Floransa
Belediye Başkanı Matteo Renzi, başbakanlık koltuğunu kapmış görünüyor. Henüz 39 yaşında, İtalya'nın en genç başbakanı olacak. İtalyanlar Berlusconi gibi 77 yaşındaki politikacılara alışık. Aslında Renzi'yi, Berlusconi de beğeniyor. Kendi yaşının yarısında bir politikacının başbakanlığa aday olması hoşuna gitti. Biraz da hırsı ve ataklığıyla onda kendini görüyor olmalı. Renzi, Demokrat Sol Parti'den de gelse, Katolik, Hıristiyan demokrat kökenli. Eski komünistlerden şikayetçi olan Berlusconi için bu da önemli bir faktör. Renzi teklifsiz, rahat. Enrico Letta başbakanken görüşmeye kravatsız gidiyordu. Cumhurbaşkanına ise kiraladığı Giuletta ile gitti. Floransa'da bisikletiyle geziyor. Gazetecilere "Benim değil, asıl sizin korumaya ihtiyacınız var" diye espri yapıyor. Gizli rüyası ise üniversitede profesör ya da TV sunucusu olmak. Aslında sunuculukta çok yetenekli. Birkaç yıl önce Floransa'da Maggio Musicale Festivali'nde, Ferzan Özpetek'in rejisini yaptığı
Aida operası sahneleniyordu. Sahne bir türlü açılmıyor, biz de bekliyorduk. Bir grev vardı. Renzi espriler yapıp halkı eğlendirerek bir show man gibi konuştu. Renzi, dört çocuklu bir aileden geliyor. Bir zamanlar babası da Belediye Meclisi'nde Hıristiyan Demokrat Parti'den üyelik yapmış. Çocukluğunu bilenler "Top oynarken kaybetmeyi sevmezdi" diyor. Hırslı ve becerikli. İzciliği de var. "Halka hizmet için politika yapıyorum" palavrasına sığınmıyor. Hukuk mezunu Renzi'nin parti içindeki kariyeri de hızlı gelişti. Asıl çıkışını 2009'da Floransa belediye başkanı seçilince yaptı. Sloganı şöyleydi: "Ya Floransa'yı değiştireceğim ya da mesleğimi bırakıp, çalışmaya döneceğim." Renzinin lakabı rottamatore. İtalyanca hurdacı anlamına gelen bu sıfatı, partisinin eski kadrolarını tasfiye etme projesiyle kazandı. Zaten o da "Hepsini hurdaya çıkaracağım" dedi. Hırsını inkar etmeyen Renzi, bakalım İtalya için de "Ya İtalya'yı değiştiririm ya da mesleğimi" diyebilecek mi?