Los Angeles'ta yaşayan, 30 yaşındaki Koreli DJ ve prodüktör Tokimonsta adının yeni yeni duyulduğu dönemde yeni kuşağın gelecek vaat eden isimleri arasında gösteriliyordu.
Parçalarında enstrümantal hip-hop, R&B ve 90'lar popunu harmayanlayan DJ, 2015 sonbaharında bir gün aniden ayağını hissetmediğini fark etti. Geçici bir durumdu ama yine de doktora gitti. Yapılan tahlillerde Moyamoya hastası olduğu ortaya çıktı.
Çok nadir görülen Moyamoya'da beyindeki şah damarı tıkanmaya başlayınca yeni kılcal damarlar gelişiyor. Bu durum felce, beyin kanamasına yol açıyor. Hastalar saatli bomba gibi ölüm riskiyle yaşamını sürdürüyor.
Hemen araştırmalara başlayan Tokimonsta, Stanford'da bir enstitünün bu konuda çalışmalar yaptığı bilgisine ulaşıp enstitü ile bağlantıya geçti. Aralık ayında iki beyin ameliyatı geçirdi. Ama ameliyattan kısa bir süre sonra anlamlı konuşma yeteneğini kaybetmeye başladı. Düşüncelerini dile getirmek istediğinde sözcükleri hatırlayamıyordu. Ama onu en çok sarsan duyduğu müziğe artık anlam veremiyor olmasıydı. Dinledikleri ona gürültü gibi geliyordu.
Hayli zorlu geçen iyileşme sürecinde konuşması büyük oranda düzeldi. Müzik yapmaya da başladı ama iyi mi kötü mü olduğunu anlayamıyordu. Sesleri bir araya getirme yeteneği sanki yok olup gitmişti. Çaldığının bir melodi olup olmadığından emin değildi.
ERKEK ARKADAŞI TERK ETTİ
Bu dönemde erkek arkadaşı tarafından terk edilen müzisyen, kendini zorlamak yerine rehabilitasyon sürecine odaklandı. Bir gün yeniden müzik yapmaya başlayacağına ilişkin inancını hiç kaybetmedi. I Wish I Could Be adlı şarkısını bitirdiğinde artık tam anlamıyla geri dönmüştü. Selah Sue'nun vokaliyle süslü şarkı müzisyenin son albümü Lune Rouge'da da yer alıyor.
Tokimonsta, "Benim en kişisel çalışmam" dediği son albümündeki tüm şarkıları iyileştikten sonra yapmış. Şarkı sözleri olmasa da müzik tüm hikayeyi anlatıyor. Şarkıları dinlerken o melankolik havayı hissediyorsunuz. Geçirdiği ameliyattan dört ay sonra müzik festivali Coachella'da 15 bin kişinin önünde çalan DJ-prodüktör, 23 Mart'ta Babylon'da sahneye çıkacak.
HER ŞARKI BİR HİKAYE
Cazzip Project'in adını ilk kez 21. İstanbul Caz Festivali Genç Caz yarışmasını kazandıkları zaman duymuştum. O zaman dört kişiydiler. Şimdi yola üç kişi devam ediyorlar. Bas gitarist Erhan Ertetik, davulcu Ertuğrul Biber ve piyanist Aslı Özer'den oluşuyor.
Cazzip Project'in ilk albümü Stories, grubun farklı ritmik ve melodik yapıları içeren kendi bestelerinden oluşuyor. Her bestenin de farklı bir hikayesi var.
Spring Breeze tam da son günlerde yaşadığımız inişli çıkışlı ruh halini yansıtıyor. Güneşi görüp bahar geldi diye seviniyor, sonra bastıran yağmurla tekrar hüzünlü kış mevsimine geri dönüyoruz. Keza Rainbow da yağmur sonrası çıkan gökkuşağı hissi yaşatıyor. Stories, baharı beklerken usulca yanınıza yanaşıp size eşlik ediyor.
ARABESK ROCKSTAR
Gazetede küçük bir kamuoyu yoklaması yapıyorum. Post Malone'un ünlü şarkısı Rockstar'ın orijinal halini ve İlkay Şencan imzalı remix'ini arka arkaya birkaç kişiye dinletiyorum. Herkes hemfikir, kıvrak ritimlerle süslü remix daha çok beğeniliyor.
İlkay Şencan 28 yaşındaki genç bir prodüktör. Çocukluktan beri müzikle ilgilenmesine rağmen prodüktörlük yapmaya son iki yılda ağırlık vermiş. En büyük orkestranın müzisyenin kendi hayal gücü olduğuna inanıyor.
Rockstar'a yaptığı dance remix'i çalmaya başladığında ortamdaki herkes Shazam uygulamasında şarkıyı aratmaya başlıyor. Önümüzdeki günlerde arabesk ağırlıklı, yeni versiyonu da yayınlanacak. Darbukalar, kemanlar... Duyduğunuzda kayıtsız kalamayacaksınız. Bu arada Şencan'ın Synchronized adlı parçası da en az Rockstar kadar ilgiyi hak ediyor.