Orhan Kemal'in romanından Erden Kıral'ın sinemaya uyarladığı Bereketli Topraklar Üzerinde çekildikten yıllar sonra, filmin negatifi bulunup restore ettirildiğinde izlemiştik. Çukurova'daki üretim ilişkisinde dönen çarkı, işçilerin çıkışsızlığını dört dörtlük anlatıyor, 70'ler Türkiyesi'nden bir kesit gösteriyordu bize...
Fikret Reyhan'ın bu yıl film festivallerinin gözdesi olan Sarı Sıcak da Bereketli Topraklar Üzerinde'nin akrabası. Sacı Sıcak da bize 2017'den bir Türkiye kesiti sunuyor aslında.
Aynı coğrafyada evin küçük oğlu İbrahim (Aytaç Uşun) ve babası Necip'in (Mehmet Özgür) gergin ilişkileri üzerinden bir çiftçi ailesinin hikayesini anlatıyor film. Büyük fabrikaların arasında kalmış 10 dönümlük bir arazide işçi çalıştırarak geleneksel yöntemlerle tarım yapmaya çalışan ailenin durumu maddi olarak hiç de iyi değil.
İbrahim TIR şoförü olup kendine bir yol çizmek istese de evin otoritesine, babasına açıktan karşı gelmemek için her şeyi gizli yapıyor. Ve bir noktada ailenin çıkışsızlığı karşısında da inisiyatifi ele alıyor ve babasının yöntemlerini hiçe sayarak aile için de kendince kurtuluş reçetesi yazmaya çalışıyor.
YAŞAR KEMAL'E SELAM
Reyhan senaryosunu da yazdığı ilk filminde olgun bir yapım ortaya koyuyor. Genelde Türk sinemasında kadrajın dışında kalan çiftçileri-tarım işçilerini kadraja sokarak bile önemli bir iş yapıyor. Ailenin ve İbrahim'in çıkışsızlığını yakıcı bir şekilde hissettiren Reyhan, aile içindeki feodalitenin biçimlendirdiği ataerkil yapının çöküşünü de baba-oğul ilişkisi üzerinden gösteriyor.
Görüntü yönetmeni Marton Miklauzic'in ve oyuncuların performansıyla şekillenen filmde Reyhan'ın yönetmenliği takdire şayan. Çünkü senaryo kaynaklı kimi odaklanma sorunlarının üstesinden Rehyan'ın yönetmenlik tercihleri geliyor.
Yaşar Kemal'in Sarı Sıcak kitabına ismi gibi ruhuyla da saygı sunan, Alin Taşcıyan'ın tespitiyle, hayatta kalmaya çalışan sıradan insanın dramını, çıkışsızlığını ve öfkesini Orhan Kemalvari bir şekilde önümüze koyan film yılın öne çıkan yapımlarından.
***
Keşke aile arasında kalsaydı!
İşleri kötü gittiği için karısının evden kovduğu avizeci Fikret ile 21 yıllık ayyaş sevgilisi tarafından terk edilen ve kızıyla baş başa kalan şarkıcı Solmaz, biraz kader biraz da arkadaşlarının gazıyla bir araya gelir, birbirlerine sığınırlar. Ama tam da bu noktada Solmaz'ın kızı, erkek arkadaşıyla evlenmeye karar verir ve isteme töreninde bir babaya ihtiyaç duyulur. Fikret'ten ailenin geçici olarak babası olması istenir. Sonrası ise bir yanlışlıklar komedisi...
Aile Arasında, konusu itibarıyla ilk elden Orhan Aksoy'un Neşeli Günler'i ve Mike Nichols'ın Kuş Kafesi'ni hatırlatan bir yapım. Ama maalesef onlar kadar etkileyici değil. Gülse Birsel'in sit-com yapaylığı içerisinde hedefi vuran mizah anlayışı, akıcı bir öykü içinde kendini çok da varedemiyor. Yani bir kan uyuşmazlığı var ortada. Bu durum yer yer oyuncu performansları ile tolore edilse de filmin elini zayıflatıyor. Ayrıca bu duruma bir de Silsile, Annemin Yarası gibi filmlerde belli bir dil ve atmosfer yarattığını gördüğümüz yönetmen Ozan Açıktan'ın vasat yönetimi eklenince Aile Arasında bekleneni veremeyen bir film olarak kalıyor elimizde.
Engin Günaydın'ın Demet Evgar'ın oyunculuğu ile şekillenen ve Erdal Özyağcılar, Devrim Yakut, Fatih Artman ve Ayta Sözeri'nin performanslarıyla yer yer lezzetli hale gelen film, kimi zaman güldürse bile bu kadar yetenekli bir kadronun potansiyelinin epey altında bir yapım.