Yurtdışında muhabirlik yapınca, her konuya bulaşmak zorunda kalırsınız. Bunlara futbol da dahil. Hoş ben erkek ağırlıklı maç seyreden bir aileden geliyorum, ağabeyim sayesinde daha ilkokulda Galatasaray tarihi, Metin Oktay'ın efsane golleri, özel yaşamı, Gönül Yazar hikayesine kadar bilgi edilmiştim. Roma'daki evde de eşim hasta bir Sampdorialı olarak futbol merakımı sürekli besledi. Kızıma dokuz aylık hamile olana kadar hiçbir Sampdoria maçını kaçırmadık. Son olarak Bologna- Sampdoria maçına gidince de kayınvalidem "Bu kızı stat stat gezdirme artık, statlarda doğuracak" diye eşimi azarladı. Son olarak karnımla Bologna Stadı'nda tribünde oturan Ferrari'nin Başkanı Luca Cordero di Montezemolo'nun suratına çarpınca, maç hevesimi doğum sonrasına erteledim. Eşimin evlenme teklifi de bir maç bahsi üzerinedir. 1997'de antipatik Arigo Sacchi'nin Milan'ı, Sampdoria'ya karşı oynuyor. Biz de Perugia yolundayız, radyodan maç dinliyoruz. Daha birinci dakikada gol, kaptan Roberto Mancini'den geliyor, 37. dakikada Weah, Milan'ın golünü atıyor. Kaleci Ferron'un Weah'a yaptığı hareket, bir kırmızı karta mal oluyor. Samp 10 kişi kalmış, Weah ikinci golünü de atıyor: 1-2 yenik durumdayız. Ama ben Samp'a inanıyorum, gözü kara bir takım. Benzin istasyonunda radyonun başında nefesimizi tutmuşuz. Ben bir kehanette bulunuyorum: "Bu maç 2-3 Samp'ın galibiyetiyle bitecek." Marco bana dönüp "Eğer Samp bu maçı kazanırsa, ben de seninle hemen evleniyorum" diyor. Samp kazandı, beyefendi de sözünü tuttu. O zamanki Samp'a bayılıyorum, İtalyan liginin en deli fişek, sempatik takımı. Fatih Terim, Floransa'ya geldiğinde ben yine dokuz aylık hamileydim ve SABAH için onun peşine düşmüştüm. Terim, Türkiye'den gelen spor muhabirlerinden karnımı koruyor, muhabir arkadaşları "Burada bir Türk evladı var, dikkat edin" diye uyarıyordu. Spor için yaptığım mülakatlar arasında en keyiflileri Floransa Başkanı Cecchi Gori, hakem Collina'nın yanı sıra geçtiğimiz çarşamba günü İstanbul'da gerçekleştirdiğim Roberto Mancini röportajı oldu. Gazetemizde bir farkı da kaydettim: Spor servisi. Son derece kaliteli bir kadro. Mancini röportajından önce bu fikrimi Levent Tüzümen'le ve onun aracılığıyla SABAH Spor Servisi Müdürü Murat Özbostan'la da paylaştım. Tüzemen'le bir ay önce yaptığımız sohbet, Özbostan'ın verdiği destek, Bülent Timurlenk'in güzel sohbeti, bana yıllar sonra ilk kez ekip duygusunu yaşattı. Fotomuhabirimiz Bahadır Beyarslan son derece profesyoneldi. Spor servisimize "Chapeau" (Şapka çıkarırım) diyorum.