2008 yılında birinci seçildiği Miss Turkey yarışmasıyla dikkatleri çekti. Birçok mankenlik yarışmasını kazandı. Ardından oyunculuk serüveninde başarıyı yakaladı. 10 yıldır hepsi hafızalarımıza kazınan dizilerde ve dört sinema filminde rol aldı. Kimden mi söz ediyoruz: Leyla Lydia Tuğutlu'dan... Geçtiğimiz çarşamba günü yayınlanmaya başlanan Kızım dizisiyle yeniden ekranlarda görmeye başladığımız Tuğutlu ile bir araya geldik. Kariyerinden, ailesinden ve modadan söz ettik.
- Alman bir annenin ve Türk bir babanın kızısınız. Nedir her iki ülkenin de en sevdiğiniz özellikleri?
- Almanların disiplini, Türklerin sıcakkanlılığı.
- Türkiye'de tanınan bir isimsiniz. Almanya'ya gittiğinizde daha mı rahat hareket ediyorsunuz, orada da tanıyorlar mı sizi?
- Ben de "Almanya'da tanınmam, daha rahat hareket ederim" diye düşünüyordum. Ama en son bir iş görüşmesi için Berlin'e gittiğimde çoğunluğun beni tanıdığını fark ettim. Bir kafede oturuyorduk ve neredeyse herkes fotoğraf çektirmek için yanıma geldi. Çok şaşırdım. Bunda Almanya'da yaşayan Türklerin Türkiye'ye olan özlemi etkili bence. Her projeyi, her olayı, her diziyi çok da büyük bir merakla bekliyorlar. Gurur duyuyorlar ve takip ediyorlar.
- Alman bir annenin kızı olmak, Türkiye'de yaşamak zorluk yarattı mı sizde hiç?
- Küçük yaşta Türkiye'ye geldim ve okula da burada başladım. O yüzden adapte olmak zor olmadı. Sadece iki farklı kültürle büyümek insanın farklı tepkiler verebilmesine sebep oluyor. Bunun avantajı da büyük. Çünkü farklı kültürler tanımak insanı daha hoşgörülü ve farklı düşüncelere açık hale getiriyor. Empati kurabiliyorsun.
- Anneniz hukukla ilgileniyormuş...
- Evet, annem hukukçu. Almanya'da hukuk eğitimi alıyor. Türkiye'ye geldikten sonra uzun süre bir Alman şirketin yöneticiliğini yaptı. Yoganın hayatını değiştirdiğini görünce de işini bırakıp yogaya yöneldi.
- Nasıl bir anne-kız ilişkiniz vardır?
- Anne-kız her zaman çatışır ya bizde de aynı şeyler vardı. Özellikle daha küçük yaşlarda. Şimdi annemi daha iyi anlıyorum.
- Sanatla ilgilenmenize ailenizin tepkisi nasıl oldu peki?
- Her zaman destek oldular bana. "Ne yaparsan yap her zaman arkandayız" dediler. Tabii ki beni yıpratacak, üzecek bir şey yapmama asla izin vermediler. Ne karar alırsam alayım arkamda olacaklarını bildiğim için bu işe girebildim ve ilerleyebildim.
- Şu an nasıl size karşı tepkileri?
- Çok memnunlar. Ailede hiç oyunculuk yapan olmadığı için ilginç geliyor onlara.
- Peki ailede sanata yeteneği olan var mı?
- Dedem sanırım. O kendi kendine keman çalmaya başlamış mesela. Ben de biliyorsunuz müzik eğitimiyle başladım. Ve sanatın başka bir dalına yöneldim.
- Anadolu lisesi mezunu, konservatuvar eğitimli ve Alman dili ve edebiyatı öğrencisi tescilli güzel bir genç kadın... Var mı hiç kendinizde eksik bulduğunuz bir nokta? Ya da "ileride şunu da eklemek isterim kendime" dediğiniz şeyler?
- Bir lisan daha öğrenmek isterim. Mesela Fransızca konuşabilmeyi gerçekten çok istiyorum. Bir de ilk göz ağrım müzik. Müzikle ilgili bir şeyler yapmak isterim.
- Bir müzikalde rol almak mı mesela hayaliniz?
- Konservatuvar eğitimine çok küçük yaşlarda başladım. Müzikle büyüdüğüm için ilerleyen yıllarda onunla ilgili bir şeyler yapmayı çok istiyorum. Şu an hobi gibi devam ediyorum. Küçük projelerde yer alıyorum. Bir albümde bir parça seslendirdim, bir film için şarkı söyledim. Öyle işler geldiğinde çok mutlu oluyorum. Müzikal tabii ki çok büyük bir hayalim. Ama çok az yapılıyor Türkiye'de. Belki bir gün yurt dışında bir müzikalde yer alırım.
-Örnek aldığınız bir oyuncu var mı?
-Yakın zamanda izlediğim için aklıma şu an direkt Meryl Streep geldi; bence muhteşem bir oyuncu.
-Yeni projeniz Kızım dizisi bir baba- kız hikayesi... Orada canlandırdığınız Candan karakteri hakkında neler söylemek istersiniz?
- Candan bir veteriner. Küçükken ailede trajik bir olay yaşanıyor ve aile ilişkileri hiçbir zaman düzelmiyor. Candan 18 yaşına gelir gelmez evi terk ediyor. Varlıklı bir ailenin kızı olmasına rağmen tek başına maddi zorluklar içinde hayatını sürdürüyor.
İnsanlara mesafeli, duvarları olan bir karakter. Kimseye tam anlamıyla güvenemiyor.
- Dizide canlandırdığınız karakter Candan ile hayata dair benzerlikleriniz var mı?
- Candan güçlü bir kadın. Benzerliklerimiz var ama Candan'ın tabii ki yaşadıkları daha ağır, yaraları var.
GÖZÜM KAPALI TRENDLERİ TAKİP ETMEM
- Mankenlik yapmış birinin giyinmesi pek çok kadına göre tabii ki çok kolay. Siz alışveriş yaparken nelere dikkat ediyorsunuz?
- Aslında aldığım ve giydiğim şeyler genelde birbirine benzeyen parçalar. Kendime yakıştırdığım ve rahat hissettiğim renkler ve modeller var.
- Çok büyük bütçeler ayırır mısınız alışverişlere?
- Değişiyor. İçimden geldiği gibi davranıyorum. O sırada o bütçeye değebilen bir şey bulursam biraz daha fazla verebiliyorum. Genelde çok sık alışverişe çıkan ve büyük paralar harcayan biri değilim. İhtiyaca göre alıyorum diyelim.
- Acilen özel bir geceye gitmeniz gerekse ne giyersiniz, var mıdır kurtarıcı kıyafetiniz?
- Sevdiğim tasarımcıların sade ama şık parçalarını giymeyi tercih ediyorum.
- Bu sezon ilk olarak ne satın aldınız?
- Bir jean pantolon satın aldım.
- Trendleri takip eder misiniz?
- Ederim ama gözü kapalı bir şekilde değil tabii ki. Bana yakışan renkleri biliyorum. Vücudumu en iyi şekilde gösteren ve bana yakışan şeyleri biliyorum. Belki de bu yüzden dolabımda hep birbirine benzeyen birçok parça var. Elim hep aynı şeylere gidiyor. Sade, pastel tonlarda giyinmeyi seviyorum.
- Güzelliğiniz için yaptığınız özel şeyler var mı?
- Bol su içmek, iyi beslenmek ve düzenli uyku. Dikkat etmeye çalıştığım şeyler bunlar.
10 YIL SONRA GÜZEL BİR AİLEM OLSUN İSTERİM
- 2008 yılında Miss Turkey güzellik yarışmasında birinci seçildiniz.
O günlere gidecek olsanız, şu an geldiğiniz noktayı hayal edebilir miydiniz?
- Hayal edemezdim. Hiçbir zaman gelecek planları yapan biri olmadım.
Tabii ki hayal ettiğim ve hedeflediğim şeyler var. Hatta onları bir deftere yazıyorum hiç sınır koymadan. Deftere yazdığım hayallerimin birçoğu da gerçekleşti.
- Oyunculuk hep hayalini kurduğunuz bir meslek miydi? Var mıydı küçük bir kızken yerinde olmak istediğiniz bir oyuncu?
- Küçükken yapmak istediğim o kadar çok şey vardı ki. Küçük yaşta müzik eğitimi aldığım için mesleğim o yönde olur diye düşünüyordum. Daha sonra televizyonda çalışmak istedim. Sunuculuk ve spikerlik için diksiyon dersi aldım. Yarışmadan sonra gelen ilk dizi teklifiyle bu işe girdim.
- Peki 10 sene sonra kendiniz için neleri hayal ediyorsunuz?
- Hayallerim isteklerim tabii ki var ama hayatta her şey dilediğiniz şekilde olmuyor. O yüzden çok gelecek planı yapmam. Arzu ettiğim tabii ki o kadar sene içerisinde mutlu bir aile kurmuş olmak.
- "Güzellik başa bela" derler. Güzel olduğunuz için hiç sorun yaşadınız mı?
- Sorun demeyelim ama önyargı olabiliyor. Mesela bu meslekte, güzel kadın yetenekli de olduğunu daha fazla göstermek zorunda kalıyor. Çünkü size yakıştırılan belli roller olabiliyor. Bu yakışıklı bir erkek için de geçerli tabii.
- Delibal filmiyle sinemaya göz kırptınız, geçtiğimiz sezonda da 'Cebimdeki Yabancı' ile beyazperdedeydiniz. Gelecekte var mı sinema filmleri üzerinden bir hayaliniz?
- Dört sinema filminde oynadım. Tabii ki güzel bir film projesi gelirse neden olmasın. Sinemayı çok seviyorum. Hayalim bir festival filminde oynamak.
- Özel hayatınızla gözler önünde değilsiniz... Bir sevgiliniz var, onu, iş hayatınızı ve şöhreti nasıl dengeliyorsunuz?
- İnsanlar hayatınla ilgili yorum yapabiliyorlar özellikle özel hayatınla ilgili. O yüzden özel hayatımı göz önünde yaşamayı çok tercih etmedim. Bununla ilgili konuşulması beni rahatsız eder bazı şeyleri daha karmaşık bir hale sokabilir. İşimle, mesleğimle ilgili konuşulsun isterim hep. Tabii ki kaçmıyorum ama sürekli göz önünde olacağım yerlere de gitmiyorum.