Iki yıl önceki Oscar dönemini hatırlayın herkes Leonardo DiCaprio'nun heykelcigi alıp almayacagına odaklanmıstı. Ünlü oyuncu Dirilis'le Oscar'ı aldı da herkes bir oh çekti. Aslında bu Oscar'ın yarattıgı algıyla ilgili bir durum. Oscar, Hollywood'da Amerikan sinema sektörünün, kendi kendini ödüllendirdigi bir sistem. Ama yıllardan beri öyle bir strateji ile pazarlanıyor ki, en iyiler Oscar alır gibi bir algı olusuyor. (Oysa sinema tarihinde nice Oscar'sız çok iyi sinemacılar var.) Bu yıl adaylıklar açıklanınca, yıllardır Oscar'a aday olup bir türlü kazanamayan 'kaybedenler kulübü' üyelerine baktık. Kimler yok ki? Birçogu gönlümüzün Oscar'ını çoktan almıs isimler ama iste Akademi yarısından hep eli bos dönmüsler. Bir kısmı bu yıl seytanın bacagını kıracak ama bir kısmı yine Oscar'sız kalacak. Peki kimler bu isimler?
GARY OLDMAN OSCAR'A YAKIN: Sasılacak bir sey ama yılların oyuncusu Gary Oldman'ın bir Oscar'ı bile yok. Daha önce Köstebek filmi ile bir kere En Iyi Erkek Oyuncu kategorisinde Oscar yarısına girebilmisti. Ama ödüle uzanamadı. Bu yıl Churchill'i canlandırdıgı En Karanlık Saat'teki performansıyla aynı kategoride ikinci kez Oscar'a aday. Altın Küre'de rakiplerini eleyip ödüle ulastı. Bakalım usta oyuncu aynı basarıyı Oscar'da gösterebilecek mi, hep birlikte görecegiz!
DAFOE ALIŞTI ARTIK: Bir baska Oscar'sız kıdemli oyuncu da Willem Dafoe. Daha önce Müfreze ve Vampirin Gölgesi filmleriyle En Iyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday olmus ama törenden eli bos dönmüstü. Bu yıl aynı kategoride Florida Project filmiyle aday. Altın Küre'de adaylık alıp ödülü Sam Rockwell'e kaptıran Dafoe, Oscar'da ödül alırsa ilk defa törenden mutlu ayrılacak.
ÖNEMLİ OLAN ADAYLIK: Willem Dafoe ile aynı kategoride yer alan Woody Harrelson da Oscar'a da mutlu sona ulasamamıs iyi oyunculardan biri. Larry Flynt: Skandalın Ismi ve The Messenger ile En Iyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisinde iki kere Oscar adaylıgından sonra bu yıl Üç Billboard Ebbing Çıkısı Missouri ile bu dalda Oscar'a aday oldu. Iki kere Oscar'sız ödül törenini terk eden Harrelson ödüle yakın dursa da güçlü rakipleri nedeniyle yine adaylıkta da kalabilir.
RONAN'IN ŞANSI YÜKSEK: Saoirse Ronan 24 yasında ama üçüncü kez Oscar yarısına giriyor. Ronan'ın Oscar macerası Kefaret filmindeki En Iyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında adaylık almasıyla, 13 yasında basladı. 2015'te Brooklyn ile En Iyi Kadın Oyuncu dalında Oscar'a aday olmustu. Iki kere eli bos döndü. Ama bu yıl Ugur Böcegi ile ödülün favorisi...
GÖNLÜMÜZÜN OSCAR'I
SENİN: Richard Jenkins oynadıgı her filme bir seyler katar ama Akademi'den pek takdir görmdi simdiye kadar. 2007'de En Iyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisinde The Visitor'la Oscar adayı olmustu, aynı kategoride bu yıl da Suyun Sesi filmiyle ödüle aday. Alır mı bilinmez, ama 71 yasındaki oyuncu çoktan gönlümüzün Oscar'ını aldı bile.
BAŞYAPIT ÇEKTİ AMA HEP ADAY KALDI:
Paul Thomas Anderson sıkı bir yönetmen. Kan Dökülecek gibi bir basyapıtı sinemaya armagan etti. Bu filmiyle En Iyi Yönetmen Oscar'ını alamamıstı. Ayrıca senarist ve yapımcı kimligi ile bes defa Oscar'a aday oldu. Ama hiç kazanamadı. Bu yıl Phantom Thread filmiyle En Iyi Yönetmen kategorisinde Oscar'a aday. Bakalım sonuç ne olacak?
MODERN DÜNYANIN ACI RESMİ
Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev, filmiyle basladıgı sinema yolculugunda Rus toplumunun esaslı haleti ruhiyesini anlata geldi hep. Bir önceki filmi bir hikaye anlatıyordu ama bu sefer yeni dünya düzeniyle dünyada nasıl bir acımasız çarkın kuruldugunu gösteriyordu. Bu çarkın karsısında bizim gibi fanilerin pek hakkının hukukunun korunmadıgını, güçlü olanın, arkası saglam olanın nasıl her istedigini yapabildigini anlatıyordu. Son yılların en iyi filmlerinden biriydi Sevgisiz'de yönetmenin odagında bir aile var. Yine Rusya'dan bir hikaye anlatıyor ama anlattıgı, o modern insanın çürüyen yüzü... Film, bosanma arifesindeki bir çiftin tek oglu Alyosha'nın anne ve babasının birbiriyle yasadıgı siddetli tartısmalar ve kendisine kötü davranmaları karsısında evden kaçıp kaybolmasını anlatıyor.
ÇOCUKLARIN FEDA EDİLDİĞİ BİR ZAMAN
Zvyagintsev filmde aile kurumu, ebeveyn-çocuk iliskisi üzerinden, Leviathan'da tarif ettigi, yeni dünya düzeninin çarkı içinde hayata tutunmaya çalısırken, bencillesen, vicdansızlasan, insani degerlerini yitiren öyle ki, çocuklarını hiçe sayan insanların portresini sunuyor. Fakat Zvyagintsev, dünyada böyle insanlar var iste demenin ötesinde bir seyler söylüyor. Yönetmen bu insanları, günümüzdeki sistemin bu hale getirdigini anlatma gayesinde. Kısaca sert kapitalist sistemin ve ona baglı gelisen teknolojik gelismelerin, insanların sefkat ve merhamet damarlarını kuruttugundan dem vuruyor. Kendi çocuklarımızı feda ettigimiz bir dünyada yasadıgımızı hatırlayor sert bir sekilde. En Iyi Yabancı Film Oscarı'nın güçlü adayı Sevgisiz sarsıcı bir basyapıt ve yılın en iyilerinden. Kaçırmayın derim...