Tasarım, moda, sanat artık iç içe geçmiş durumda. Hem kimilerine göre yemek pişirmek bile sanat. Sanat eseri nedir peki? Örneğin giyilir mi? Çoğaltılır mı? Replika almak ayıp mı?
Bu soruların her birini saatlerce tartışabiliriz. Ama kaçımız bir Kandinsky tablosunu üzerimizde taşırız? Ya da Renoir'ın Bahçedeki Şemsiyeli Kadın tablosunu kolumuza takar dolaşırız! Artık birçok kişi bunları yapabilecek. Zira pek çok modaevi sanatçıların dünya müzelerindeki eserlerinden ya da sanat akımlarının bizzat kendisinden ilham alıyor. Elbette bunları satın almanın da maliyeti düşük değil. Ama orta ölçekli zincir moda markaları da artık bu trende ayak uydurmaya başladı. 'O zaman yaşasın sanattan ilham alan moda' diyelim ve yeni sezonda kimler birer sanat eseri gibi gezecek bekleyip görelim.
PİCASSO ESKİZİNDEN KÜPE
Kulağa fantastik geliyor değil mi! Aslında bu bir ilk değil. Daha önce de farklı markalar sanatçının eskizlerinden mücevherler üretmişti. Bu kez de Mara Paris markası kadın portresi eskizlerinden farklı küpeler tasarladı. Online olarak da alabileceğiniz küpeler hem sade hem de göz alıcı terimlerinin birleştiği parçalar olmuş. Bu küpeleri takmak kesinlikle çok havalı.
BU MARKA ELTON JOHN'U SEVİYOR
2015'ten bu yana Gucci'nin kreatif direktörlüğü görevini üstlenen Allesandro Michele'in markaya katkıları göz ardı edilemez. Özellikle sanatçılarla yaptıkları projelerle hep gündemde kalmayı başardı. Son olarak Elton John'un 8 Eylül'de başladığı Farewell Brick Road turnesi için bir anlaşma imzaladılar. John 2021'e kadar sürecek turne boyunca Michele'in kendisi için tasarladığı parçalarla sahnede boy gösterecek. İkilinin işbirliğini duyurduğu toplantıda Elton John'un giydiği "Gucci Loves Elton" (Gucci Elton'ı Seviyor) yazılı çiçek desenli ceket ikilinin birbirlerine verdikleri değeri gözler önüne seriyor. Ayrıca marka Elton John kapsül koleksiyonu hazırladı.
ÇİZGİ ROMAN MI, MODA MI!
Prada'nın bu yıl Milano Moda Haftası'nda ilk kez tanıtımını yaptığı ilkbahar/yaz koleksiyonu sanat-moda işbirliğinin en renkli örnekleri arasındaydı. Hepsi önemli sekiz karikatüristle çalışan markanın kıyafetleri birer çizgi romanı andırıyordu. Çalıştığı isimler arasında Brigid Elva, Jöelle Jones, Stellar Leuna gibi bulunuyor.
VAN GOGH'U KOLUNUZDA GEZDİRİR MİSİNİZ!
Hayalini kurmak bile güzel değil mi! O halde Ecritures de Chaumet'in yeni sezon saat koleksiyonuna mutlaka bir göz gezdirin. Elbette fiyatları bütçe yakan cinsten ama sadece bakması bile keyif veriyor. 19. yüzyıl empresyonist sanatçıların müzelerdeki en ünlü tablolarından ilham alan marka, limitli sayıda bir koleksiyon hazırlamış. Monet, Renoir, Manet, Van Gogh, Redon, Caillebotte gibi ustaların eserlerinin yakınlaşmış görüntülerini saatlerin kadrajına yerleştirmiş. Çerçevesini de pırlantalarla süslemiş. Kadraja baktığınızda fırça darbelerini yakından görebiliyorsunuz. Farklı sanatçılarda farklı renkler ve mücevherler kullanmış.
ANDY WARHOL'UN KARANLIK YÜZÜ
Calvin Klein, Andy Warhol ile moda dünyasını fethetmeye 2020 yılına kadar devam edecek. Markanın kreatif direktörlüğüne geçen Raf Simons 2018 ilkbahar/yaz koleksiyonunda pop-art'ın kült ismi Andy Warhol'un eserlerine yer vermişti. Bu işbirliğini Andy Warhol Vakfı ile ortak çalışmaya imza atarak 2020 yılına dek uzattı. Kısacası Warhol'un eserleri iki yıl daha markanın kıyafetlerinde yer alacak. Yalnız markanın kullandığı işler alışık olduğumuz Warhol tablolarından biraz farklı. Sanatçının eğlenceli, pop art kimliği değil de karanlık yüzünü yansıtan eserleri tercih edilmiş. Bakalım yeni sezonda hangi işlerini tercih edecek!
GÜZEL SANATLAR OKULU ETKİSİ
Almanya'da sadece 14 yıl açık kalan zanaat ve güzel sanatlar fakültesi Bauhaus'un modaya etkisi son sürat devam ediyor. Mimari, sanat ve tasarım alanında pek çok akım yaratan bu okul daha önce Carolina Herrera, Hussein Chalayan gibi pek çok modacıya ilham olmuştu. 2018 sonbahar/ kış sezonunda ise Mary Katrantzou'ya ilham olmuş. Elbiseler üzerindeki renkli kolajlar dışında 'Bauhaus' yazan parçalar da dikkat çekiyor.
SOKAK SANATINDAN ESİNLENDİ!
Ölümünün ardından 28 yıl geçen ABD'li sanatçı Keith Haring'in sokak kültürüne etkileri Coach'ın kreatif direktörü Stuart Vevers'in fikriyle genç nesille buluşuyor. Markanın 2018 sonbahar/kış koleksiyonunda çantadan pantolona, kazaktan cekete geniş bir ürün yelpazesi Haring'in eserlerini taşıyor. Aktivist kimliği ve AIDS'e karşı başlattığı savaşla da tanınan sanatçının adına düzenlenen koleksiyonda payetler önplanda.
ŞURADAN BURADAN
DOYASIYA PEYNİR
Nişantaşı'ndaki Milano Gourmet 2013 yılından beri açık. Hep önünden geçerdim ilk defa pazar günü içeri girdim. Beklediğimden çok daha farklı çıktı. Nişantaşı'nda çok mekan olmasından ama gidilecek kaliteli mekan yoksunluğundan şikayet ediyordum. Meğer tam da aradığım beş yıldır oradaymış. Oldukça geniş ürün yelpazesine sahip bir şarküterisi var. Yabancı peynir çeşitleri dikkat çekici. Gitmişken öğrendim ki eylül ayı boyunca her cumartesi peynir günleri düzenliyorlarmış. Bugün Konya obruk peyniri günü. Altı ay toprak altında olgunlaştırılan peynirin tadı parmesanı andırıyor. Üstelik tadımda sırf öğrenmiyor, dilediğiniz kadar peynir yiyebiliyorsunuz. Katılım da ücretsiz. Bu arada pazar günleri serpme kahvaltı servisi başlatmışlar. Kısa sürede de semtin popüler kahvaltı mekanı olmuş bile.
OCAKBAŞI BAHANE, ŞEFLE SOHBET ŞAHANE
Ali Ocakbaşı'ların Şefi Hasan Ak, kebabın Nusret'i olma yolunda hızla ilerliyor. Ara ara Londra, Hollanda şubelerini teftişe gidiyor. Servis elemanlarının anlattığına göre o zamanlar ocakbaşı boş kalıyor. Hasan şefin olduğu zamanlar ise doluyor. Mardinli şefimiz Adana kebap ya da ciğer gibi lezzetleri masaya gelip bizzat kendisi hazırlıyor. Lavaşa eti koyuyor sonra üzerine bolca sağan ekleyip dürüm yapıyor. "Şefim ben karbonhidrat yemiyorum" deseniz de nafile zorla ağzına tıkıyor. Ocak başında oturanlardan bir kadın ise kahveyi közde pişirme ve künefeyi çevirme görevini üstlenmek zorundaymış. Hasan Usta hem işini seven hem işine atraksiyon katan bir şef. Genelde Karaköy'deki Ali Ocakbaşı'nda oluyor. Mutlaka sıcak ezmesini, közde patlıcanını, etsiz çiğ köftesini ve kebap çeşitlerini yemek için uğrayın derim. Ama Hasan Usta'nın kendisiyle de sohbet etmeyi unutmayın!
MEKSİKA DALGASI
Bütün yaz yemekten kendimi alıkoyamadığım için ancak diyete girmiş durumdayım. Ama diyet öncesi dünyada salgın gibi yayılan Meksika yemekleri dalgasına ben de kapıldım. Son gün taco, burrito, nachos yiyip diyete başlayayım dedim. Küçük bir kamuoyu araştırmasından sonra Nişantaşı ve Suadiye'de şubeleri olan Ranchero'nun Watergarden'da yeni açılan restoranında soluğu aldım. Sahipleri Tanyeri ve Gonzales aileleri. Ambiyansı, dekorasyonu ve yemekleriyle kendinizi Meksika'da bir restorana gitmiş hissediyorsunuz. Özellikle tavuklu burritosuna ve karidesli fajitasına bayıldım. Başka yerde bulamayacağınız yöresel yemekleri de burada tadabilirsiniz. Sıkıldık Peru'nun cevichesinden, biraz da hamur yiyelim, karbonhidrat alalım, kızartmadan korkmayalım!
15 ŞUBE VAR SERVİS YOK
Coffe MOC birkaç yıldır herkesin dilinde. Zaten çabuk büyüdüler, İstanbul'dan İzmir'e 15 şubeye ulaştılar. İlk geçen çarşamba günü gittim Bomonti'deki şubesine. Sipariş vermek için 15 dakika servis elemanlarına seslenmek durumumda kaldık. Ortaya gelen omleti paylaşmak istedik, bir tabak ve iki çatal- bıçak getirdiler. Bir servis tabağı da istedik o gelene kadar zaten omlet bitti. İki kişilik brew (demleme) kahveyi potta (sürahide) değil de bardakta servis ettiler. "Müşteriye zahmet olmasın diye bardaklara döküp getiriyoruz" diye de açıklama yaptılar. Hesaba da bir kahve fazla yazmışlar. Belirtince "Siz kaç kahve içtiniz ki?" sorusuyla karşılaştım. Belki de şube sayısı arttıkça bazı mekanlarda kalitenin bozulduğu doğrudur. Marka yetkilileri Bomonti şubesine bir an önce el atmalı.