumda kurulan bu güven bağı yaşam boyu çocuğa ve anneye eşlik edecektir. Dokunarak veya konuşarak iletişim doğru kurulduğunda bebek sevildiğini, istendiğini ve kendisine değer verildiğini anlar, güven hissi pekişir. Güvende olma algısı çocuğun fiziksel ve sosyal dünyayı keşfine yardımcı olur. Güvende olduğunu bilen çocuk kendine de güvenli olur, kendini değerli görür ve bebekliğinden itibaren hayat yolunda sağlam adımlarla ilerleyen bir birey olarak yetişir. Bu gelişim döngüsü içinde zaman zaman kısa vadeli ayrılıklar da olacaktır." Polat, "Anne çocuk gelişim döngüsü içinde esas amaçlardan bir tanesi annenin iş yaşamından kopmamasıdır" diyor ve devam ediyor: "Çünkü hem ülke ekonomisi hem evliliklerin sağlıklı devam etmesi hem de bebeğin ve annenin ruh sağlığı için annenin çalışması önemlidir. Anne çalışmadığı zaman, hele işini çocuk için bıraktığı zaman bağımlı, ayrılık kaygısı yaşayan bir çocuk büyütme riski artar. Tek uğraşı çocuk olabilir. Bu durumda anne çocuktan da aynı şeyleri bekleyerek, kimseyle paylaşamaz. Bu paylaşamama baba, aile büyükleri, arkadaşlar, okul olarak genişler.
ZAYIF DAVRANMAYIN
Sonuçta annenin yanından ayıramadığı, bundan şikâyet etse de aslında mutlu olduğu bir anne-çocuk ilişkisi başlar. Çocuğa, eğitimine, ilişkilerine zarar vermeye başlayana kadar çoğu kez fark edilmez. Çocuklar bencildir. Bu çocukluk dönemine ilişkin bir özelliktir. Bu nedenle isteklerinin hemen olmasını isterler. Onları dengelemek, sınırları koymak erişkinlerin görevidir. Erişkinlerin bu konudaki zayıflıklarını fark ettiklerinde ise sınırları zorlarlar. Evet, çocukların annelerine ihtiyaçları var. Ama bu süre en azından birçok açıdan tüm ömrü kapsamıyor."
EVDEN KAÇAR GİBİ ÇIKMAYIN
Polat, "Evden kaçar gibi çıkmayın" diyerek annelere şu tavsiyelerde bulunuyor:
- Onunla birlikte olduğunuz zamanları gerçekten ona ayırmak, "Ben işe gidiyorum, çalışmak zorundayım. Ancak akşam olunca geleceğim ve seninle güzel güzel oynayacağız" diyerek ayrılmalı ve akşam geldiğinde, gerçekten verdiği sözü tutarak onunla kaliteli vakit geçirmelidir.
- Anne, çocuk ağladıkça geri dönüp onunla birlikte ağlayacak olursa, elbette çocuk da ağlamaya devam eder ve ayrılık daha da zorlaşır.
- Anne çocuğunu dinlemeli.
- Bazı anneler evden kaçar gibi gizlice çocuğu bırakıp kaçarlar. Annenin geri gelmeyeceğini düşünen çocuk kaygılanabilir.
BİSİKLETİ OLMAYAN ÇOCUK KALMAYACAK
Sosyal sorumluluk projelerinin çocuk ve çevre ile ilgili olanları genelde ilgimi çeker. Şimdi size bahsedeceğim 'Eti Sarı Bisiklet Geri Dönüşüm Kampanyası'nda hem çocuklar seviniyor hem de çevre kazanıyor. Eti çalışanları Türkiye'de bulunan atıl durumdaki 2 milyon bisikleti tamir ediyor ve bisiklet hayali kuran çocuklara dağıtıyor. Eskişehir, Konya ve İzmir'de bisiklet toplama merkezleri bulunuyor. Bu kapsamda eski ya da bozuk bisikletlerin teslim edilebileceği toplama merkezleri şöyle: 4 Eskişehir Muratoğlu Bisiklet (Odunpazarı) 4 İzmir Sundu Bisiklet (Çankaya, Bornova, Karşıyaka) 4 Konya Velesbit Bisiklet (Meram, Selçuklu)
BİSİKLETİ OLMAYAN ÇOCUK KALMAYACAK
Sosyal sorumluluk projelerinin çocuk ve çevre ile ilgili olanları genelde ilgimi çeker. Şimdi size bahsedeceğim 'Eti Sarı Bisiklet Geri Dönüşüm Kampanyası'nda hem çocuklar seviniyor hem de çevre kazanıyor. Eti çalışanları Türkiye'de bulunan atıl durumdaki 2 milyon bisikleti tamir ediyor ve bisiklet hayali kuran çocuklara dağıtıyor. Eskişehir, Konya ve İzmir'de bisiklet toplama merkezleri bulunuyor. Bu kapsamda eski ya da bozuk bisikletlerin teslim edilebileceği toplama merkezleri şöyle:
Eskişehir Muratoğlu Bisiklet (Odunpazarı)
İzmir Sundu Bisiklet (Çankaya, Bornova, Karşıyaka)
Konya Velesbit Bisiklet (Meram, Selçuklu)