Anne olmadan önce biri bana "Bir gün parayla çocuğuna kum alacaksın" deseydi, gülerdim herhalde. "O da ne, sokaklar, parklar taş, toprak, kum dolu, çıkarır oynatırım, kuma da para mı vereceğim" derdim. Ama durum öyle değil maalesef... İstanbul'da pek çok park var ama belli kalıpları geçemiyor. İki salıncak, bir kaydırak, o da kırık değillerse... Kum havuzu gibi çocukların bayıldığı, saatlerce zaman geçirdiği aktivite alanları koymak kimsenin aklına gelmiyor. Bir de parklar sadece yazın gidilecek yerler olmamalı. Çocuklar kışın da dışarı çıkıp oyun oynamak istiyor. Üstleri kapalı hem yağmurdan hem güneşten koruyacak şekilde tasarlansalar daha faydalı olurlar. Bu tür parklar var elbet ama her semtte değil. Oysa çocuk olmak semtine göre değişmiyor.
KARS'A PARK YAPIN
İki-üç yaşındaki bir çocukla dakikalarca yürüyüp, bebek arabasıyla daracık kaldırımlardan geçip bir parka ulaşmanın ne kadar zor olduğunu düşünün. Bunun bir de eve dönüşü var. Parklar her ailenin rahatlıkla ulaşabileceği yakınlıkta olmalı ve sayıları çoğaltılmalı. Çünkü oyun her çocuğun hakkıdır. Sosyal medyada izlediğim bir video beni çok duygulandırdı. Kars'ın Selim ilçesine bağlı Laloğlu Köyü'ndeki çocuklara "Gitmek istediğin bir yer var mı?" diye soruyorlar. Hepsinin yüzüne birden çekingen bir tebessüm oturuyor ve "Parka gitmek istiyoruz" diyorlar. "Burası köy, köyde her yer park zaten" diye düşünmeyin sakın, oyun alanlarını en ücra köylerimize kadar götürmeliyiz. Tıpkı elektrik, su gibi. Oyun oynamak, parka gitmek Kars'taki çocuğun da hakkıdır, Edirne'dekinin de... Çocuk olmanın memleketi olmaz. Daha önce de Kars'taki park yetersizliğine dair bir yazı yazmıştım. Okuyucularımdan da bu yönde istekler alıyorum. Buradan Kars Belediyesi'ne sesleniyorum, haydi Kars'taki çocukları parklarla buluşturalım.