Halkının
sağlıklı ve uzun ömür sürmesi nedeniyle farklı üniversiteler ve önde gelen bilim insanları tarafından gerçekleştirilen sayısız araştırmaya konu olan Ikaria Adası, sonunda bir yemek kitabının da ilham kaynağı oldu. Yunanistan'ın ünlü şeflerinden, New York doğumlu Diane Kochilas, yazlarının büyük kısmını geçirdiği Ikaria Adası'nda halktan öğrendiği yemek tariflerini bir kitapta topladı.
Ikaria: İnsanların Ölmeyi Unuttuğu Yunan Adası'ndan Yemek, Hayat ve Uzun Ömür Dersleri adlı kitapta Kochilas hem adada öğrendiği yemek tariflerini hem de sağlıklı ve uzun bir yaşam için gerekli olan tüyoları okuyucularıyla paylaşıyor. İşte uzun bir hayat sürmek isteyenler için Yunan şefin kitabında üzerinde durduğu altı maddelik liste:
MEVSİMİNE GÖRE, YEREL VE AZ YİYECEK TÜKETİN
Ada halkı kendi toprakları dışında yetişen hiçbir gıdayı hayatları boyunca boğazlarından geçirmemişler. Ada yerlileri mevsime göre adada yetişen sebzeleri ve otları bol bol tüketmiş. Adada büyükbaş ve küçükbaş hayvan üreticisi sayısı çok az olduğu için tavuğu ayda bir kez kırmızı etiyse yılda birkaç kezden fazla tüketmemişler. Denizden tuttukları balık sofralarından eksik olmamış. Zeytin ve zeytinyağı sabah ve akşam sofralarında yer almış. Hiçbir şey çok bol olmadığı için doyacakları kadar ve az yemek yemeyi alışkanlık haline getirmişler.
ACELE ETMEYİN VE STRESTEN UZAK DURUN
Adadaki huzur ve mutluluğun en büyük nedeni her şeyin çok sakin ve yavaş bir şekilde yapılıyor oluşu. Kimsenin bir yere yetişme telaşı yok. Adada konuştuğunuz 80 küsur yaşındaki insanlardan bile ilk duyduğunuz cümle "Aceleye gerek yok" oluyor. İnsanlar alışverişlerini, yemeklerini, eğlencelerini bir şeyleri sıkıştırarak ve acele içinde yapmıyor. Onlar için arı üreticisi dostlarına gidip bir kavanoz bal almak eğlenceli ve bol sohbetli bir etkinlik. Adada hiç saat kullanılmıyor. Bu yüzden geç kalmak diye bir kavram da yok. Arkadaşınıza akşamüzeri ona uğrayacağınızı söylüyorsunuz ve o da güneşin batmasına yakın birkaç saatlik dilimde ona uğrayacağınızı anlıyor.
UYKUNUN TADINI ÇIKARTIN
Adada herkes aralıksız ve huzurlu bir şekilde günde 10 saat uyuyor. Öğlen uykusu geleneği de çok önemli. Günlük işlere ara verip vücudu yeniden dinlenmeye bırakmayı çok önemsiyorlar. Dükkanlar 11'den önce açılmıyor ve insanlar saat 9 sularında uyanıp kahvaltılarını acele etmeden ve ağızlarına attıkları her bir lokmanın tadını çıkartarak yapıyor.
AKIŞINA BIRAKIN
Adadaki insanlarla konuştuğunuz zaman sık sık size "Kötü bir şeyi aklında ve kalbinde tutma, unut gitsin" dediklerini duyuyorsunuz. Affetmek ve bazı şeyleri geride bırakmak çok önemli bir yetenek. Siz bunu becerebildiğiniz an aslında sırtınızdan büyük bir yükün kalktığını fark ediyorsunuz.
OTLARIN SİHRİNE İNANIN
İçleri vitamin ve mineral deposu olan otlar, Ikaria'daki insanların daha uzun ve sağlıklı bir ömür sürmesinin sırlarından biri. Sağlıklı otlar yediğiniz zaman, vücudunuzun kendi kendini iyileştirmeye başladığını siz de fark edeceksiniz.
YÜRÜYÜN
Evinin bodrumundaki garajındaki arabasına atlayıp, iş yerinin otoparkına giren ve ofisine asansörle çıkan bir nesil olarak yürümenin aslında sağlığın en büyük destekçilerinden biri olduğunu çoğu zaman unutuyoruz. Kapalı spor salonlarında oksijensiz ortamlarda yapılan saatler süren egzersizler yerine açıkhavada her gün düzenli olarak belli bir süre yürümek sağlığınıza hızlıca kavuşmanızı sağlayacaktır. Adada insanların kemik sorunlarıyla karşılaşmamasının ve 90 yaşındakilerin bile gidecekleri yere yürümesinin en büyük nedeni hayatlarının büyük kısmının yürüyerek geçmiş olması.s