Bayram tatilinin herkes için anlamı farklı. Birçok kişi dünden düştü yollara. Ver elini Çeşme, Bodrum, Antalya... Yurtdışına gidenlerin sayısı da çok fazla. Özellikle Yunanistan. Sadece Mykonos, Symi, Kos da değil üstelik. Paros da bu bayram Türk kaynayacak gibi görünüyor. Aman diyorum konuşurken sağınıza, solunuza dikkat edin. Gıybetin dibine vurmadan önce etrafa göz gezdirin. Havalimanları, yollar epey zahmetli olacak gibi görünüyor. Uzun uzun kuyruklar, bekleme süreleri, rötarlar... Bir de şehirde kalanlar var. Örneğin ben... Uzun bayramlarda boş şehrin keyfini doyasıya yaşıyorum. Sergi, müze geziyorum. Kalabalıktan dolayı gitmediğim semtleri talan ediyorum. Sultanahmet, Eminönü'nü geziyor, vapura atlayıp Prens Adaları'na geçiyorum. İstanbul'un plajlarını yokluyorum, 'kendin pişir kendin ye'cilerde mangala dadanıyorum. Siz de bu bayram benim gibi evde kaldıysanız üzülmeyin. Hem İstanbul'u başka ne zaman bu kadar boş bulabilirsiniz ki...
DENİZ BİZİM DE HAKKIMIZ
Tatile çıkmadık diye deniz sefasından mahrum kalacak değiliz elbette. Şile, Adalar, Kilyos sahilleri. Eğlence ve beach parti arayanlar doğru Kilyos'a. 23 bin metrekarelik Suma Beach'in eğlencesi Bodrum ve Çeşme ile aşık atar nitelikte. Beach partiler, lezzetli yemekler kadar sanatsal aktiviteler de mevcut. İsteyen müzikle dans edip coşuyor, isteyen hamak ve salıncaklarda denizin, yeşilliğin keyfini çıkarıyor. Müzik, dans beni bozar, ben spor insanıyım diyorsanız da buyurun Burç Beach'e. Spor meraklılarının favori adresi. Spor var diye eğlenceden de geri kalmıyorlar elbette. Şile'deki Aqua Beach ise benim favorim. Bana sorarsanız şehirdeki en temiz su. Hem yemekleri de lezzetli. Gece, kulübe dönüyor, eğlence uzadıkça uzuyor.
SANATSIZ OLMAZ
En son ne zaman müze gezdiniz? Elbette sanat meraklıları sık sık geziyor, sergi, bienal, fuar talan ediyordur. Ama gezmeyen birçok kişi de vardır tabii. Haydi bu bayram biraz kültür sanat aktivitelerine zaman ayıralım. Topkapı Müzesi ve Arkeoloji Müzesi'ni gezelim. Ayasofya'yı da ihmal etmeyelim. Sultanahmet'e kadar gitmişken şehirde turist kafasına da bürünelim. Köfte ekmek yiyelim, nohutlu pilavı deneyimleyelim. Sultanahmet tarafına gidecek olanlar İran restoranı Khorasani'de mutlaka kebapların tadına baksın derim. Mantı sevenler ise buyursunlar Türkistan Aşevi'ne...
AÇIKHAVA SİNEMASI
Sinemaya gitmeye ne dersiniz? Kapalı alanlara da tıkılmıyoruz. Açıkhava sinemasında biraz nostalji yapıyoruz. Hem yıldızların altında film izleme fikri oldukça romantik. Maslak'taki Unique'te, Akmerkez'de, Zorlu'da, Four Seasons Oteli'nde açıkhava sinema akşamları düzenleniyor.
ADA VAPURU YANDAN ÇARKLI
Prens Adaları turu da fena değil gibi. Sadece fayton terörüne dahil olmayın, faytona binmek yerine bir zahmet pedalları çalıştırın. Bisikletle ada turu yapmak hem çok keyifli. Büyükada yaz aylarında özellikle hafta sonları çok dolu oluyor. Bayramda atlayın bir vapura ya da deniz otobüsüne doğru adalara... Büyükada ise seçiminiz Milto'da ya da Fıstık Ahmet'in yerinde balık keyfi yapmayı ihmal etmeyin. Adaya kadar gelmişken Aya Yorgi Kilisesi'ni, Reşat Nuri Güntekin'in evini de görün mutlaka. Bir de Adalar Müzesi'ni gezin. Aya Yorgi Kilisesi'nin hemen yanındaki kır gazinosunda manzaraya karşı keyif yapmayı da ihmal etmeyin.
TELEFERİK DENEYİMİ
Hiç teleferiğe bindiniz mi? Kayak tutkunları yüzlerce kez binmiştir. Haydi gelin bir kez de şehrin göbeğinde binelim. Maçka Parkı'nda teleferiğe binip kendimizi dağlarda hayal edelim. Çıkışta İstanbul'un gözde mekanı Must'ta yemek yiyip DJ performansları eşliğinde eğlenebiliriz. Ya da Topağacı'ndaki Son Cafe'de sandviç-kahve keyfi yaparız. Popüler adreslerden Grey'e uğrayıp lezzetli yemekler yemek de mümkün.
HAVUZ SEFAMIZ OLMASIN MI?
10 güne bir de havuz sefası mutlaka sıkıştırmalı. Çırağan Palace Kempinski'nin sonsuzluk havuzu muhteşem. Yeşilköy taraflarındaysanız mutlaka Polat Renaissance'ın havuzuna uğrayın. Four Seasons Bosphorus, Ritz Carlton, Hyatt Otel ve Conrad da havuzlarıyla öne çıkan diğer oteller.
BALIK TUTUN YA DA KOŞUN
Galata'da ya da sahilde balık tutanlara özenip hiç oltayı elinize almadınız mı? O halde bu bayramda deneyebilirsiniz. Hem etrafta tecrübeli balıkçılar da olmayacağı için rezil olma ihtimaliniz daha az. Sporsuz olmaz... Ormanda koşuya ne dersiniz?.. O halde doğru Belgrad Ormanı'na... Gerçi ben yürüyüş ya da koşu için Sarıyer'deki Atatürk Arboretumu'nu tercih ediyorum. Hem spor sonrası Sarıyer'e gidip su muhallebisi ya da su böreği yiyebilirsiniz. Daha da iyisi Fener'e gidip balık sofrası donatabilirsiniz. Hem İstanbul'da deniz kenarında en uygun fiyatlı balığı burada bulursunuz.
GÖRMEK VE GÖRÜLMEK İSTEYENLER
Şimdi bir de eğlenmek, piyasa yapmak isteyenler olacak. Kalabalık nerededir diye merak edenler. Hemen onlar için de mini bir liste sıralayayım. Kuruçeşme Les Ottomans Oteli'nin içinde bu yaz açılan L'assiette hem konumu hem şık tabak sunumlarıyla gözde olur. Onun hemen yan komşusu The Bar ise muhtemelen bayramın en popüler mekanı olur. Lucca, Sunset her daim iyi olur. Dans etmek isteyenler soluğu yine Taksim Klein Garten'da alır. Arnavutköy'ün en dolusu açık ara Hudson olur. Nişantaşı St. Regis Oteli'nin terasındaki Spago'nun yemekleri kadar sonrasında barı da popüler olur. Ortaköy'un yeni mekanı Ruby hem yemek vakti hem de eğlencesiyle her akşam dolu olur. Karaköy tarafları çok dolu olmasa da Mehmet Gürs'ün danışmanlığında açılan Mürver Restaurant iyi yemekten anlayanların buluşma adresi olur. İstinye Park'ta Masa, La Petite Maison ve Zuma öğlen vakti de akşam vakti de keyifli olur. Anadolu yakasında oturanlar için Lacivert muhteşem bir alternatif olur. Avrupa Yakası'nda oturuyorsanız Rumelihisarı'ndan kalkan tekneyle de ulaşabilirsiniz. Suadiye Oteli'nin terasında açılan Rona Concept Asia, Cadde gençliğinin buluşma noktası olur.