Bebeklerde ve çocuklarda alerjik hastalıklar son yıllarda artış gösterdi. Ben de kızım doğduktan bir süre sonra atopik dermatitle tanıştım ve etrafımdaki pek çok bebeğin de bu alerji türüyle mücadele ettiğini fark ettim. Araştırdığımda alerjik hastalıkların annelerin başını fazlasıyla ağrıtan bir sorun olduğunu gördüm.
Tatil planı yapan anneler de havuz, deniz ve doğayla iç içe olan yerlerde başlarına gelebilecekler konusunda endişeli. Hazır gıdalar ve böcek ısırmaları alerjik hastalıklara sebep olabiliyor. Ben de Çocuk Alerji ve Astım Akademisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Nermin Güler ile görüştüm ve çocuklarda sık görülen alerjik hastalıklarla ilgili bilgi aldım.
- Ebeveynler hangi belirtileri dikkate almalı ve alerjiden şüphelenmeli?
- Çocuklarda en sık karşılaşılan belirti deri döküntüleridir. Bunlar bazen ciltte kabartı şeklinde, bazen de deride kuruluk ya da egzema şeklinde olabilir. Kaşıntı alerjik hastalıklarda sıktır. Vücudun değişik yerlerinde, çoğunlukla yüzde, gözlerde, ellerde görülen anjioödem adı verilen şişlikler çok önemlidir. Çocukta nezle olmadığı halde devamlı burun akıntısı, tıkanıklığı ile kaşıntının olması ve hapşırık önemli belirtilerdir. Öksürük de devamlı ya da çok sık görüldüğünde, özellikle tekrar eden hırıltı ya da nefes darlığı ile birlikte olduğunda akla alerjik hastalıklar gelmelidir.
ERKEN MÜDAHALE ÖNEMLİ
Sindirim sistemi ile ilgili belirtilerin en önemlileri bulantı, kusma, şişkinlik, yutma güçlüğü, dışkıda kan veya mukus, ishal veya kabızlık gibi belirtilerdir. Alerjik hastalıkların en tehlikelisi alerjenle karşılaştıktan sonra dakikalar veya saatler içinde ortaya çıkabilen anafilaksidir. Bir kişinin alerjik olduğu bir madde ile ve özellikle besin ya da ilaç ile karşılaşmasından sonra ortaya çıkan döküntü, vücutta şişmeler, nefes alamama, tansiyon düşmesi gibi ağır belirtilerle ortaya çıkar. Bu belirtilere çıktığı anda müdahale edilmesi gerekir yoksa ölüme neden olabilir.
- Alerji tedavisi nasıl yapılıyor?
- Alerji tedavisinde en önemli adım, alerjik olduğu saptanan besini çocuğa vermemektir. Bazen doktor antihistaminik ilaçlar önerebilir.
ODA SICAKLIĞINI DÜŞÜRÜN
- Doğumdan sonra genellikle pek çok bebekte atopik dermatit tespit ediliyor. Anneler bu durumda neler yapmalı?
- Atopik dermatit, deride kuruluk, egzema görüntüsü ve kaşıntı ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Genellikle hayatın ilk aylarında başlar. Yüzde yanaklardan başlaması tipiktir. Daha sonra boyun, gövde, dirsek içleri ve diz arkalarında belirir. Anneler bunun farkına erken varmalı ve derinin kuruluğunu gidermeliler. Çocuğun yaşadığı mekân ısısının düşürülmesi önemlidir çünkü evin içi çok sıcak ise deri nemini çok kaybeder ve kaşıntı artar. Çocuğun banyolarında deri bariyerini kırabilen her türlü deterjan içerikli şampuanlardan kaçınılmalıdır. Deri her gün sık sık nemlendirilerek yumuşatılmalıdır. Aksi takdirde kaşıntı, çocuğun derisini zedeler, mikroplarla ağırlaşır ve hayat kalitesi çok bozulur.
- Atopik dermatit bebek büyüdükçe geçer mi?
- Yaş büyüdükçe çoğunlukla geriler. Ancak atopik yürüyüş dediğimiz bir durum vardır. Yani çocukta atopik dermatit ya da besin alerjisi gibi bir durum varsa, ileride astım ve diğer alerjik hastalıkların ortaya çıkması muhtemeldir. Tedavinin iyi yapılması ile bu atopik yürüyüşün de önlenebileceği düşünülmektedir.
- Tatil planlarının yapıldığı şu günlerde hangi alerjilere dikkat etmek gerekir?
- Yazın güneş alerjilerine çok rastlıyoruz. Tatil bölgelerinde değişik yiyecekler yenmekte ve içinde bazen çocuğun alerjisi olduğu besinler bulunabiliyor. Besin katkı maddeleri de hazır besinlerde maalesef gittikçe daha fazla kullanılıyor. Arı ya da doğada bulunan diğer böcek alerjileri beklenmeyen ağır reaksiyonlara ve hatta anafilaksiye neden olabilir. Ebeveynler çok dikkatli olup çocuklarını iyi gözlemlemeli.
EVİ SIK SIK HAVALANDIRIN
Nermin Güler, alerjisi saptanan çocukların ailelerine büyük görev düştüğünü ve evde de alabilecekleri önlemler olduğunu söylüyor: "Besin alerjilerinde titizlikle diyete uymak çok önemli. Atopik dermatitli bebekler ve astımlı çocuklar için ev içi şartlar uygun hale getirilmeli. Ev sık sık havalandırılmalı, gece ve gündüz hava akımının olması sağlanmalı, asla sigara içilmemeli. Evin güneş görmesi gerekir. Her türlü parfüm ve kokulardan uzak durulmalı, temizlik için saf ve doğal sabunlar kullanılmalı. Ev tozu akarlarının yapacağı alerjik tetiklemeyi azaltmak için ev içi ısısı düşürülmeli, özel yastık, yatak ve yorgan kılıfları kullanılmalı ve yatak takımı, çarşaflar çok sık yüksek ısıda yıkanmalı. Alerjik hastalıklar uygun çevre önlemleri ile ve gerekli diyetlerle kontrol altına alınabilir. Hayat kalitesi düzelir ve çocuk büyüdükçe büyük oranda kontrol altına alınabilir. Ancak bütün bu önlemlere ve tedaviye rağmen bazı vakalarda hastalık ağır seyredebilir ve hatta kalıcı olabilir."