Önce edebiyat dünyasını sonra da sinema dünyasını sarstı. E.L. James'ın Grinin Elli Tonu kitabı bir dönemin fenomeni olmuştu. Sonrası geldi tabii. James, hikayeyi Karanlığın Elli Tonu ve Özgürlüğün Elli Tonu'nu yazıp üç kitaplık bir seriye dönüştürdü. Seri temel olarak üniversite öğrencisi Anastasia Steele ile 'yuppi' Christian Grey'in fantezilerle dolu aşk hikayesini anlatıyor. İlk kitabın sinema uyarlaması bir istismar filmi sınırları içinde vasat bir yapım olsa da kitabın küresel fenomen olmasından dolayı yapım, yapımcılarını epey sevindirmişti. 40 milyon dolara çekilen filmden 571 milyon dolar hasılat elde edilmişti. İki yıl önce bir sevgililer günü arifesinde vizyona giren filmin ikincisi Karanlığın Elli Tonu da yine bir sevgililer günü öncesinde vizyonda. Açıkçası Grinin Elli Tonu kendi kulvarında başarılı olmasa bile genç oyuncu Dakota Johnson'ın keşfedilmesini sağladı. İki ünlü oyuncu Don Johnson ile Melanie Griffith'in kızı bir anda yıldız statüsüne erişti.
İKİSİ DE SANATÇI AİLEDEN GELİYOR
Oyuncu bir ailenin içine doğduğundan olsa gerek kameralarla erken yaşta tanışan biriydi zaten Johnson. Önce modellik yapmıştı sonra da oyunculuğa geçmişti. Annesinin başrol oynadığı, Antonio Banderas'ın yönettiği Alabama'da Bir Çılgın filminde, Sosyal Ağ'da rol almıştı. Ama Grinin Elli Tonu'ndaki başrolü ona kapıları sonuna kadar açtı. Karanlığın Elli Tonu ile 2018'de vizyona girecek Özgürlüğün Elli Tonu'ndan sonra her halde yeni nesil Kim Basinger olabilir. Kim Basinger demişken ünlü oyuncu Karanlığın Elli Tonu'nun sürprizi aslında. 80'lerin kült filmi 9 1/2 Hafta'nın fenomen oyuncusu, bu filmin yarattığı sinemadaki personasına uygun bir rolle yıllar sonra tekrar karşımıza çıkıyor. Sanatçı bir aileden gelen, modellikten oyunculuğa geçen Kim Basinger, Bond kızı da olmuştu, Tim Burton'un yönettiği Batman filminde de rol almıştı. Ama kariyerinin zirvesi Los Angeles Sırları filmidir. Filmdeki performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar'ını kazandı. Dakota Johnson, kariyerinin henüz başında ama oyunculuk serüveni Kim Basinger ile benzeşiyor. 50 Ton üçlemesi nihayetinde bir 9 1/2 Hafta eder mi bilinmez, ama bu serinin üç kazananından (ilki yazarı E. L. James, ikincisi filmin yapımcıları) biri gibi görünüyor. Çünkü bu seriyi taşıyan biraz da Johnson'ın performansı... Ama ileride Oscar'a uzanacak bir performas sergiler mi yoksa adı hep bu seriyle anılan bir oyuncu olarak mı kalır onu da Johnson'ın yetenekleri ve tercihleri gösterecek...
SİNE-TORTU
Erdoğan ara demişti ama yola devam ediyor
Yılmaz Erdoğan sıklıkla film çeken bir sinemacı değil. Kelebeğin Rüyası'ndan ancak üç yıl sonra Ekşi Elmalar filmiyle karşımıza gelmişti. Sonra da uzun yıllar boşladığı tiyatro sahnesine Münakaşa oyunu ile geri döndü. Sahnenin tozunu doya doya ciğerlerine çektiği günlerde artık tiyatroya ağırlık vereceğini açıklamıştı. Tatlım Tatlım bunun için sürpriz oldu. Erdoğan, Demek Akbağ ile yıllarca sahnede ter döktükleri Haybeden Gerçeküstü Aşk oyununu Tatlım Tatlım adıyla sinemaya uyarladı. Film 17 Mart'ta vizyonda.
JACK NİCHOLSON TONİ ERDMANN OLARAK GERİ DÖNECEK
Bizde geçen hafta vizyona giren Toni Erdmann geçen yılın en iyilerinden biri olarak epey nam salmıştı. Maren Ade'nin yazıp yönettiği filmin çekiciliğine Hollywood'da dayanamamış görünüyor. Çünkü Variety'de çıkan habere bakılırsa Hollywood filmi yeniden çekmek istiyor. Bir baba-kız ilişkisini anlatan filmin yeni çevriminde babayı Jack Nicholson, kızı da Kristen Wiig oynayacak. Uzun zamandır beyazperdeden uzak duran Nicholson da böylece Toni Erdmann olarak geri dönmüş olacak.
KLASİKLER BİR BİR YENİLENİYOR
Türkiye'de filmlerin restore edilmesinin önemi anlaşıldı. İstanbul Film Festivali'nin Groupama ile yaptığı işbirliği sonucu şimdiye kadar Yılanların Öcü, Muhsin Bey, Bereketli Topraklar Üzerinde, Vurun Kahpeye, Selvi Boylum Al Yazmalım, Üç Arkadaş, Gurbet Kuşları, Vesikalı Yarim ve Sürü filmleri restore edilmişti. Bu yılda Anayurt Oteli restore edilecek. Film restorasyonu işlemini Türkiye'de başarıyla yapan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Prof. Sami Şekeroğlu Sinema- TV Merkezi de uzun zamandır bağımsız bir şekilde klasik filmleri kültürel hayatımıza kazandırmak için var gücüyle çalışıyor. Daha once Sevmek Zamanı'nı restore eden merkez geçenlerde Halit Refiğ'in Hanım filmini onardı ve gösterimini yaptı. Emeği geçenlere teşekkürler...