Bugün dünyada birçok şehir, hızla değişirken, Paris'e 80 kilometre uzaklıktaki Provins, Ortaçağ'da kurulduğu haliyle duruyor. İlk yerleşimin 485'te başladığı bu küçük kent, dünyanın her yerinden gelen tüccarları buluşturan ticaret fuarlarına ev sahipliği yaparak 9. yüzyılda Paris ve Rouen'den sonra önemli bir Fransız kenti olarak ünlenmiş. Şehrin en heyecanlı kısmı ise 1000 yıllık yeraltı tünelleri. Parisliler ulaşım ağı için toprağın altını kazarken, Provins'te kazılan tünellerde yün imalatı yapılırmış. Şehrin ilerleyen yıllarda bir ticaret kavşağı haline gelmesiyle ise labirent gibi bir plana sahip olan, kilometrelerce uzunluktaki bu tünellerde tekstil, deri, kürk ve baharat gibi lüks mallar depolanmış. Başta ticari amaçlarla kazılan bu tüneller, 10 asır boyunca gizli Mason localarından, savaşta Alman işgalinden kaçan Yahudiler'e, monarşi karşıtı yasadışı gruplardan, aşk hikayelerine kadar birçok gizemli olaya da ev sahipliği yapmış. Bugün belirli saatlerde 20 kişilik grupların bir rehber eşliğinde gezmesine izin verilen mekanın tarihi, duvarlara kazılan resim ve yazılarla da tescilleniyor. Bir duvarda bir şarap tüccarının 1253'te depoladığı ürünlerinin muhasebesine rastlarken, ileride 18. yüzyılda yapılmış bir Mason simgesineigörmek mümkün. İtalyan yazar Umberto Eco'nun
Foucault Sarkacı adlı romanına da esin kaynağı olan bu tünellerin tahrip olmaması için yeryüzüne çok fazla bina ve yol da yapılmamış. 2001'de UNESCO'nun Dünya Mirası listesine adını yazdıran Provins'in tarihi kısmını saran 1.2 kilometrelik surları, 1200'lü yıllarda askeri amaçla inşa edilmiş. Bu sekiz asırlık surların büyük kısmı tahrip olmamış. Şehrin en eski tarihi bölgesi olan tepede bulunan surlarla çevrili alanda da 12. yüzyılda inşa edilen Sezar Kulesi yer alıyor. Şehre hakim konumuyla eşsiz bir manzara sunan bu kulenin tepesine çıktığınızda kendinizi Ortaçağ'a gitmiş gibi hissedebilirsiniz.