Borusan Quartet, ilk uluslararası CD kaydı Company ile BBC Music dergisinin eleştirmeni Kate Wakeling'in dediği gibi 'olağanüstü bir çıkış' yaptı. Albüme hem performans hem de kayıtta beş yıldız veren BBC Music'in yanında Guardian da Company ile ilgili övgü dolu cümleler kullandı. Esen Kıvrak, Olgu Kızılay, Efdal Altun ve Çağ Erçağ'dan kurulu quartet, albümde Philip Glass, Peteris Vasks ve Arvo Part'ın yanı sıra bir Türk bestecinin, Hasan Uçarsu'nun eserini çalıyor. Borusan Quartet'le yakalanan bu başarıyı konuşmak için bir araya geldik
- Quartet ilk kurulduğunda bugünler hayal ediliyor muydu?
-Türkiye'de kurulurken nasıl bir hedefin olacağını kestiremiyorsun. Berlin'de kurulmuş bir grup olsaydık her şey çok farklı olabilirdi. Çünkü bu müzik kültürlerinin bir parçası. Oysa Türkiye'de bizden önce çok az sayıda quartet var. Bu kadar uzun soluklu olan da yok. Borusan olmasaydı bu kadar ilerlememiz mümkün olmayabilirdi. Bu yolun elbette çok büyük zorlukları var. Ama hedefiniz en iyisini yapmak olunca zorlukları görmüyorsunuz. Çalıları aça aça ilerliyoruz. Dikenler batıyor ama ilerliyoruz.
- Albümde yorumladığınız eserlerin ortaya çıkış sürecindeki hikayeleri çalışınızı etkiler mi?
- Her eser kendi hikayesini yazıyor. Çaldıkça şekilleniyor bu hikaye. Direkt bestecinin hikayesi üzerinden giderseniz kendiniz olmazsınız. Biz hep bu şekilde ilerledik. Örneğin Schubert'in Ölüm ve Genç Kız'ını çalıyoruz. Ama oradaki duygunun peşinde değiliz. Kendi ruhumuzun peşindeyiz.
- Ortak duyguda nasıl birleşiliyor?
- Zaten besteci temel isteklerini yazmıştır, duygu olarak. Bir de bizim bir ruhumuz, stilimiz var. O eserin oluşturulduğu dönemin bir stili var. Bunlarla bir karma yaparız. Grupta benim yerime başka biri olsa eser farklı tınlayacaktır.
- Albümde bir Türk bestecinin eserinin olmasını özellikle mi istediniz?
- Bir Türk quartet olarak misyonlarımızdan biri de Türk bestecilerini eserlerini çalmak. Onun dışında bu CD'nin amacı modern müzik kaydetmekti. Bu modern müziğin içinde mutlaka bir Türk besteci olmalıydı. Türklerin de bu işi gayet başarılı ve eksiksiz bir biçimde yaptığını göstermeliydik.
- Müzikte hırsa yer var mı?
- Grup içinde hırslı biri çalamaz. Ayarı bozar. Herkesin hırsı entrümanı ile kendi arasında. Bir gün bile antrenman yapmazsanız çalışınız başka yerlere gider.
- Birlikte çok vakit geçiriyor musunuz?
- Haftanın altı günü ortalama altı saat birlikteyiz. Yılda ortalama 50 konser veriyoruz.
- Grup içinde birbirinize destek olur musunuz?
- Aile gibi düşünün. Bu dört kişinin dışında eşlerimize bile her şeyi anlatmadığımız oluyor.
- Müzikteki dijitalleşme sizi için bir tehdit mi?
- Enstrümandaki gerçek sıcak tınıyı hiçbir zaman dijitalde bulamazsınız. Çalan kişinin nefes sesleri, enstrümandan çıkan tahta sesleri, yaylıdaki o esneme... Bu müziği anlayan dinliyor. Anlayan da dijitali tercih etmez.
ÖZGÜN YOLLA MÜZİK YAPMANIN TEMSİLCİSİYİZ
Borusan Quartet ve Borusan Filarmoni Orkestrası, 22 Şubat'ta İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda birlikte konser verecek. BİFO'nun sanat yönetmeni ve sürekli şefi Sascha Goetzel dinleyicileri eğlenceli bir konserin beklediğini söylüyor.
- Orkestralar bulundukları şehrin karakterini taşır mı?
- Bulunduğu şehir değil ama kültür etkili oluyor. Orkestralarda repertuvara göre 100, 120 kişi bir araya geliyor. Yüzde 98'i Türkiye'nin farklı yerlerinden geliyor. Orkestraya bir karakter getiriyorlar ve bu karakter müziğe de yansıyor. Buradaki ilk yılımın en zor kısmı ortak müzik dilini bulmaktı. Herkesin bağlanabileceği, hayal edebileceği, rahat hissedeceği karakteristik bir sound oluşturmak... Şimdi bütün bu yolculuğun sonunda insanları dinlediğimde, bana BİFO'nun özgün bir sound'u var mı diye sorulduğunda net bir şekilde "Evet" yanıtını verebiliyorum.
- Borusan Quartet ve BİFO'nun adını yurtdışında sık sık duyuyoruz. Bu başarı için nasıl bir yol izlendi?
- Uluslararası sanat dünyasının birçok odadan oluştuğunu hayal edin. Birçok kapı var içeriye açılan. Ama kapıların hepsi kapalı. Çünkü içeride sizden önce giren var. Önünüzde de iki seçenek var. Kapının açılmasını beklersiniz ve açıldığını görür görmez içeri girersiniz. Ya da kendinize yeni bir kapı oluşturursunuz. Borusan Quartet'in de yaptığı bu. "Biz Türk orkestrasıyız. Bir repertuvarımız var. Tüm uluslararası orkestralardan tamamen farklı bir repertuvar bu" dedi. Pazara bununla girdi. BİFO ve Borusan Quartet olarak birer markayız. Sadece iyi müzik yapmıyoruz. Sadece iyi performanslar sergilemiyoruz. Biz özgün bir yolla müzik yapmanın temsilcisiyiz.