Seda Türkmen neşeli, hayat dolu bir genç kadın. Yüzünden gülümseme eksik olmuyor. İzmirli Türkmen İstanbul'a yedi sene önce taşınmış. On parmağında on marifet: Dizilerde oynuyor, tiyatro yapıyor, arkadaşlarıyla müzik çalışmaları içinde...
30 yaşındaki oyuncu ağustos ayının sonunda kendisi gibi oyuncu sevgilisi Bora Akkaş'la evlenecek. "Oyunculuk için süründüm, gerekirse yine sürünürüm" diyen Türkmen'le sıcak bir günde Moda'da buluşup kahkaha dolu bir sohbet gerçekleştirdik.
- Kanatsız Kuşlar'daki karakteriniz sebebiyle kimi zaman can sıkıcı yorumlar aldığınızı biliyorum. Ne hissediyorsunuz?
- Kimi zaman hakarete varacak yorumlar geliyor. Benim de görevim bu durumda Seda olarak Tuba'yı savunmak. Hepimizin içinde iyilik ve kötülük var. Tuba'nın yaptıkları benim ahlaki yapıma uygun değil. Oyuncu olarak karakterimi anlamak zorundayım. Gözümü kapıyorum, kulağımı tıkıyorum. Bu bir oyuncu için iltifat bile sayılır aslında. Demek ki rolümün hakkını veriyorum. Normalde hep evin cici kızı, ailenin tatlı meleğini oynadım. Hep yanaklarımı sıkıştırırlardı. İlk defa kötü biriyim.
BENİ ABLAM YETİŞTİRDİ
- Oyunculuk nasıl başladı?
- Ablam Selin Türkmen'in izinden gittim. Onu sahnede görüp özendim. Beni o yetiştirdi. Bir yandan da okula gittim. Beş sene boyunca hem eğitim aldım hem de sadece tiyatroyla ilgilendim. Asistanlık yaptım, bilet sattım, yer gösterdim, tuvalet temizledim. Bu aşamalardan geçilmesi gerekiyor. Oyuncular bu sistemin sadece bir parçasını oluşturduklarını anlamalı. Dışardan bakınca oyunculuk havalı bir iş. Oysa büyük bir emek var ortada. Oyuncular bunu görmeli.
- Oyuncu tuvalet mi temizlemeli yani?
- Biraz sürünmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak o zaman ahlaki olanı yerine getirebilir. Tiyatro ahlakı bu bahsettiğim.
- Siz süründünüz mü?
- Tabii ki süründüm. Çok da gurur duyuyorum. Daha yaşım genç, gerekirse yine sürünürüm. Daha sokakta yatacak gücüm var.
- Gönlünüz tiyatroda mı?
- Beslendiğim yer tiyatro. Şu anda da B Planı Tiyatro'da İstila adlı bir oyun oynuyoruz. Tiyatro yapıyorum ama henüz para kazanamıyorum.
- Nasıl hayalleriniz var?
- En büyük hayalim ailem ve dostlarımla birlikte kendi tiyatromu kurmak. Provada oyunculara İstanbulkart, öğle yemeği ve bir defterle kalem verebileceğim bir oyun sahnelemek istiyorum.
SANATÇI CİNSİYETSİZ OLMALI
- Bu sektörde kadın olmanın zorlukları neler?
- İşin bu tarafını düşünmüyorum. "Kadın olarak çok zorluk çektim" dediğimde önce ben kendimi ötekileştirmiş olurum. Kadın olmanın zorluk ve kolaylıkları var. Bu sadece oyunculuk için geçerli değil. Özellikle tiyatroda sanatçı cinsiyetsiz olmalı.
- Çalışmadığınız zaman neler yaparsınız?
- Moda'da takılırım. Bu semti memleketim İzmir'e benzettiğim için seviyorum. Yıllarca Karşıyaka çocuğuydum, şimdi Kadıköy çocuğuyum. Mahalle dostluklarımız var. Elimde bir kitapla bir kafede ya da arkadaşlarımla sahilde görebilirsiniz beni. Bir şeyler tıngırdatırız.
- Konservatuvar mezunusunuz sonuçta...
- Daha önce kemancıydım. Ama müzikte iddialı değilim. Amatör olarak uğraşıyorum. Tiyatrodan arkadaşlarla kayıtlar yapıyoruz.
ÇOCUK İSTİYORUM ÇÜNKÜ UMUTLUYUM
- Geçen sene Bora Akkaş'la nişanlandınız. Ufukta evlilik var mı?
- Ağustos sonunda evleniyoruz. Bazıları çok gençsin, neden evleniyorsun diyor ama evliliğe nasıl baktığınız önemli. Neden evlenmeyeyim ki? Hayat zor, şartlar zor. İki insanın birbirine destek vermesi kadar güven verici, güzel bir şey yok hayatta. İki elin birleşmesi kadar huzur verici ne var ki? Evliliğe hiç karşı değilim. Evlenebilir herkes.
- Çocuk istiyor musunuz?
- İstiyorum çünkü umutluyum. İnsan hayata umutla bakınca ister çocuk. Benim hayatta yakıtım umut.
- Aynı meslekten olmak avantaj mı?
- Beş senedir birlikteyiz. Hep destek olduk birbirimize.
- Nasıl tanıştınız?
- Bir dizide benim kardeşimi oynuyordu. Zaten aramızda dört yaş var. Ben büyüğüm. Bu yaş farkı aramızda en ufak sorun yaratmadı bugüne kadar. Çok mutluyuz, şükür.