GÜZEL ADAM SÜREYYA
Bakmayı bilince güzel insanları görmek çok da zor değil bu topraklarda. Tamam hoyratlığın, vasatlığın yaptığı şovlarla prim aldığı bir devirde yaşıyoruz ama o güzel insanların hayatını görünür kılmak da elimizde.
Yönetmen Gökçe Kaan Demirkıran, Güzel Adam Süreyya belgeselinde tam da bunu yapıyor, memleketin güzel insanlarından birinin hayatını, daha doğrusu her şeye rağmen nasıl güzel kalabildiğini anlatıyor.
Süreyya Soner'in hikayesini futbolseverler özellikle de Beşiktaşlılar iyi biliyor zaten. Beşiktaş'ın yıllardır malzemecisi o. Herkesle iletişim kurabilen, herkesin sevdiği bir güzel insan olarak efsaneleşmiş biri.
Gökçe Kaan Demirkıran, Süreyya'nın hangi koşullarda kendini var ettiğini anlatarak başlıyor belgesele. Zeytinburnu'nda geçen çocukluğu, matbaalarda işçi olarak çalışması, Yeşilçam'da set işçiliği yapması... Hem Süreyya'ya hem de onu tanıyanlara anlattırıyor.
Hayatın çilelisini de çekmiş, trajik acılar da yaşamış ama futbola, dostluklara, arkadaşlıklara ve ne olursa olsun işine dört elle sarılarak bu acıların üstesinden gelmiş biri Süreyya... Tüm bunların sonucunda hayat sınavında edindiği erdemlerden hiç vazgeçmemesi Süreyya'yı güzelleştiriyor. Hayatta her şey değişirken onun kendi özünü muhafaza ederek kalabilmesinin sırrı da burada yatıyor. Peki bu ne işe yarıyor?
Gökçe Kaan Demirkıran'ın yaptığı aslında Süreyya üzerinden Türkiye'de sosyal yaşamın, futbolun, mimari yapıların kısacası hayatın geçirdiği çok hızlı değişimi sorgulamak. Çünkü Süreyya, o değişim hengâmesine girmeden, insanın kendi kalarak gelişmesini gösteren bir örnek.
Nostaljinin tuzağına düşmeden gelenekle bir bağ kurulacaksa, değişimin olumsuz yönlerinden etkilenmeden gelişmekse eğer mesele Süreyya bunun çok iyi bir örneği. Ve belki de yaşadığımız, şikayet ettiğimiz birçok olumsuz durumun reçetesi de burada...
Belgeselin ikinci bölümünde Süreyya'nın hayatını adadığı Beşiktaş günleri işlenirken sözü Metin Tekin, Ali Gültiken, Feyyaz Uçar, Şenol Fidan, Rıza Çalımbay, Gordon Milne, Les Ferdinand, Cenk Tosun, İlhan Mansız, Quaresma, Vedat Özdemiroğlu, Halil Yazıcıoğlu ve Fikret Orman alıyor. Ve herkes Süreyya'nın güzelliklerini anlatırken onun aslında neyi temsil ettiğini anılar eşliğinde ele alıyor.
Ferdinand'a göre "O Beşiktaş'ın kalp atışı." Vedat Özdemiroğlu "Bizim Yaşar Ustamız" diyor. Halil Yazıcıoğlu'na göre heykeli dikilesi bir insan. Yani o bu toprakların güzel değerlerinin vücut bulmuş hali... Dolayısıyla, Süreyya Soner Beşiktaş camiası için özel bir kişilik olmanın ötesinde Türkiye'nin, futbolun geçirdiği değişimde kendi gibi kalarak önemli bir değer olarak öne çıkıyor.
Futbolseverlere ama özellikle hayat çok vasatlaşıyor, güzellikler kayboluyor diyenlere şiddetle tavsiye edilecek bir belgesel.
İŞTE'TE BU FİMLERE DİKKAT
17. İstanbul Bağımsız Filmler Festivali 15 Şubat'ta başlıyor. Festivalde 111 film gösterilecek. Bunca film arasından bir seçki sunmak adetendir... Buyrun !f İstanbul seçkisine...
* Phantom Thread
* Uğur Böceği / Lady Bird
* Stalin'in Ölümü / The Death of Stalin
* The Florida Project
* 78/52: Hitchcock'un Duş Perdesi 78/52: Hitchcock's Shower Scene
* Son Kahraman /Last Flag Flying
* Sevmek Zamanı
* Kahramanın Sonu
* David Bowie: Son Beş Yıl/ David Bowie: The Last Five Years
* Hayaletler Kenti /City of Ghosts
AFİŞLERDEN BAK TÜRK SİNEMASINA
Yeşilçam'ın son kalesidir Türker İnanoğlu. Yıllar önce yayımlanan 5555 Afişle Türk Sineması kitabı önemli bir kaynaktır hepimiz için. İnanoğlu şimdi bu kallavi kitabı genişletti. İki ciltlik Afişlerle Türk Sineması kitabını yayımladı. İlk cilt 1914-1979, ikinci cilt ise 1980-2018 arasındaki Türk filmlerinin afişlerinden oluşuyor. Kitapta Türkiye'de çekilen yabancı filmlere de özel bir yer ayrılmış.