Türkiye'deki annelerin sadece yüzde 10'nunun emzirdiğini biliyor muydunuz? Üstelik dünya ortalaması yüzde 38. Yani emzirme konusunda dünya ortalamasının altındayız. Bunu öğrendiğimde çok şaşırdım. Emzirmenin bu kadar önemsendiği toplumumuzda emziren anne sayımız nasıl bu kadar düşük olabilirdi?
İşte bu şaşkınlıkla Nutricia Anne Bebek Beslenmesi Genel Müdürü Dr. Yalım Üner'in kapısı çaldım ve "Durumumuz neden böyle?" diye sordum. "Maalesef, bu bilgiler doğru Pınar Hanım" dedi ve devam etti: "Üstelik 2008'de ortalamamız yüzde 24'tü ve dünya ortalamasına yetişeceğiz diye sevinmiştik. 2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verileri geldiğinde hepimiz hayal kırıklığına uğradık. Oysa bu zaman diliminde 'emzirin' diye pek çok kampanya da yapıldı. İşte asıl mesele bu bence!"
Nerede hata yaptık? diye merak ediyorum. Üner: "Biz bebeklere ek besin veriyoruz. Hem de 50. günün sonundan itibaren, evde ne varsa vermeye başlıyoruz. Oysa ek gıdaya altıncı ayın sonunda başlanmalı. Altıncı aya geldiğimizde bir bakıyoruz bebek bizden daha çok ek besin alıyor.
YOĞUN EK BESİN VERİLİYOR
Daha da enteresanı anneye 'Emziriyor musun?' diye sorduğumuzda 'Emziriyorum' diyor. İşte yanılgımız buradan başlıyor, Türk annesi emzirmiyor, emzirmeye çalışıyor. Ama bunu çok yoğun ek besin vererek yapıyor. Emzirmeyi gece uyutmak için kullanıyor. Bebeğe bakıyorsunuz kilosu normal ama bu ek besin aldığı için. Anne sütünün bir damlası bile değerli deriz ya evet değerli ama Türk annesi bunu bir damlası yeterli şeklinde anlıyor."
YOL GÖSTERİLMİYOR
Üner eğitim metodunun yanlış olduğunu söylüyor: "Sürekli emzirin emzirin demenin kimseye faydası yok. O cümlede nasıl yapacaklarına dair bilgi yok. 'İlk altı ay emzirin' cümlesini 'Sadece ilk altı ay emzirin sonra bırakın' gibi anlayanlar var.
Çocuğun kilosuna boyuna bakıyoruz, normal. Doktor anneye soruyor 'Emziriyor musun?' diye. 'Evet' diyor. 'Oo çok iyi devam et' diyor. Ama ne kadar, nasıl emzirdiğini, bu kalorinin kaynağının ne olduğunu sormuyor. Oysa ki, 'Yaz bakalım bebeğine neler veriyorsun?' deseler, görecekler ki size verseler su içecek yeriniz kalmaz."
Yalım Bey'in tespitleri oldukça yerinde. Kendi doktor kontrollerimi hatırlıyorum, "Emziriyorum" dediğimde bana nasıl emzirdiğimi, ek besin verip vermediğimi soran kimse olmadı. Tamamen kendi bilgim ve bilincimle bu günlere geldiğimi o an anlıyorum.
ANNE SÜTÜ AZALMAZ
Çoğu yeni annenin kafasını karıştıran bir konu da, altı ay sonunda bebeğimize vereceğimiz ek besin miktarının ne kadar olacağı. Yalım Bey en net şekliyle açıklıyor: "Ek gıda miktarı, Altı - dokuz aylık iki çay bardağı, Dokuz - 12 ay 3 çay bardağı olmalı. 24. ayın sonuna kadar da mide hacminin yüzde 40'ı anne sütüyle dolmalı. Zamanla bu yüzdelik dilim azalınca anne bebeğin alması gereken anne sütünün miktarının azaldığını zannediyor. Oysaki bebeğin midesi büyüyor."
Kızım 14 aylık hâlâ emziriyorum ve niyetim iki yaşına kadar emzirmek. Ancak sütümün azaldığı görüyorum. Yalım Bey şöyle açıklıyor: "İşte makineyle sağım yapıp sütünüzün azaldığı kanaatine varıyorsunuz. Oysa bebeğin emmesi ile pompayla sağmak farklı. Bebek gibi çekemediği için süt azalabilir. Annenin bulunduğu ortam, stres ve beslenme faktörleri de bunu etkiliyor" diyor.
BEĞENİLMEME ÖNEMLİ BİR STRES
Kuzey ülkelerinde Norveç, Danimarka Finlandiya gibi ülkelerde emzirme oranı yüksek. En az ise Suriye, Katar, Suudi Arabistan'daki anneler emziriyor. Bunun sebebini ise Yalım Bey şu şekilde açıklıyor:
"Emzirme dönemi aynı zamanda kadının kilo vermek istediği bir dönem. 'Ne yersen ye iki katını ye' dersen kadın kilo veremiyor ve strese giriyor. Beğenilmeme önemli bir stres. Ülkemizdeki Suriyeli kadınlara 'Ne kadar emzirdin?' diye sorduğunuzda 'Emzirmedim' diyen kadın sayısı çok fazladır. Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerde bu rakam yüksektir. Çünkü 'Kocama kendimi beğendirmek zorundayım, yoksa kocam beni boşar, boşanmak çok kolay' der."