Küçük çocukları olan ebeveynler için hafta sonları dinlenme, gezip eğlenme anlamı taşımaz. Yani hafta sonu tatili denilen şey anne babalar için bir tatil değildir. Tersine farklı bir mesainin başladığı, sabahın köründe uyanıp güne mesai saatinden de erken başlama paketinin ışık hızıyla uygulandığı günlerdir. Nerde o yavaş yavaş akan dinlenme ortamı... Bekar günlerde kaldı.
Size geçen hafta sonumuzdan bahsedeyim mesela... Hava güzel, kızım ayaklandı yürüyor. Ayakkabılarını eline alıp kapıda "Annee parkkaa" diye seslendiği saat sabahın yedisi. Oysa uykusuz kaldığım iş günlerinde tek hayalim hafta sonu biraz uyuyabilmek. Ancak çocuğunun park isteğine tepkisiz kalacak anne baba var mıdır?
Tabii ki hemen fazla kalabalık olmayacak bir mekan seçip çekirdek aile olarak yeşilliklere attık kendimizi. Çocuklu bir aile bir mekanda ne arar mesela? Oyun alanı, ağaç, çimen, çocuklara özel menü, mama sandalyesi, alt değiştirmek, emzirmek uyutmak için temiz odalar, hızlı servis, anlayışlı garsonlar... Sonrası anne ve babanın koalisyonuna kalmış.
ANNELER AÇ GEZER
Kahvaltı yapmak için eşimle dönüşümlü Eylül'e baktık. Ben yemek yerken o parkta, o yemek yerken ben kuşların, kedilerin yanında... Sıcak çay içmek ise mümkün değil. Nöbet değişimi jet hızıyla olmuyor, Eylül sıramıza uygun olarak değil de, istediği kişiyle vakit geçirmek istiyor. Bu genellikle ben oluyorum. Yani anneler hafta sonları genelde aç gezerler. Yemek yemek insani bir ihtiyaçtan ziyade lüks olabiliyor anlayacağınız. Abarttığımı düşünmeyin, arkadaşlarım bakıcılarının hafta sonu olan izinlerini hafta içine çektiler. Zira "İşe hafta sonundan değil de savaştan çıkıp gidiyormuşuz gibi hissediyoruz" dediler. Haksız değiller. Parktan eve geldiğimizde Eylül'ü uyutmak iki saat sürdü. Öncesinde şarkılar söyleyip oyuncaklarıyla oynadık.
BİR MUTLULUK FORMÜLÜ
Uyuturken parkta yaptıklarımızı masal gibi anlatıp emzirdim. O kadar çok konuştum ki, uyuduktan sonra eşimle iki laf edecek halim kalmamıştı. O koltukta uyuyakalırken ben on dakikada bir yataktan düşer korkusuyla odanın kapısında buldum kendimi. Sonuç, o kadar yorulan çocuk sadece 40 dakika mı uyur? Malesef, sadece 40 dakika uyudu. Sonra banyo yapmak lazım. Parkta pek çok şeye dokundu. Küçük bir harp sayılabilecek banyo faslını atlattıktan sonra kremleyip kıyafetlerini giydirmek de ekstra efor istiyor tabii. Ama anne deyişleri, o tatlı yüzü sizin tüm yorgunluğunuzu o an hissetmenizi engelliyor. Gece uykusunun en az on kez bölündüğünü de düşünürsek kaç saat uyuduğumu siz hesap edin.
Pazartesi işe gittiğimde iki günlük bir hafta sonu tatilinden çıkmış, dinlenmiş, moral depolanmış gibi hissetmiyordum kendimi. Bildiğiniz savaştan çıkmış gibiydim. Sonra bir arkadaşın şu paylaşımı ekranıma düştü: "Yeni mutluluk fikrimi paylaşıyorum. Çalışan ebeveynler için pazartesi sabahları 2 saatlik bir boşluk olmalı. Çocuklu, yoğun geçen hafta sonundan yoğun geçecek iş haftasına geçiş yapmadan şöyle bomboş iki saat..." Tam da ihtiyacım olan anlayış buydu. Bir an da olsa birilerinin sizi düşünüyor olma ihtimali bile yüzümü güldürdü. Siz ne dersiniz, iyi fikir değil mi?
GELECEĞİN AYAK İZLERİ
İlk 1000 gün zirvesi, annelerin mutlaka katılması gereken bir program. Çocukların hayatının ilk bin gününün ne kadar önemli olduğuna dair bilmemiz gerekenler uzmanların konuşmalarıyla bu programda. 11 Nisan Salı günü Point Hotel'de düzenlenecek olan zirve birbirinden değerli konuşmacılara ve konulara da ev sahipliği yapacak. Annelerin merak ettiği aşılar, bağışıklık sistemi, normal doğum ve anne sütüyle ilgili tüm ayrıntılar bu panelde ele alınacak. Çocuğunuzu da yanınıza alıp katılabilirsiniz.
KELOĞLAN ORMANDA
Üsküdar Koza Tiyatrosu'ndaki Keloğlan Ormanda kukla gösterisini çocuğunuzla birlikte izleyip sanat dolu bir hafta sonu geçirebilirsiniz. Çalışmak için şehre giymeye karar veren Keloğlan'ın ormandan geçerken başından geçen maceraları anlatan gösteri bugün saat 12.00'de başlıyor ve 24 Nisan'a kadar izleyicilerini bekliyor. Bilet fiyatı: 15 lira.