O dünyanın en zengin yazarı. Üstelik 2001'den beri birinciliği kimseye kaptırmıyor. Yılda ortalama 14 kitap yayımlayan Patterson kitaplarının sadece hikaye kısmını yazıyor gerisini 20 kişilik bir yazar ekibi hallediyor. Stephen King onun için "Berbat bir yazar" dese de tüm çok satanların toplamından daha çok satıyor. Patterson, aynı zamanda dünyanın en çok satan yazarı. Tüm dünyada 300 milyonu aşkın kopya sattığı tahmin ediliyor. Öyle ki Amerika'daki kitapçılarda satılan her 17 romandan biri onun. Yazar Türkiye'de de popüler. Peki ama kim bu James Patterson? Başarısının sırrı ne? Patterson, 68 yaşında. Asıl mesleği reklamcılık. İlk romanı The Thomas Berryman Number. Patterson kapı kapı gezip kitabını bastırmak istemiş fakat tam 31 farklı yayınevi tarafından reddedilmiş. 1976'ya kadar. Bu ilk kitap 10 bin satmış ve yazara 8 bin 500 dolar kazandırmış.
NASIL ÜRETİYOR?
Yazmaya tüm zamanını ayırmaya emekli olduktan sonra başlamış Patterson. 1996'da. Bir dedektif tipi keşfetmiş. Siyahi dedektif, polis olmak istiyor fakat bir türlü olamıyor. Seri cinayetler işleyen ve çocukları kaçıran katillerin peşine düşen Alexis Cross adında sevimli bu sevimli karakter çok sevilmiş. Ama bunun için de iyi çalışmış. Televizyonlara reklamlar verdirmiş. Reklama önce Amerika'daki okuyucunun yüzde 20'sini barındıran New York televizyonlarıyla başlamış. Sonra Chicago, sonra Washington televizyonlarına sıra gelmiş. Kitap 5 milyon satınca devamını yazmaya başlamış. Patterson'ın çok satan romanları bir ekip çalışmasıyla ortaya çıkıyor. Yaklaşık 20 kişilik bir ekip, onun için yazıyor. Romanlarının hikayesini 80 sayfa kadar kaleme alıyor. Sonra her sahnesini resmediyor. Ekibe bu notlar paylaştırılıyor. Sonra herkes yazdıklarını ona gönderiyor. Patterson, kitaplarını Palm Beach'teki evinde kurşun kalemle kâğıt üzerine eliyle yazıyor. Kitaplar, elektronik ortamlara taşınıyor. Sabah 5.30'dan saat 10.00'a kadar yazıyor. Sonra yürüyüşe çıkıyor. Başarının en önemli şartı disiplin, ona göre. İkincisi çalışmak. Üçüncüsü ise hedefe odaklanmak. Yürüyüşten döndükten sonra oğluyla sohbet ediyor, yardımcısı Jack ile konuşuyor. Onun gönderdiklerini kontrol ediyor. Senede 365 gün yazıyor. Yuvarlak bir yazı masasında, hafifçe eğilerek. Akşamları da evde bir film ya da dizi seyrederek geçiriyor. Kriminal romanlar kaleme alıyor. Hikayeleri yüksek tempolu ve kısa. Kısa cümleler kuruyor. Hikâyeye, zarif ve sanatlı cümlelerden daha fazla önem veriyor. Kelime fabrikatörü, çoksatan ustası James Patterson reçeteyi iyi biliyor. Romanda okuyucunun seveceği bir kahraman olmalı; hobileri olan, insanlara yardım etmeyi seven biri. Elbette çok iyi katiller olmalı. Dedektif onların peşine düşmeli ve sonunda yakalamalı. Bu kadar da değil. Patterson çok kısa cümleler yazıyor. Kısacık bölümleri olan romanlar bunlar. Bir bölümü dört sayfayı geçmeyen. Zaten onun okur kitlesi çalışan, çok zamanı olmayan insanlar. Ele aldığı başlıca konularsa ölüm, seri cinayetler ve cinsellik.
BAŞKASI YAZIYOR, O ZENGİN
"Hikâye bulmak kolay ama cümle kurmak zor" diyen Patterson, yılda 95 milyon dolar kazandığı halde, yazarlar ekibinin kendisine borçlu olduğunu söylüyor. "Çünkü" diyor, "Onlar benden çok şey öğreniyorlar. Sonra da bunları kullanarak kendi yollarını çiziyor, kendi romanlarını yazıp çok para kazanıyorlar. Stephen King tarafından "berbat bir yazar" olarak tanımlanan Patterson, bu eleştiriyi, "Ben bir düzyazı ustası değilim, sadece iyi hikâye söyleyen biriyim" diye cevaplıyor. Zaten başka yazarların kendi uyguladığı yöntemi uygulamasını istemiyor. Doğrusu uzaktan bakınca kimsenin uygulaması da pek mümkün gözükmüyor.
SEVGİSİZ BİR ÇOCUKLUK
Patterson 18 yıllık evli. Karısı Sue bir sanat yönetmeni. Bir oğlu var. Jack 17 yaşında ve halen lise öğrencisi. Patterson Newburgh, New York'ta büyümüş. Küçükken anne ve babası yazarla çok fazla ilgilenmemiş. Babası sigortacı olan Patterson'ın amcası ona altın değerinde bir nasihatte bulunmuş: "Basketbolcu olamazsın çünkü boyun kısa. Okumalısın çünkü okumak insanı daha zeki yapar." O da amcasının nasihatini dinleyip okumaya başlamış. Özellikle de bir yaz aile bütçesine katkıda bulunmak için bir psikiyatri kliniğinde çalışırken, geceleri sabaha kadar okumuş. James Joyce, Jean Jenet gibi ünlü yazarlar sayesinde hem nöbetlerini tamamlayabilmiş hem de onu dünyanın en zengin yazarlarından biri olma yolunda tohumlar atılmış.
TEK DOZLUK KİTABI İCAT ETTİ
Patterson düşündü taşındı ve bu yılın başında her ay en az iki, en çok dört eser yayımlamaya karar verdi. Yazar, Tek Doz diye tanımladığı bu kitapları normal ölçülere kıyasla daha kısa tutuyor, eserler daha ucuz fiyatlarla satışa sunuluyor. Sayfa sayısı 150'yi fiyat 5 doları geçmiyor. Bunlar elinize aldığınızda bırakmadan tamamlayacağınız novellalar. Kitapların çoğunu kendisi yazıyor ama bu kriterlere uygun başka eserleri de seriye dahil ediyor ve fikrini şöyle açıklıyor: "300-400 sayfalık bir kitaba zaman ayırmak istemeyenleri ve eline hiç kitap almamış olanları hedefliyorum."
BAĞIŞ YAPIYOR
Peki parasını nasıl harcıyor? Bir yazlık bir de kışlık evi var Pattersonların. Karı koca birbirinin eşi Mercedes kullanıyorlar. Florida'daki yazlık evlerine giderken özel jetlerine biniyorlar. Ancak sadece kendilerine harcamıyorlar onca parayı. Örneğin 2013 yılında, bizlerin tam da "Beyoğlu'ndaki pek çok kitapçının maddi sebepler ve tutarsız kent politikaları yüzünden yitip gidişini" konuştuğumuz günlerde, James Patterson, Amerika'daki bağımsız kitabevleri için 1 milyon dolar bağışladığını açıklamıştı. James Patterson'ın ABD'deki okul kütüphanelerinin iyileştirilmesi adına 1,25 milyon dolar bağışladığını da biliyoruz. Patterson, maddi desteği yeterli olmayan okullara son kitabından kopyalar da armağan ediyor. Genç okurlara hitap eden söz konusu kitap, James Patterson'ın Chris Tebbetts ile birlikte kaleme aldığı ve sayfalarında Cory Thomas'ın illüstrasyonlarının da yer aldığı Public School Superhero.