Yedikleri tereyağlı kruvasanları, meyveli turtaları ve milli yemekleri sayılan kaz ciğerine rağmen incecik ve formda imajlarıyla akıllara durgunluk veren Fransızlar bugünlerde devletin beslenme alışkanlıklarına müdahale etmesiyle karşı karşıya. Sanılanın aksine, her 10 kişiden birinin obez olduğu Fransa, bir yandan obeziteyle savaşa hazırlanırken, diğer yandan da gençleri kronik aşırı zayıflama tutkusu olarak tanımlanan psikolojik hastalık anoreksiya nevrozadan korumaya çalışıyor.
FOTOĞRAFA RÖTUŞ YASAĞI
Fransız beslenme uzmanı Prof. Dr. Serge Hercberg'in Fransa sağlık bakanlığına sunduğu ve 15 maddeden oluşan raporda, Fransızlar'ın sağlıklı beslenmelerini sağlayacak ilginç çözümler yer alıyor. Ünlü uzman, genç kızların gazete ve dergilerdeki fotoğraflardan etkilenerek komplekse girmesiyle başlayan zayıflama hastalığının önüne geçilmesi için çok zayıf manken fotoğraflarının basılmasının ve bu fotoğrafların bilgisayar programları aracılığıyla rötuşlanmasının yasaklanmasını öneriyor. Ayrıca aşırı zayıf mankenlerin defilelerinin TV'de gösterilmemesini için hükümetin müdahalesini de istiyor. Sağlığı koruyarak ulaşılması imkansız olan bu beden ölçülerinin gençlerde psikolojik bir baskı oluşturduğuna dikkat çekilen raporda, bilinçsiz olarak yapılan rejimlerin hayati tehlike yarattığının altı çiziliyor. Bu nedenle zayıflatıcı ilaç, ürün ve yöntemlerin tüm yazılı ve görsel basın ile internetten kaldırılması tavsiye ediliyor. Aslında moda dünyasının zayıf olmayı neredeyse emrettiği günümüzde, modanın kalbi olarak bilinen Fransa'da bu tür bir uygulama şaşırtıcı görünse de bu konuları kamusal alanda tartışan ilk ülke Fransa değil. İsrail de 2013'te aşırı zayıf mankenlerin defilelere çıkmasını yasaklamış ve fotoğraflarda yapılan rötuşların belirtilmesi kuralını getirmişti. Prof. Hercberg'in raporu obeziteyle savaşmak için de patates cipsi, çikolata gibi fazla yağlı, şekerli ve tuzlu gıdalara ek vergiler getirilerek tüketimlerinin azaltılmasını ve saat 07.00 ile 22.00 arasında bu ürünlerin TV reklamlarının yasaklanmasını öneriyor. Bu tür bir düzenlemeyle üreticilerin de ürünlerini daha sağlıklı hale getirmeye çalışacağı belirtilerek gıda sektörünün kamu sağlığına hizmet edeceği belirtiliyor. Tüketicilerin ürün ambalajlarını okumayı ihmal ettiğinin altını çizen Prof. Hercberg, fast-food restoranlar da dahil olmak üzere endüstriyel gıda ürünlerinin besleyici değerlerinin renkli logolarla belirtileceği bir sistemi tavsiye ediyor.
YOKSULLARA KUPON
Tam tahıllı ekmek, meyve ve sebze gibi sağlık dostu ürünlere de sıfır vergi uygulaması getirilerek tüketicinin bu gıdalara ulaşımının kolaylaştırılmasını öngören raporda, bu ürünler için yoksul ailelere kişi başı aylık 10 avro değerinde semt pazarlarında geçerli olacak alışveriş kuponları verilmesi teklif ediliyor. Sağlıklı bir vücudun beslenme kadar fiziksel aktiviteye de bağlı olduğunun altını çizen Prof. Hercberg, buna bütçe ayıramayacak ailelerin çocuklarını sportif faaliyetlere gönderebilmeleri için çocuk başına aylık 50 avroluk kuponlar dağıtılmasını da öneriyor. Tekliflerinin hükümete büyük bir maddi yük getireceğinin farkında olduğunu belirten profesör, gıda endüstrisinin verdiği zararın sosyal güvenlik sistemine yükünün çok daha fazla olduğuna da dikkat çekti.