Geçen yıl, ülkeyi birkaç saatliğine karanlıkta bırakan bir elektrik kesintisi yaşanmıştı, hatırlarsınız. Bir siber saldırıydı muhtemelen. Elektrik, dolayısıyla da su ve doğalgaz yoktu, hiçbir şey çalışmıyordu. Babamın telefonu, pilli radyosu ve dinamolu feneri dışında... Herkesin telefonunun önce şarjı bitti, sonra güç kaynakları tükendi. Telsiz telefonlar bile çalışmıyordu. Birini eski tip telsiz olmayan telefonla aramak isteseniz numarasını bilmiyorsunuz. Öyle ya artık telefon defterleri de yok. İşte o anda aslında teknolojinin ne kadar boş olduğunu anladık hepimiz. Anladık anlamasına ama kendimizi de kurtaramıyoruz da. Hayatı kolaylaştıran yanlarının yanı sıra bizi kendine esir eden teknolojiden yakamızı nasıl kurtaracağız?
Yani iş yerinde mecburuz ama eve geldiğimizde de hep online olmak zorunda mıyız? Teknolojinin nimetlerini bir kenara bırakıp biraz da basit ve sade bir hayat yaşayamaz mıyız? Ya da daha da basiti her gelişmeye ayak uydurmak zorunda mıyız? Geçen hafta Nokia'nın meşhur 3310 cep telefonunu yeniden üretmeye başladığını duydum ve çok mutlu oldum. 22 saatlik pil ömrü sebebiyle alıcısı da hazır belli ki. Zaten herkes ne yapsın ki akıllı telefonu! Hemen gidip bir tane almayı düşünüyorum. Akıllı telefonlar bozulunca mecburen eski telefonlar imdadımıza koşuyor sonuçta, herkese lazım.
Evi teknolojiden yalıtmak mümkün. Telefonu yatak odasına sokmamak, yatağın karşısına yerleştirilen dev televizyonlardan kurtulmak ve biraz teknolojisiz bir yaşam kurgulamak gerekiyor aslında. Hepsi bu. Yemek siparişi verirken telefondan yararlanmak diye bir seçenek de var, üstelik bazı taleplerinizi çok daha rahat ifade ediyor ve sonunda gelen yemekten daha memnun kalıyorsunuz.
EV TELEFONU ÇOKTAN TARİH OLDU
İnsanların ev telefonu yok! Paket servis için gönderilen broşürleri biriktirme alışkanlığımız da bitti. Geçen gün bir müzik grubundan bahsederken bende CD'si olduğunu ve isterse kendisine verebileceğimi söyledim bir arkadaşıma. Hâlâ CD'den müzik dinliyor olmam büyük bir şaşkınlık yarattı. Kaset demiyorum bu arada CD. Ne çabuk demode oldu! Nasıl adapte oldunuz CD'den sonrasına? Onca CD'yi ne yaptınız? Benim babam hâlâ çok sevdiği kayıtları dinleyebilmek için kasetlerini özenle saklıyor. Kaset çaları da var, hem de kaç tane!
Ben biraz analog bir aileden geldiğim için mi böyleyim bilmiyorum ama teknolojiden yoruldum. Her an online olmaktan, herkese laf yetiştirmekten, gelişmeleri takip etmekten, bir şeyler paylaşmaktan... İnsanlık yavaş yavaş bu teknoloji yorgunluğunu evine de yansıtmaya başladı. Evlerde teknolojinin girmediği, sakin, huzurlu ortamlar yaratma trendi hakim. Olabildiğince rahat koltuklarda aile ve dostlarla, teknolojiden uzak zaman geçirmeyi, yemek masası etrafında toplanmayı, telefonların eve girişte toplandığı, sohbetin, birlikte oynanan oyunların hakim olduğu bir ev hayatını hepimiz desteklemeliyiz. Bunu özellikle teknolojinin esiri olup sanal bir hayat yaşamaya başlayan çocuklar için yapmalıyız. Sayfalarını çevirerek dergi, kollarımı aça aça gazete okumak, o matbaa kokusunu teneffüs etmek, notlarımı kalemle kağıda yazmak, duvarda asılı takvime bakarak günlerimi planlamak, annemi ev telefonundan aramak, alarmlı saatin sesiyle uyanmak, minik telefon defterimi çantama atmak istiyorum. Çok şey mi istiyorum?
TREND
Taba rengi
Deri hiç modası geçmeyen bir malzeme, bir klasik ama bu sezon taba rengi deri mobilyalar yükselişte! www.bms.com.tr
YENİLİK
Tek tencere çok yemek
Bosch AutoCook Pro ile mutfakta yeni bir dönem başlıyor. Tek bir ürünle, tencere ve düdüklü tencere yemekleri pişirmek, yoğurt mayalamak, kızartma, güveç ve haşlama yapmak mümkün. www.bosch-home.com.tr