On parmağında on marifet olan insanlar vardır ya Selena Gomez de böyle bir kişilik.
Wizards of Waverly Place isimli dizideki rolüyle dünya çapında üne kavuştuğunda henüz 15 yaşındaydı. 2013 yılında Stars Dance isimli ilk solo albümünü yayınladı.
Aynı yıl başrolünü James Franco ile paylaştığı Spring Breakers isimli filmle Hollywood'da da iddialı olduğunu ortaya koydu.
Instagram'da 135 milyon takipçisi olan ve tüm bir jenerasyonu peşinden sürükleyen Gomez'in popülaritesinde, Justin Bieber ile yaşadığı aşk da etkiliydi tabii. Ünlü sanatçının yaşadığı aşk kadar sağlık sorunları da çok konuşuldu.
Geçtiğimiz yıl böbrek nakli ameliyatı olması da henüz 25 yaşında olan şarkıcının çok konuşulmasını sağladı.
Gomez ile bizim yolumuzun kesişmesiyse moda vesilesiyle oldu. Genç yıldız, geçtiğimiz sonbahar-kış sezonunda Coach markası için aksesuvarlar tasarlamıştı.
Ancak ilkbahar-yaz sezonu için bir adım daha attı ve bu sezon kıyafetten çantaya paltodan ayakkabıya tüm koleksiyonu kapsayan geniş bir iş birliğine imza attı.
Güzel sanatçı ile moda, Harvey Nichols ve Galeries Lafayette'te satılan özel koleksiyonu ve hayatını konuştuk:
- Çok gündemde olduğunuz bir dönemdeyiz yine... Bir yandan bu yeni koleksiyon bir yandan da Woody Allen'ın A Rainy Day in New York isimli filminin çekimleri... Nasılsınız, her şey yolunda mı sizin için?
- Çok iyiyim. Daha da önemlisi sağlıklıyım. Film çekimleri için New York'taydım. Şehrin bol bol keyfini çıkardım.
- Bir yandan da büyük bir marka için koleksiyon hazırladınız...
- Evet Coach markasının kreatif direktörü Stuart Vevers ile güzel bir çalışma yaptık. Henüz onunla tanışmadan önce dergilerde onun hakkında çok güzel şeyler okumuştum. Teklif geldikten sonra da gördüm ki hem o hem de tüm ekip bir aile. Gerçekten de şanslıydım.
- Çeşitli markaların yüzü oldunuz, ortak çalışmalarınız da oldu. Modaya yakın bir isimsiniz. Nasıl yorumluyorsunuz kendi stilinizi?
- Günlük, sade ve iddiasız bir giyim tarzım var. Spora giderken ya da spordayken sanki tarzım arasında çok da fark yokmuş gibi geliyor bana.
- Coach ayakkabı ve çantalarıyla da ünlü bir marka ve siz bir yandan markanın da yüzüsünüz...
- Hem ayakkabıları hem de çantaları çok seviyorum. Kıyafeti iyi bir ayakkabı giymeden tamamlamak imkansız öyle değil mi? Daha küçükken sırt çantalarına çok meraklıydım. Aldığım çantaların da benim için hep bir anısı var.
- Dünya çapında tanınan bir isimsiniz. Çok küçükken şöhreti yakaladınız. Hiçbir şeyleri ıskaladığınızı düşündüğünüz anlar oluyor mu?
- Benim de hayatımı sorguladığım, böyle olmasaydı bambaşka olsaydı neler hissedeceğimi düşündüğüm anlar çok oldu. Ama şu an ancak sahip olduğum her şey için şükrettiğim bir dönemdeyim. "Bambaşka bir hayatım olsaydı keşke" diyen biri hiçbir zaman olmadım. Böyle bir düşünce tarzına ve tavra da hiçbir zaman sahip olmadım. Şu an şöhrete sahip olmayı, kendime ait alanı nasıl koruyacağımı, sistemin nasıl işlediğini anladığım bir dönemdeyim. Sanırım eskiye göre biraz daha korkusuzum. Şu ana sahip olabilmek için ben de belli bedeller ödedim.
AŞAĞIYA ÇEKENİ HAYATIMDA TUTMAM
- Güçlü ve ilham veren bir kadınsınız. Size ilham veren kadın kim?
- Meryl Streep. Her zaman ilham aldığım kadınlardan biri oldu. Hem çok zarif hem de hep kendisi gibi. Çok başarılı bir sanatçı ve kendisiyle de çok barışık.
- Çok insan sizle, kariyerinizle ilgili fikirlerini beyan ediyor? Siz kime bir şeyler danışırsınız?
- Saygı duyduğum ve örnek olarak gördüğüm insanlardan hayatlarıyla ilgili öneri ve bilgi almaya çalışırım. Öğretmenlere, koçlara, menajerlere sorarım sorularımı. Onlardan ilham alırım, fikirlerimi paylaşırım. Ama düzenli olarak pozitif olan insanları tutmaya çalışırım çevremde. Ben de herkes gibiyim. Bir işim var ve bu iş nedeniyle sadece daha fazla tanınıyorum. Bunun ilk günden beri bilincindeyim. Ama bu nedenle asla beni aşağıya çekecek ve üzecek birilerini tutmam hayatımda. Kimsenin de tam olarak benim yaşadığım, hissettiğim şeyleri bilmediğini düşünürüm.
O yüzden de kimsenin bana verdiği fikri yüzde yüz uygulamam.
INSTAGRAM ÖZGÜRLÜK ALANIM
- Sosyal medyanın kraliçesisiniz. Bir yandan sosyal medyada bu kadar büyük bir güce sahip olup bir yandan da özel hayatınızı ve kendinizi nasıl korumayı başarıyorsunuz?
- Instagram çok güçlü bir mecra. Oradan kendimle ilgili her şeyi birinci ağızdan söyleme şansına sahibim. Benim hakkımda yayınlanan bin 200 saçma sapan hikaye yerine insanlar doğrudan benim konu hakkında ne düşündüğümü ve ne hissettiğimi öğrenme şansına sahip. Kendimle ilgili dürüst olma şansını bana verdiği için Instagram benim için büyük bir özgürlük alanı. Kendime dair özel ve gizli kalmasını istediğim şeyleri kontrol ediyorum ve yayınlamıyorum. Ama şöyle bir bakınca insanlar sosyal medyada kendileri gibi olmuyor, hatta başka biri gibi davranmaya çalışıyor. Tabii bu oldukça ürkütücü.