Yüzlerce beste, yüzlerce unutulmaz şarkıda onun imzası var. 44 yıl önce yaptığı bir eseri bugün 18 yaşında bir genç bile ezbere biliyor.
Kendi dönemindeki popülaritesi bir yana, son 10 yıldır konserleri, programları hınca hınç doluyor. Bunda, Selami Şahin markasına gönül vermiş bir ekibin imzası var elbette. Bu ekibin en önemli isimleriyse Şahin'in iki oğlu, Lider ve Emirhan. Bugüne kadar babalarının tüm işleriyle ilgilenen kardeşler Selami Şahin eserlerinden bir müzikal sahneye koydu. Üstelik Lider Şahin de başrolde... Biz de müzikali vesile ederek Selami Şahin ve Lider Şahin'le biraraya geldik:
- Bir evlat sahibi olmak çok özel bir duygu. Siz de epey ilgili bir babasınız. Bu duyguyu nasıl tarif edersiniz?
- Selami Şahin: Sevgiyi kelimelerle anlatan biriyim ama evlatlarıma olan sevgimi anlatmak için kelimeler yetmez. Evlat gibisi var mı? Allah evladın hayırlısını versin. Kız ya da erkek hiç ayırmam. Sizin de evladınız var, nasıl bir aşk?
- İki oğlunuz büyük bir işe kalkıştı ve sizin adınıza bir müzikal sahneye koydu. Projeyi beğendiğiniz için mi, evlatlarınız olduğu için mi onay verdiniz?
- S.Ş: Bu projenin ana fikri ilk etapta Hakan Altıner, Damla Cercisoğlu ve Yavuz Hakan Tok'tan çıktı. Lider ve Emirhan fikri bana açtıklarında "Her zaman yanınızda olacağım" dedim. Çünkü bir ilki gerçekleştiriyorlardı. Bir Türk bestecisinin yani benim eserlerimle müzikal ve tiyatro harmanlanmıştı. Yazılmamışı yazmak, yapılmamışı yapmak benim için mesleğimde hep önemli olmuştur. İlk sahnelendiği gün ilgi çok büyüktü. İzlerken hüngür hüngür ağladım. Çok gurur duydum, mutlu oldum. Şimdi önlerinde bir turne maratonu var. Türkiye'nin birçok şehrini gezecekler, inanıyorum ki bu müzikal ilgiyle karşılanacak.
- Lider Şahin: Seninle Başım Dertte bu topraklarda doğup büyümüş bir bestecinin şarkılarından yola çıkılarak yapılmış Türkiye'deki ilk müzikal. Haliyle iyi tepkiler aldık.
- Ünlü ve başarılı bir ismin çocuğu olmak zordur. Hep bir kıyaslamayla yaşar insan... Sizin çocuklarınız da yaşadı mı bu böyle bir durum?
- S.Ş: Tabii yaşadılar. Bunu kırmak için çok çalışıyorlar ama. Gece gündüz provaları vardı Lider'in. Emirhan bu işin perde arkasındaki isim... Bana danışmadan kendi adımlarınızı atın diye tembihledim onları. Ben sadece onların bu işinde, yıllarca seyirciye sunduğum şarkılarımla destek oldum. Yoksa proje onların! Çok emek verdiler.
- Lider Bey, siz Selami Şahin'in oğlu olarak, kendinizi ispat etmek adına zorluklar yaşadınız mı?
- L.Ş: Kadir Has Üniversitesi iç mimarlık mezunuyum. Bir yandan da müzik hep hayatımın içindeydi. Babamdan dolayı müzisyenlerle çevriliydi etrafım.
İçinde büyüdüm bu piyasanın. Mimarlık yaparken bir yandan da müziğin içindeydim. Sekiz yıl babamın vokalistliğini yaptım, kendi şarkı sözlerimi yazıyordum. Babamın arkasında sahnede olmak bana büyük bir tecrübe kattı. Tüm bu süreç o kadar geniş bir zaman dilimine yayıldı ki, Selami Şahin'in oğlu olma hali bir baskı yaratmadı üzerimde. Ama sürekli Selami Hoca'dan, onun etrafından ne öğrenirim derdindeydim. Bir şarkı nasıl yazılır, nasıl duygu katılır hep babamdan öğrendim. Sekiz yıllık sahne tecrübesinden sonra bu işe imza attık. Yakında da kendi şarkımın single'ını çıkaracağım. 10 yıldır yazdığım, biriktirdiğim şarkıları gün yüzüne çıkarma zamanı geldi. 20'ye yakın yazılmış şarkım var.
- Ne güzel, Selami Şahin'in oğlu da bakalım genetik olarak babası gibi yetenekli mi? Siz okudunuz mu oğlunuzun yazdığı şarkı sözlerini?
Nasıl buldunuz?
- S.Ş: Beğendim. Onlar bu işten anlıyor. Bazen bir beste yaparım, iki oğlum ve kızım otururuz birlikte değerlendiririz yazdıklarımı.
Onlar fikir verir, "Bu nakarat olmamış, böyle bir söz mü koysan" derler... Karşılıklı eleştiriye açığız. Lider'in şarkılarına bu gözle baktım, beğendim.
- Selami Şahin kendi dönemi içinde bir fenomendi. Ama son 10 yılda yeni jenerasyonu da yakaladı. Çıktığı mekanlar, tarzı hepsi bir dönüşüm geçirdi. Bu dönüşümde sizin etkiniz var mı?
- L.Ş: Arkasında çok genç ve kreatif bir ekip çalışıyor. Kardeşim Emirhan prodüktörümüz. Tabii biz bu döneme daha hakimiz. Bu nesli ve sonraki nesli nasıl yakalarız, onlara Selami Şahin'i nasıl anlatırız diye düşünüp, kurguladık. Orkestramız çok genç insanlardan oluşuyor, günümüz müziğine uyarlayarak çalıyorlar. Babam da sağ olsun her zaman bize güvendi ve kendini teslim etti.
- Şarkı sözleriniz hep aşk üzerine... Peki çocuklarınıza yazdığınız şarkılarınız var mı?
- S.Ş: İyi ki varsın, iyi ki doğdun şarkımı onlara yazdım...
ŞARKI GÜZEL AMA NE ANLATTIĞI ANLAŞILMIYOR
- İyi bir şarkı sadece ilhamla yazılabilir mi? Yoksa farklı matematikleri var mı bu işin?
- S.Ş: Kesinlikle. Besteyi yaparken yazılmamışı yazmak, işlenmemiş melodiyi bulmak esastır. Benzerler aslını yaşatır! Bir şarkıyı yaparken farklı sözler ve farklı müzik peşinde koşarım. Şöyle hayal ederim kendimi; sahnedeyim ve izleyenler yazdığım şarkıya hep bir ağızdan eşlik ediyor. Böyle yola çıkıyorum. Ve en önemlisi şarkı sözü dediğiniz şey anlaşılır olmalı.
- L.Ş: Günümüz şarkılarında hep bir edebiyat, anlaşılmaz bir hal var. Şarkıyı güzel buluyor ama ne anlattığını tam da kavrayamıyor dinleyen. Ama Selami Şahin ne diyor, "Özledim, teninin kokusunu özledim." Çok yalın ama bir o kadar etkili.
- S.Ş: Tanju Okan'ın okuduğu, "Benim en iyi dostum içkim, sigaram" mesela... Tanju'yu daha iyi nasıl anlatabilirdim ki? Her tür beste yaparım. Opera da yaparım, roman havası da! Hayatımın ilk bestesini yaptığımda çocuktum, 1969'da onunla Altın Kelebek aldım; "Yalancı dünya gibi yalancısın sevgilim, sen mevsimler gibisin değişirsin sevgilim..." diyordum orada. Bu şarkıyı söylüyorum gencecik insanlar eşlik ediyor, sözlerini ezbere biliyor. Benden mutlusu yok!
- Şirketin ana markası Selami Şahin mi?
- L.Ş: 1981 yılında babam Lider Müzik'i kuruyor. O zaman ben daha doğmamışım bile. 1985'te doğuyorum ve şirketin adını alıyorum.
- S.Ş: Zeki Müren'in Gitme Sana Muhtacım albümünü yapıyoruz. Oğlum olduğu gün Paşa'yı aradım, "Paşam oğlum oldu, adı ne olsun?" dedim. "Şirketin gibi Lider olsun" dedi.
- L.Ş: Sonra Emirhan ve ben büyüdük. 2004 yılında şirketi biz ele aldık. 20'lerimizdeyiz. Bu işlere bulaştık. Şirketi müzik ve eğlence organizasyonları yapan bir hale dönüştürdük.
SELAMİ ŞAHİN: Balık yemeyi değil, tutmayı öğretmek diye tanımlama vardır. Ben çocuklarımı bu felsefeyle büyüttüm. Çalışıyorlar ve uğraşıyorlar. Bunun sonuçlarını alacaklarını düşünüyorum.
KADIN GİDİYOR, ADAM "ALIŞMAK SEVMEKTEN ZOR" DİYOR
- Seninle Başım Dertte projesi ortaya çıktığında sizin başrol oynayacağınız belli miydi?
- L.Ş: Daha önce hiç oyunculuk tecrübem yoktu. Tek bildiğim şey şarkı söylemek. Yönetmenimiz Damla Cercisoğlu'nun katılımıyla projeye dair toplantılar oluyordu. Arada bir gidiyordum ben de. Başrol aranıyor o zamanlar.
Sonunda gözler bana döndü, "Niye sen yapmıyorsun?" dediler. Uzun süre direndim. Sonunda ikna ettiler. Ümit Çırak'tan oyunculuk dersleri almaya başladım.
Beş ay boyunca haftanın üç-dört günü ders aldım. Müzikaldeki oyuncu büyüklerim de çok yardımcı oldu.
- Yazarak kendini ifade etmek güzel bir duygu değil mi?
- L.Ş: Yazmayı seviyorum, yazdığı zaman rahatlayan biriyim. O şarkıları yaptığımda içimde bir ferahlama oluyor. Yazamadığımda bir şeyler yarım kalıyor içimde.
- S.Ş: Mesela biriyle bir aşk yaşıyorsunuz. Altı ay aynı evi paylaşıyorsunuz. Sonunda kadın diyor ki, "Aşkım benimle evlenmeyi düşünmüyor musun?" Adam "Ben sana böyle bir şey vaat etmedim" diyor ve evlenmiyor, kadın gidiyor. Bu olayın ardından ertesi gün uyanıyor adam, ayrıldığını unutmuş, kadın yatakta yanında yok. Herhalde kahvaltıyı hazırlıyor diye düşünüyor. Banyoya gidiyor yok, odalara bakıyor yok. Sonra farkına varıyor ayrıldığının. Diyor ki, "Ben onu sevmedim, alıştım ama alışmak sevmekten daha zor geliyor, alışmak bir yara, kalbimde kanıyor." Bu şarkı öyle çıktı... Slogan bu, alışmak sevmekten zor!
- Aşkın bu kadar içinin boşaldığı bir dönemde aşk şarkılarının ilgi görmesini beklemek hata mı?
- L.Ş: Ortam dijitalleştikçe, insanların duyguları da dijitalleşmeye başladı. Organik yaşayamıyoruz. Bu her şeye etki ediyor. Eskiler daha şanslıymış. Ama umut da var...