Fransız
gastronom Brillant- Savarin'in 18. yüzyılda dile getirdiği "Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" sözü, belki de bugün sosyal medyada neden binlerce yemek fotoğrafı paylaşıldığını açıklayabilir. Biri sırtı dikleştirip yukarıdan, bir diğeri masadaki ambiyansı da verecek geniş bir açıyla, sonuncusu ise ayakta kuş bakışı olmak üzere en az üç poz... Restoranlarda artık her dakika bu hareketleri yapanları görmek kimseyi şaşırtmıyor. Garsonun masaya siparişlerle yaklaşmasıyla akıllı telefonlarına sarılan müşteriler, yemekleri en iyi şekilde fotoğraflayıp başta Facebook ve Twitter olmak üzere sosyal ağlar üzerinden paylaşıyor. Instagram ve Pinterest uygulamalarındaki paylaşımların yüzde 18'ini yiyecek ve içecekler oluşturuyor. Menülerindeki yemeklerin fotoğraflarının müşterilerce paylaşılmasını, bedava reklam olarak nitelendirenler çoğunlukta olsa da internet çağının bu yeni modasından memnun olmayan restoran sahipleri ve şefler de var. Fransa'da 'tabak paparazzileri' olarak anılan müşterilerinin yemeklerin ve ortamın tadını çıkarmayıp paylaşımlarına gelen tepkilere yorum yapmasından şikayetçi olan bazı şefler, değişik yollara başvuruyor. Örneğin, çatallarından önce akıllı telefonlarına sarılan müşterilerin yemeği ve restoranın ambiyansını ziyan ettiklerini düşünen yıldızlı bir Fransız şef, çareyi Paris'teki restoranının menüsüne müzelerde kullanılan, üzerine çarpı işareti konmuş fotoğraf makinesi ikonlarını eklemekte bulmuş. Fotoğraf çekmeyi yasaklayamayacağının bilincinde olduğunu belirten ünlü aşçı, insanları farkındalığını artırarak yaşadıkları anın tadını çıkarmaya teşvik etmeyi hedefliyor. Kimi şefler ise olaya daha pragmatik yaklaşarak fotoğraf sanatıyla ilgisi olmayanların çektikleri karelerin yemeğin güzelliğini tam olarak veremediğini öne sürerek bu trende karşı çıkıyor. Yemeğin Nobel'i olarak anılan Michelin Rehberi'nin yıldızlı restoranlarını teftişe gelen gurmelerin yerini artık sıradan müşterilerin alması da birçok restoran sahibini endişelendiriyor. Zira görünümü ya da lezzeti başarısız bir yemek, anında sosyal medyada afişe edildiği için restoranın prestiji de zarar görüyor.
FOTOĞRAF LEZZETİ ART IRIYOR
Amerikan psikoloji bilimi dergisinde yayımlanan bir araştırmanın sonucuna göre, yemeden önce fotoğrafını çektiğimiz yemekleri daha lezzetli buluyoruz. Sosyologlara göre ise çağımızın yeni fenomeni sosyal ağlardaki yiyecek fotoğraflarının paylaşılması, güzel yemek yemenin demokratikleşerek orta sınıfa kadar inmesinin bir göstergesi. Eskiden ancak zenginlerin sofralarında bulunan yemekler, televizyonda yemek yarışmalarının yaygınlaşmasıyla sıradan insanların bile ilgi alanına girdi. Fotoğraflanıp hashtag denilen anahtar kelimeler eklenerek yayınlanan yemeklerin aslında natürmort resim tarzının modern versiyonu olduğunu ve internetin, yiyecek resmi paylaşımına yeni bir boyut getirdiğini düşünenler de var. Açıklaması her ne olursa olsun çocuk ve hayvan fotoğraflarının ardından sosyal ağlarda en çok paylaşılan ve yorum alan amatörce çekilmiş yemek fotoğrafları görmeye devam edeceğimiz kesin.