İstediğiniz meslek dallarını okumamış olabilirsiniz. Belki siz ressam olmak istiyordunuz... Ya da tasarımcı... Belki cam sanatında kendinize güveniyordunuz. Belki de çok daha farklı bir alanda... Geç kalmış değilsiniz. En azından farklı ilgi alanlarına yönelik atölyelere dahil olup, yeteneğinizi sınayabilirsiniz. Belki de yeni bir kariyer yolu yaparsınız, kim bilir...
Elbette her dalda ve alanda çok fazla atölye var. Ama ben radarıma takılanları yazdım. En eğlenceli, biraz da farklı olanları... Ben hepsini deneyeceğim. O halde size de kolay gelsin diyorum.
EN ÇOK ÇAYI BİZ İÇİYORUZ
Dünyada en çok çay tüketen ülkenin biz olduğumuzu biliyor musunuz? Üstelik en çok üreten olmamamıza rağmen. Çin en çok çay üreten ülkeler listesinde bir numara, ikinci ise Hindistan... Kahvaltıda, yemeklerden sonra ne kadar da çok içiyoruz çayı. Bir de 'ara' çayı var. Peki içiyoruz da çay çeşitlerini ve demlemeyi biliyor muyuz?
Aslında çok da bilmiyoruz. Tavşan kan çayı elbette biliyoruz ama peki ya diğer çaylar! Bunların da uzmanı olmak ister misiniz? O halde tam da damak tadımıza göre bir atölye var.
Ronnefeldt Tea Master'ları ile Şişli, River Plaza'daki IWSA'da düzenlenecek genel çay kültürü atölyesinde, çayın farklı kültürlerdeki dengelerini, geleneklerini ve demlenme yöntemlerini öğrenebilirsiniz. Kurs 26 Ekim Perşembe saat 16.00-18.20 arasında. Kişi başı katılım ücreti 150 TL.
KAPINIZA SÜS YAPMAYA NE DERSİNİZ?
Hem konu komşuya hava atarsınız hem de el marifetinizi gösterirsiniz... Satın alması elbette çok kolay... Ama işin bir de marifet tarafı var. O halde gelin kapı süsünüzü kendi ellerinizle yapın. Üstelik doğadan ilham alıyor, sonbaharın tüm kahverengi tonlarını kullanıyoruz. İtalyanca 'Benim Çiçekçim' anlamına gelen Mia Fiorista'da kapı süsü atölyesi 25 Kasım tarihine kadar devam ediyor. Ayrıca buket tasarım atölyesi, floral aksesuvar atölyesi gibi seçenekler de var. Fiyatlar, katılım şartları ve koşullar için miaforista.com adresinden gerekli bilgileri edinebilirsiniz.
KUMAŞINIZI TASARLAYIN
Haydi bakalım desen ve kumaş tasarlıyoruz. Kulağa zor gelebilir ama aslında düşündüğünüzden daha kolay. Kolay kolay renkleri, desenleri beğenmeyen, "Ben daha iyisini yaparım" diyenlerdenseniz o zaman hodri meydan... Buyurun Vakko Esmod atölyelerine. Kendi evinize, kıyafetlerinize kumaş tasarlarken bir bakmışsınız ünlü bir tasarımcı olmuşsunuz. Neden olmasın?..
KRUVASAN HAMURU AÇMAYA NE DERSİNİZ?
Fransızlara ne kadar da 'gıcık' oluyoruz değil mi? Bazen çikolata dolgulu, kimi zaman reçelli, çoğu zaman da tereyağlı kruvasanları yiyip yiyip nasıl da ince kalıyorlar. Bir de brioche'lar var... Fransız ekmeği olarak geçse de bol yumurta ve tereyağı içeren şu leziz ekmekler... Şahsen ben bir restoranda servis edildiğinde bir dilimle yetinemiyorum. Peki hem kruvasan hem de brioche'u evde yapma fikri kulağa nasıl geliyor? Bana biraz tehlikeli ama leziz geliyor. Hem ne demişler: "Yemek pişirirken zaten doyuyorsunuz." En azından misafirlerinizi bu bol kalorili Fransız hamurlarından mahrum etmek istemiyorsunuz bugün Le Cordon Bleu'daki kruvasan ve brioche atölyesine dahil olabilirsiniz. Kişi başı fiyatı 350 TL. Bugün kaçırırsanız, yıl içerisinde aynı atölye tekrarlanıyor, mutlaka yakalarsınız.
FIRÇA SENDE FRİDA
sıra sağım, solum, önüm, arkamda kim varsa resim atölyesinde. Bizim moda editörü İdil Demirel'den tutun da en yakın arkadaşlarıma, cemiyet hayatından tanıdıklara, herkes resim kurslarında... Neden mi? Farklı resim dersleri almış bir sanat tarihi mezunu olarak bunun çok rahatlattığını söyleyebilirim. Birkaç saat de olsa dünyadan kopuyor ve sanatın büyülü atmosferinde kayboluyorsunuz.
Aylık, sezonluk kurslara yazılmak istemiyorsanız bir atölye çalışmasıyla işe başlayabilirsiniz. 'Fırça Sende' atölyesi eline hiç fırça almamış amatörlerin rahatlıkla katılabilecekleri bir resim atölyesi. Üç saatlik kursta tüm malzemeler veriliyor, size sadece resim yapmak kalıyor. Bu atölye İzmir'de Atölye Lobi MB City Hotel'de. Kişi başı katılım ücreti ise 62 TL.
CAMA ŞEKİL VERME ZAMANI
İzlerken ne denli hayran kalıyoruz... Peki ama cam tasarımı yapmaya yeltenebiliyor muyuz? Hem çok zor hem de eğlenceli. Bizzat denemiş biri olan beni dinlemeli... Kathre Cam Atölyesi üç aşamalı sertifika programı yapıyor. İlk aşamada camın kimyasalı, atölyede kullanılan alet ve cihazların tanıtımı gibi konuları anlatıyor. Ardından gaz ve oksijen kullanımı gibi konulara giriyor. Son olarak da altın, gümüş kullanımı ve tasarım kısmıyla kursu tamamlıyor.
MAKYAJ YAPMAYI ÖĞRENİN
Makyaj yapamayanlar el kaldırsın? Şahsen ben kaldırırım... Her makyaj yaptığımda bir arkadaşımdan "Eyeliner'ın yamuk olmuş, rujun taşmış" eleştirileri alırım. İtiraf ediyorum: Makyaj yapmayı bilmiyorum. Bu yüzden en kısa zamanda bir makyaj eğitimine gitmeyi kendime hedef koydum. Önceliğim MAC gibi bir makyaj markasının verdiği kurslar. Ama Maya Akademi'nin bir haftalık kursu da fena görünmüyor. Bu kurs daha çok profesyonel yolda ilerlemek isteyenleri ilgilendiriyor elbette. Bir haftalık makyaj eğitiminin bedeli ise bin 180 TL.
ŞURADAN BURADAN
TADIN
Son dönemin en eğlenceli mekanı Nişantaşı Mim Kemal Öke'deki Must... DJ partileri, yemekleri ve gece ilerleyen saatte bara dönüşmesiyle İstanbul'un en popüler mekanlarından biri oldu. Şimdi menüsünü de yeniledi üstelik. Atmosferi, barı kadar yemekleriyle de iddialı. Ben ciğer salatasına bayıldım. Ana yemekler de ise kuzu kol konfit enfes. Üzerinde deniz tarağı ile servis edilen dana ilik ise en iddialı yemeği. "Amma çok yiyorsun" demeyin. Yakında detoks yemekleri paylaşmaya başlayacağım.
EĞLENİN
Klein, Harbiye'de eski yerine taşındı. İyi müzik, eğlence isteyenlerdenseniz Klein tam da size göre. Öyle Türkçe müzikler yok tabii ki. DJ line-up'ı o kadar başarılı ki eğlenmek için bu kış da mutlaka Klein'a gitmeli.
FİT KALIN
Lise dönemim boyunca rollerblade yaptım. Caddede kayarken arabalardan birilerinin beni durdurup "Ailen nasıl buna izin veriyor?" demesinden de çok sıkıldım. Bu ara rollerblade, yani dört tekerin arka arkaya dizili olduğu patenler yeniden trend olmuş. Yaşı da yok üstelik. Çok eğlenceli... Vücut da iyi çalışıyor. Buradan bütün fit kalmak isteyenlere öneriyorum.
ŞİKAYETİM VAR
Defalarca yazdım ama restoranlardaki su sorunu çözümlenecek gibi görünmüyor. Bir kafeye oturduğunuz an garson suyu açıp bardağınıza dolduruyor. Elbette suyun fiyatı adisyona yansıyor. Madem ücretli, neden sipariş vermeden su servisi yapılıyor? Hesabın üçte biri kadarını suya ödüyoruz.
Yurtdışında kola sipariş ettiğimizde buz ve limon isteyip istemediğimiz soruluyor. Neden bizde illa buz ve limonla geliyor. Kolayı böyle tüketme zorunluluğu mu var bu ülkede!
Mayonez alerjisi olan biri olarak çoğu kez restoranda ısmarladığım şeyleri geri göndermek zorunda kalıyorum. Menüyü okuyorum 'mayonez' yazmıyor. Menü içerikleri daha detaylı yazılmalı.
IN/OUT
Steak house'larda gezmek, yüzlerce lira hesap ödemek out. Kebap yemek, lahmacuna dadanmak, Adana, küşneme, künefe gömmek In.
Pilates yapmak out. Fitness, kickbox gibi daha çok atraksiyon gerektiren sporları yapmak In. Instagram'da daha 'cool' görünüyorlar.
Koyu renk göz makyajı yapmak, uzun uzun eye liner'lar çekmek out. Doğal ve yokmuş gibi göz makyajı yapmak In.
Bilgisayara not almak out. Ajanda, kurşun kalem kullanmak, toplantılarda iPad ya da bilgisayar yerine eski usul defter açmak In.
Kulüp açılışlarına gitmek out. Sergi açılışlarına gitmek hala In.