Onu dinlemek başka hiçbir şeye benzemiyor.
Eşsiz sesi ve yaşadığı hayattan süzülen deneyimlerin şekillendirdiği yorumu karşısında soluksuz kalıyorsunuz. Konser bittiğinde zaman nasıl akıp geçmiş şaşırıyorsunuz...
Baladlar, bolerolar, Flamenko şarkılar... Başka dilde söylediği şarkılarla dinleyicisini tam da kalbinden vuruyor, bu yüzden de çok seviliyor.
Ekvator Ginesi'nde doğdu, Mallorca'da büyüdü şimdi Miami'de yaşıyor. Anneliği hayattaki en değerli rolü olarak görüyor.
NPR tarafından Dünyanın En Büyük 50 Sesi'nden biri olarak seçilen Buika bakın hayat ve müzik hakkında neler diyor?
- Geçmişe dönüp baktığınızda müzikle ilgili ilk anılarınız neler?
- Net bir zaman ya da an olmasa da annemin Palma de Mallorca'da dinlediği İspanyolca şarkıları, boleroları anımsıyorum.
O zaman radyo çok önemliydi ve müzik dünyasında olan bitene karşı bir iştah ve merak uyandırıyordu.
Sanırım müziğe dair hatıramda kalan ilk izler bunlar...
- Sizi hayatta en çok neler motive ediyor?
- Hayattaki en temel motivasyonum her sabaha sağlıkla uyanabilmek.
Müzik de beni çok mutlu ediyor kuşkusuz. Seyahat etmek, enstrümanımın yani sesimin gücü elverdikçe duygularımı diğer insanlara aktarabilmek de beni besliyor.
- Kaotik bir dünyada yaşıyoruz.
Müziğin sesi savaşların, çatışmaların sesinden daha yüksek çıkabilir mi?
- Müzik, bence barışın dili.
Müziğin sesini ne kadar çok açarsak barışı o kadar büyütürüz. Ben de savaşı, savaşanları susturmak için kendi müzik dünyamda naçizane şarkılar söylüyorum. Çünkü hayallerimden biri de oğlumun insanlığa güven duyarak yaşayabilmesini sağlamak.
ÖZGÜRLÜK VAZGEÇİLMEZ
- İnsanlar sizin için 'özgürlüğün sesi' diyor. Sizin için özgürlük ne ifade ediyor?
- Özgürlüğün çok değerli ve vazgeçilmez olduğunu düşünüyorum.
Benim için özgürlük, neresi olduğu fark etmeksizin dünyanın her yerinde kendini iyi hissedebilmek demek. Özgürlük, hayatın her alanında gerekli... Bu biraz ütopik gelebilir ama bunu sağlayabilmek için elimizden geleni yapmalıyız.
- Acı ya da mutluluk... Sizce hangisi insanın karakterini şekillendiriyor?
- Her ne kadar birbirine zıt gibi görünseler de, acının ve mutluluğun birbirini tamamladığına ve her ikisinin de önemli ölçüde etkili olduğuna inanıyorum. Eğer ikisini bir arada yaşamasaydık hayatımız bu kadar anlamlı olmazdı.
Her ikisi arasında bir denge olduğunu düşünüyorum.
Tabii ki hepimiz mutlu olmayı dileriz. Ama yaşadığımız acılarla mutluluğumuz daha anlamlı ve değerli oluyor.
- Sizce dünyadaki en büyük üzüntü sebebi ne?
- Çocukların ölmesi ve adaletsizlik.
- Her zaman yanınızda olmasını istediğiniz, vazgeçemedikleriniz nedir?
- Elbette oğlum ve ailem.
- Bize kendinizle ilgili daha önce bilmediğimiz bir şey söyler misiniz?
- Ben aslında kendimi yarı yabani, çok biçimli, mutant kapasitesi olan bir varlık gibi tanımlıyorum. Ben böyleyim, ne bir eksik ne de bir fazla.
- İstanbul'a daha önce birçok defa geldiniz.
Bu şehir size neler hissettiriyor?
- İstanbul mükemmel bir şehir, her gelişimde kalbim çarpıyor. Yaşadığımı hissediyorum.
Bence dünyanın en canlı, en yaşayan şehirlerinden.
İnsanların sıcaklığı bana kendimi evimde hissettiriyor.
Ben şanslıyım
-Müzik sektöründe kadın olmanın zorlukları ile karşılaştınız mı?
-Müzik dünyası yıllar içinde çok değişti. Kadınlar bir şekilde hep var olsa da, izledikleri yol şimdiki gibi değildi, daha büyük mücadeleler gerektiriyordu.
Şimdi baktığınızda kadınlar, rock da dahil diledikleri her türde şarkılar söyleyebiliyorlar, istedikleri enstrümanları çalabiliyorlar. Ben de siyahi ve İspanyol bir kadın sanatçı olarak, baladlar, bolerolar, Flamenko şarkılar gibi dans etmeye çok da müsait olmayan şarkılarla uluslararası müzik piyasasında var olabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.