Zamana direnen yorgan ustaları modern zamana inat el emeği göz nuru yorganlar yapıyor, sanatlarını yaşatmaya çalışıyorlar. Zamanında dükkânlarının kapılarında kuyruklar oluşan, kuyumculuk kadar değerli olan yorgancılar artık çırak bile bulamıyor. Biz de son ustaların kapısını çaldık, yaşam hikâyelerini dinledik, serüvenlerine dokunduk. İşte gelecek nesillere yorgancılığı meslek olarak bırakamamanın hüznünü yaşayan günümüzün son yorgan ustaları...
60 yıllık usta
Yorgancıların çoğu Trabzon Maçkalı. Necati Aktürk (85), 60 yıllık yorgan ustası. Zamanında en ağır yorgan motiflerini yapmış o. Fatih'teki dükkânı Haliç Yorgancısı ise 46 yıllık. Necati Usta eski günleri özlüyor: "Ağır yorgan modelleri artık yok" diye hayıflanıyor önce. Zaten dükkânında da en ağır modeller var. "Bu modelleri hiçbir yerde göremezsin" diye övünüyor. Yanında çok kişi yetişmiş onun: "Bu dükkânda dünya adam çalıştı, İstanbul'da birçok yorgancı ustası benim elimden geçmiştir. Çok eskiyim ama gelecekte bu iş bitecek, çünkü yetişen yok!" diye hüzünleniyor. O kadar kıymetliymiş ki yorgancılık, eskiden insanlar dükkânını yorgancıya vermek istermiş. Necati Usta: "Yorgancılık bizle bitiyor. Şu yorgan modelini nerede diktirelim?' diye arayacaklar, bulamayacaklar. Zaman varken kıymet bilin!" Necati Usta'nın yanında çalışan İbrahim Kaş (60) için ise: "Dünya çapında yorgancı ustasıdır" diyor. İbrahim Usta ise Necati Usta ile 50 yıllık yarenlikleri olduğunu söylüyor. Herkesin hazır yorgana dönmesine kızıyor: "Yorgan kültürü ölüyor, yeni nesil yorgan kültürünü bilmiyor" diye uyarıyor. Sohbetin sonunda "Üzüm modeli var. Onu Türkiye'de bulamazsın, onu çek. O bambaşka bir şey" derken gözlerinin içi gülüyor. Sonra: "Yorgancılık için doğmuşum" diyerek uğurluyor bizi...
56 yıldır aynı yerde!
Yorgan ustası Salih Akbulut (76), Fatih'teki dükkânı Öz İğne'de 56 yıldır aynı kapıyı açıyor. Lakabı titiz Salih... Dükkâna misafir olduğumuzda ilk cümlesi "Yorgancılıkta son postayız biz" oluyor. Trabzon Maçkalı... 15 yaşında başlamış yorgancılığa. Eskilerden söz açılınca söz usta-çırak ilişkisine geliyor: "En az yorgan ustasının yanında üç yıl hizmet edecektin ki, kalfa olabilesin. Eskiden dükkân sohbet mekânı idi, dostlukların doğduğu bir yerdi. Müşterilerle ve esnafla inanılmaz bir bağ vardı" diyor. Yanında onlarca kişi yetişmiş. Binlerce yorgan ustası elinden geçmiş. Yorgancılıkta kıdemli olana diğer ustaların saygı gösterdiğini belirtiyor Salih Usta, eski günleri özlüyor. Sanayinin gelişmesiyle emeğe değer verilmez olduğundan dem vuruyor. "Bizden sonra yorgancılık biter! Bizler son ustalarız" diyen Salih Usta, mesleğin zor olduğunu anlatıyor: "Pamuğu tarayacaksın, döşeyip çubuklayıp teyelleyeceksin. Tezgaha atacaksın, model çizeceksin. Yorgancılık emek gerektiriyor" diyor.
Eskiden kuyumculuk kadar kıymetli bir meslekti
Nazmi İnce (60) 45 yıllık yorgan ustası. 13 yaşında, babası "Eti senin, kemiği benim!" demiş ustasına. Ahilik ahlakını öğrene öğrene yorgancılığın inceliklerine varmış. "Sanat başta emek ister, sabır, fedakârlık, beceri, sanat aşkı ister. Yorgancılık da 70'li yıllarda en gözde sanatlardandı" diyor Nazmi Usta. Öyle ki kuyumculuk kadar kıymetliymiş. Genç kızların çeyiz sandığı onlardan sorulur, dükkânın önünde kuyruklar bile oluşurmuş. Yorganlardaki motifler ise yorgancılar arasında rekabete bile neden olurmuş; gece olunca el fenerini alan yorgancı, motif çalmaya çıkar, soluğu yorgancı dükkânlarının önünde alırmış; karanfil, papatya, menekşe motiflerine bakıp çizermiş. Hafta sonu ise yorgancı dükkânları vitrin hazırlar, rengârenk motiflerle süslerlermiş. Cumhurbaşkanı'ndan Şenol Güneş, Derya Baykal, Esra Ceyhan ve Gülben Ergen gibi sanatçılara kadar birçok ünlü isme de yorgan dikmiş Nazmi Usta. O, İstanbul Yorgancılar, Çeyizciler, Perdeciler, Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanlığı'nı yapıyor: "Eskiden binlerce yorgancı vardı" diyen Nazmi Usta, "Şimdilerde topu topu 500 tane dükkân var. Yorganları yıllardan beri aynı sistemle yapıyoruz" diyor. 10 binden fazla eseri olan Nazmi Usta "Devletin bu sanata sahip çıkması gerekli, çıraklık okulları açılmalı. Çünkü ustalar 50 yaşın üzerinde. Kurslarının açılması elzem" diyor. Onun en büyük hayali ise yorgancılıkla ilgili bir müze açmak.
Herkes hazır yorgan alıyor!
Eyüp'teki yorgancı dükkanı Özen Çeyiz'in sahibi Mustafa Sünger (48), çocukken başlamış yorgancılığa. Ustasının kendini yetiştirmek için diktiği yorganı tamamen söktürüp yeniden diktirdiğini anlatıyor: "Geceleri ustam yorganları bize bırakırdı. Onların yorganlarındaki eksik yerleri dikerdik. Çabuk öğrenelim de kalfalığa geçelim diye... Yorgancılığı çok sevdim. 36 yıl oldu hâlâ severek yapıyorum" diyor. 90'lı yıllarda her ay 40 model yorgan sattıklarını söylüyor. Son 10 yılda ise yılda 10 motifli yorgan bile satamadıklarından yakınıyor: "10 yıl önce 500 TL'ye motifli yorganlar satardık, şu an 400 TL'ye satamıyoruz" diyor. Gündelik kullanılan yorgan, yastık ve minderlerin günümüzde daha çok talep gördüğünü belirtiyor. Eskiden çeyiz ve sünnet düğünleri için yorgancların kapısını çalan müşterilerin çok olduğuna değiniyor. O her ay yorgancı dükkanının vitrini değiştiriyor. Dükkânda yorganların süslemesinin önemli olduğunu vurguluyor: "Yorganların iyi görünmesi önemli" diyor. Müşterileriyle ise bir aile gibi olduklarını belirtiyor Mustafa Usta: "Müşterilerim 25 yıllık. Artık çocuklarının işlerini yapmaya başladım. Kuşaktan kuşağa gelenek devam ediyor" demeden geçmiyor. Onun üzüntüsü de yorgancılığın bitiyor olması.