İKSV tarafından düzenlenen İstanbul Caz Festivali, salı günü Türk cazının efsane isimlerinin sahneye çıktığı geceyle başladı. 17 Temmuz'a kadar sürecek festival kapsamında 250'yi aşkın yerli ve yabancı sanatçı 50'nin üzerinde konser verecek.
Bu yıl 25. yılını kutlayan festival Robert Plant'ten Nick Cave'e efsane isimlerin resmi geçidine sahne olacak. Festival kapsamında hayranlarıyla buluşan isimlerden biri de ABD'li caz şarkıcısı Melody Gardot oldu. Gardot, çarşamba günkü konseri öncesinde sorularımızı yanıtladı.
Ama önce hayatından kısa bir özet geçelim.
Biraz temiz hava almak için çıktığı evine dönmesinin haftalar sürebileceği aklına bile gelmemişti. Bisikletine bindi ve Philadelphia sokaklarda ilerlemeye başladı. Taa ki kırmızı ışıkta durmak yerine yoluna devam eden jip bisikletine çarpana kadar... Korkunç kaza sonrası beyin travması geçirdiğinde yaşaması mucize olarak görüldü. Tedavisi boyunca hasta yatağında yatarken, hayata yazdığı şarkılarla tutundu. Müziğin iyileştirici gücüne inandı.
Gardot artık dünya çapında ünlü bir müzisyen. Ve güçlü yorumuyla, derinlikli şarkı sözleriyle ve hayata bakışıyla ilham vermeye devam ediyor.
- Daha önce de İstanbul'a geldiniz. Neleri sevdiniz?
- Şehre hakim olan hissi seviyorum. Tarihi, kültürü ve mutfağı bir seyahatsever olarak sizi ilk çarpan özellikleri. Şehrin manzarası gerçeküstü.
- Instagram hesabınızda "Güzellik her yerde" yazıyor. Peki bu güzelliği fark etmek için ne yapmalıyız?
- Çok kolay. Çevrenize şöyle bir bakıp güzel olanın değerini bilmek için zaman ayırın.
- İnsanı insan yapan değerler sizce neler?
- İnsanlığı elmasa benzetiyorum, Farklı yerlerden geliyoruz, yaşadığımız tecrübeler bizi biçimlendiriyor. Başkalarının bakış açısına göre önemi azalan ya da çoğalan karakter özellikleri, kusurlar taşıyoruz. Ama ben en sarsıcı kusurların bile içinde bir güzelliği barındırdığına inanıyorum. Bu da nasıl baktığınıza bağlı elbette ve neyi gördüğünüze...
CEPHANELİK GİBİ
- Bir müzisyen kariyeri boyunca hangi duygularla baş etmek durumunda kalır?
- Hayatımız boyunca tecrübe ettiğimiz duyguların çeşitliliğinin limiti yok. Ama şunu söyleyebilirim, sanatçılar bu duyguları farklı yorumluyor. Üzüntü, mutluluk, öfke gibi duyguların en derinine inip bu süreci sanatsal yaratıcılığını beslemek için kullanıyor. Bu bir cephaneliğe sahip olmak gibi..
- Geçirdiğiniz kazayla ilgili sorulardan yorulmuş olmalısınız. Ama şunu merak ediyorum. Kazaya neden olan arabanın şoförünü affettiniz mi?
- Hiçbir zaman affetmek zorunda kalmadım. Yaşanana 'kaza' denmesinin bir nedeni var.
BİTMEYEN İSTEK
- Tutkulu bir şarkıcısınız. Kaynağı nedir bu tutkunun?
- Zor bir soru. Bu bazen aşk, bazen umut, zaman zaman da üzüntü oluyor. Bir sanatçı olarak kendimi geliştirmek ve öğrenmeye devam etmekle ilgili içimde bitmeyen bir istek var.
- Sahneye nasıl hazırlanıyorsunuz?
- Sahnede kendimi evimde gibi hissediyorum. Konserden önce ekip olarak bir araya geliyor ve birbirimize ve geldiğimiz yerde olmamızı sağlayan fırsatlara teşekkürlerimizi sunuyoruz.
- Karşınızda nasıl bir seyirci görmek sizi mutlu ediyor?
- Dürüst olan seyircileri görmek... Seyirciyi harekete geçiremediğimizde ya da tam tersi seyirciyle bağ kurmayı başardığımızda bunu hissediyoruz. Sahneyle seyirci arasında enerji alışverişini çok seviyorum. Bir sanatçı için işin büyülü kısmı işte bu paylaşım.