Iron Maiden'ın solisti Bruce Dickinson'a 2014'ün aralık ayında dil kanseri teşhisi kondu. Hasta olduğunu öğrendiğinde doktoruna sordu: "Ne kadar zamanda iyileşirim?" Doktoru Dickinson'ın pilotluğa olan tutkusunu bildiği için bu soruya akıllıca bir yanıt verdi: "Senden önce karşımda Kraliyet Hava Kuvvetleri'nde görevli bir savaş pilotu oturuyordu. Onda da aynı tümörden vardı. 12 ayda sağlığına kavuştu." 12 ay!?
Bu Dickinson için çok uzun bir zamandı. Kesin sıkılırdı. Ağzından çıkan bir sonraki cümle tam bir meydan okumaydı: "Ben daha kısa sürede yeneceğim!" Dediğini de yaptı, yedi ay sonra tümör tamamen yok olmuştu...
Bruce Dickinson'ın doktoruyla arasında geçen konuşma, What Does This Button Do? (Bu Düğme Ne İşe Yarıyor?) adlı son kitabında yer alıyor. Geçen ay yayımlanan kitapta Dickinson, Iron Maiden'ın nasıl efsane bir grup haline geldiğini, eskrim merakını, gençlik döneminde yaşadığı zorlukları ve lisanslı bir pilot olarak atıldığı maceraları anlatırken kanseri nasıl yendiğinden de ayrıntılı bir şekilde bahsediyor.
KONFORLU ALAN
Şu sıralar kitabının tanıtım turnesine devam eden 59 yaşındaki efsanevi solist, geçen hafta iletişim ve pazarlama konusunda lider isimleri bir araya getiren Brand Week'te konuşma yapmak için İstanbul'a geldi. Konuşmasından bir saat önce bir grup hayranıyla bir araya geldi, kitabını imzaladı. Rengarenk, desenli ceketiyle bir heavy metal grubu üyesi görüntüsünden hayli uzaktı. Biraz yorgun olduğu da dikkatimizden kaçmadı.
Dickinson, konuşmasını yapmak için sahneye çıktığında ise tüm enerjisini yeniden toplamış gibiydi. 55 dakika boyunca, merak duygusunun yönlendirdiği bir hayatın nasıl heyecan verici olabileceğine tanıklık etmemizi sağladı.
Dünya çapında yaklaşık 100 milyon albüm satan bir grubun solisti olarak hayatının sonuna kadar rahat bir şekilde yaşama seçeneği varken o konforlu bölgeyi neden terk ettiğini "İçinde yaşadığım Iron Maiden balonunun dışına çıktığımda 'Ne yapabilirim?'i görmem gerekiyordu" diyerek açıkladı.
Dickinson'ın konuşması Müşteriden Hayran Yaratmak başlığını taşıyordu. Bir markanın efsane olabilmesi için müşteriye değil, hayran kitlesine sahip olması gerektiğini söyledi. Müşterilerin her an çekip gidebileceğine ancak hayranların kalıcı olduğuna dikkat çekti.
Para kazanmanın tek amaç haline gelmemesi gerektiğine de değinen Dickinson, Iron Maiden olarak risk alıp üretmeye devam ettiklerini anlatıp "Aksi takdirde sadece konserlerde hit parçalarını çalan bir karaoke grubundan farkımız kalmazdı" dedi.
Konuşmanın ortasında cebinden 20 yıldır değiştirmeden kullandığı cep telefonunu çıkarması ise salondaki herkesi şaşırttı. Oysa o teknoloji ile ilişkisini sınırlı tutmaktan dolayı mutluydu. Sadece konuşabildiği, mesaj bile atmadığı bir telefonla yine hayata meydan okuduğunu gösteriyordu. Günümüzün en büyük sorunlarından birinin iletişim kuramamak olduğuna değinen Dickinson, ofiste insanların yan odadaki arkadaşıyla bile email üzerinden haberleşiyor olmasının kendisini çileden çıkardığını anlattı.
Tıpkı kitabının adı gibi hayatı boyunca karşısına çıkan düğmelerin ne işe yaradığını merak ederek yaşadı Bruce Dickinson. Yaratıcılığını kullandı, elini attığı her işe kendini adadı. İşte belki de sırf bu yüzden o bir heavy metal efsanesi. O bir kaptan pilot. O bir havayolu şirketi sahibi. O bir madalyalı eskrimci...
BİRAZ DA DANS EDELİM
Son yıllarda müzik festivalleri yan etkinlikleri ile de öne çıkıyor. Konserler ve performanslar kadar söyleşi, panel ve atölye çalışmaları da büyük ilgi görüyor. 27. Akbank Caz Festivali'nin programını incelerken üç güzel atölye çalışması dikkatimi çekti. İlki bugün 15.00'te Kadıköy'deki Stüdyo Savoy'da gerçekleşecek. 50 TL ücret ödeyerek solo caz dans atölyesine katılabilir, adımlarınızı caz ritmi eşliğinde atabilirsiniz. Bir hafta sonra yine aynı yerde, aynı saatte bu kez caz tap dans atölyesi var.
Bir Varmış Bir Cazmış adlı atölye çalışması ise çocuklara yönelik. Bugün 15.00'te Akbank Sanat'taki atölyede çocuklar dinledikleri caz parçalarını resme, kil ve oyun hamurundan heykellere dönüştürecek. Ücreti 25 TL olan atölye 18 Kasım'da tekrarlanacak.